Bir gün önceki Beşiktaş’ın etkileyici futbolla aldığı Kayseri galibiyeti bir miktar moral bozmuştu belli ki. Tribünlerde boşluklar göze çarpıyordu.Sanki süngüsü biraz düşüyor gibiydi taraftarın. Ancak Fenerbahçe takımı bugün oynadığı oyunla ”Du bakalım” dedi. Son maça kadar da mücadelesini vereceğinin sinyallerini verdi.
Zaten ligin son haftalarında psikoloji devreye girer. Sakin kalmak çok önemlidir, en büyük düşman ”paniktir”. Havayı kaybetmemek çok kritiktir. Son derece tecrübeli futbolculardan oluşan Fenerbahçe bu konuda Beşiktaş’ın bir adım önünde gözüküyor. Eğer şampiyonluk gelecekse Fenerbahçe son haftalarda daha sakin kalabildiği için gelecek.
Ancak son haftalardaki iyi futbolda yapılan sistem değişikliğinin de faydası olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Aslında yapılan sadece küçük bir rötuş ancak etkisi hakikaten büyük oldu. 4-3-3’ten 4-2-3-1’e geçerken Fenerbahçe, Josef bir miktar geriye geldi ve Mehmet Topal’la orta sahanın hamallığını birlikte yüklendi. Böylelikle Jozef’in verimi arttı. Fazla beceremediği ofansif görevler yerine, tam kendisine göre olan defansif görevlere odaklandı. Öte yandan Diego ya da Ozan Tufan’ın devre dışı kalmasıyla Nani forvet arkasında serbest adam pozisyonuna geçti. Nani’nin de Jozef gibi verimliliği arttı. Gollerle, asistlerle takıma ciddi katkı vermeye başladı.
Ve tabii ki Van Persie! Onun pozisyonunda bir değişiklik olmadı ancak ona verilen destek oldukça arttı. Topla daha fazla ve daha etkili noktalarda buluşmaya başladı. Eskisi gibi rakip stoperlerin kucağındaki yapayalnız görüntüden sıyrıldı. Fizik kondüsyonu da tam değil, biraz toparlayınca adam eksiltmeye de başladı. Sadece attığı ve attırdığı gollere bakmayın lütfen. Topu ayağına aldığında oyunu nasıl açtığına,arkadaşlarını nasıl yönlendirdiğine, yaptığı koşularla sürekli top istemesine bakın. Göreceksiniz ki yalnızlıktan kurtulan Van Persie de oyundan daha fazla keyif almaya başlamış, daha coşkulu oynar bir hale gelmiş.
İnsanın şu sistemi ve son haftalarda oynanan futbolu görünce ”daha önce nerelerdeydiniz” diyesi geliyor. Bu takımın zaten defansif olarak bir kaç maç dışında problemi yoktu. En büyük sıkıntı ofanstaki yıldızlarından verim alamamaktı. Şimdi görüyoruz Van Persie ve Nani oynayınca bir kaç haftadır farklı ve bol gollü galibiyetler geldi, hem de hiç gol yemeden. Demek ki korkunun ecele faydası yokmuş. Haftalarca 3 tane önliberoyla gereksiz vakit kaybetmişiz. Hocayı bu inadı yüzünden eleştirebiliriz de geç te olsa doğruyu bulduğu için tebrik te edebiliriz. Benim düşüncem , keşke bazı kupa maçlarında bu denemeyi yapsaydı. O zaman çok daha önce sonuç alabilirdik.
Son notlarım da yine taraftara. Küfürlü tezahüratların sözlerini söylemeden sadece melodileriyle yetindiler. Bu en azından ceza aldırmama konusunda bir miktar bilinç oluştuğunu gösteriyor. Umarım tamamiyle her türlü küfürlü tezahürattan ve saçmasapan tribün cezalarından kurtuluruz.
Öte yandan bu kadar pozitif futbolun oynandığı bir günde Diego protestosu yakışmadı. Diego son iki sezondur oynadığı futbolla hayal kırıklığı mı? Evet. Aldığı paranın hakkını verebildi mi? Hayır. Seneye Fenerbahçe kadrosunda olmalı mı? Bence hayır. Ama ne olursa olsun bu protesto güzel oyunlarının keyfini çıkartmayı hakeden diğer futbolcuların emeklerine saygısızlık oldu. En başta söylediğim gibi bu iş artık psikoloji ve hava işi. Gereksiz yere takımın havasını kaçırdık.
Bana göre çok yanlış yaptık!
mail : alp.eralp@abcspor.com
twitter : @alperalp72