https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DURDURAN YOK MU? ERİYORUZ!

Okunması Gerekenler

Ooooff, of. Of ki ne of.

Yine içimiz şişti maç seyredeceğiz diye.

Zor, hakikaten çok zor.

Fenerbahçe futbol takımının günden güne eridiğine şahit olmak zor.

Yedekleri bile bugünkü 11’den daha yetenekli kadrolardan bugünlere geldiğimizi görmek te zor.

Kendini attırmak için binbir tane cambazlık yapan hocayı üç kuruşluk tazminat ya da maaşı yüzünden kovamayacak kadar finansal batağın içinde olmamızı içimize sindirmek te zor.

Ve en zoru ne biliyor musunuz? Tüm bunların başsorumlusu olan ama buna rağmen hala tüm taraftarın gönlündeki isme koltuğu devretmemek için ayak direten başkanımız Aziz Yıldırım’ın göz göre göre gelecek sezon ve sezonları da çöpe atmayı kabul etmesine sabretmek.

Günden güne erimemize rağmen bunu durduracak hamleyi yapmamasını görmek.

Oooff of.

İç çekmekten başka bir şey gelmiyor elden.

Hakikaten inanılmaz zor.

 

Ha, bugün kazansaydık ne olurdu?

Mesela son dakikalarda bir gol atıp 2-1 alsaydık maçı her şey güllük gülistanlık mı olacaktı? Tabii ki hayır.

Problemler bir süreliğine halının altına süpürülecekti, o kadar..!

İlk golü yedikten sonra biraz reaksiyon gösterdi bugün takım sadece.

Alper ‘le Lens bir kaç etkili atak sürükledi.

Van der Wiel ilk kez top oynamaya istekli gözüktü.

İsmail Köybaşı ikinci devre kapasitesini aşan hareketlere teşebbüs edene kadar en azından isyan eden bir görüntü çizdi.

Jozef-Topal ikilisinden biri oynamadı, bu takıma ekstra bir yetenek enjekte etmedi belki ama 25 dakikalık bölümde en azından biraz daha dikine oynayabildik. Topu eveleme-geveleme oranı azaldı takımın. Ama işte o kadar.

İkinci devre Alper ve Lens yorulup oyundan düşünce yine etkisiz bir top oynar olduk. Lens yine de son bölümde yaratılan bir kaç tehlikenin içindeydi. Sow ve Volkan Şen’in berbat futbollarına 70 dakika sabreden Advocaat bir de artık her türlü riske girmesinin beklendiği son dakikalarda Alper’in yerine Jozef’i alarak kendini kovdurma provokasyonlarına bir yenisini ekledi.

 

Haftalardır bir maçta 2 tane gol atmayı beceremeyen Fenerbahçe’de tabii ki santraforlar da tartışılır oldu artık iyice. Kağıt üzeri 4 tane santraforumuz var.

Van Persie bir var bir yok. İlk devre form tuttuğu dönemde takım da zirveye yaklaştı. Sonra ortadan kayboldu yine. Belli ki tüm sezon verim alma şansımız yok bundan sonra, yaşı da iyice geçiyor.

Sow desen Afrika Kupası’ndan döndüğünde beri bitik vaziyette. Zaten kiralık ve bu haliyle uzun vadede yararlı olması mümkün değil.

Fernandao ise tank gibi ağır olmasını engellemek için çalışacağına son maçlarda protesto eden tribünlere el kol hareketleri yapmakla meşgul.

Emenike’ye ise lafım yok. Suç onda değil, onu hala bu kadroda tutanda zaten.

Dolayısıyla her ne kadar başka mevkilerde transferlere de ihtiyaç duysa Fenerbahçe, gelecek sezon ben olsam bu 4 santraforun hepsini gönderip yerine çok daha başarıya aç ve katkı sağlayacak forvetler transfer ederim.

 

Ama şu an için konumuz sağ bek, sol bek santrafor değil.

Günden güne eriyoruz.

Yönetimiyle, futbolcu kadrosu, teknik ekibiyle, finansal gücüyle durumumuz giderek kötüleşiyor.

Ve hepsinden kötüsü camia coşkusunu kaybetti. En zor dönemlerdeki birlik ve beraberliğimizin yerinde yeller esiyor. Herkes bir tarafa dağıldı. Her kafadan bir ses çıkıyor. Maçların boş tribünlere oynanmasını bırakın, bir çok kişi maçları televizyondan bile seyretmiyor. Çocukları Fenerbahçe’li yapmak babalar için günden güne zorlaşıyor.

Hakikaten anlamıyorum,yeni bir başlangıcın önünü açmak için artık daha ne bekleniyor?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

QUADRUPLE-DOUBLE, NBA TARİHİNDE SADECE 4 KEZ

NBA'de double-double hemen her maç, triple double'da her sezon onlarca kez gördüğümüz istatistiklerdir. Peki ya quadruple-double ? 350 bine yakın oyuncunun...

Benzer Konular