https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DRAFT’İN AVRUPALILAR’I – 2

Okunması Gerekenler

efeDRAFT’İN AVRUPALILAR’I – 2

 

 

 

 

Arturas Gudaitis: Litvanya’nın Domantas Sabonis ile beraber gelecekte 4-5 numaraları kotarmasını dileyeceği 2 isimden birisi Gudaitis. Üstelik Zalgris ile 2 yıldır Euroleague tecrübesi yaşadı, oyununu çok pişirdi. Zaman zaman içgüdüsel olarak sazı eline alma ihtiyacı hissedip devreye giriyor; işin ilginci ne o, ne takımı ne de rakip öylesi bir ivmenin zamanını evvelden kestiremediği için halen daha her takıma (ve kendi takımına) bir kapalı kutu olarak görünüyor, iki ucu keskin bıçak gibi oynuyor. Fakat… O inanılmaz fizik gücü ile pota altında eski ekolden 4-5 numaraların forse eden oyununu öyle bir oynuyor ki, hücum ribauntlarını da öyle bir domine ediyor ki, her şeye rağmen Gudaitis’i oyunda tutasınız geliyor. Fiziği yerinde, boyu kısa NBA için.

 

 

Arturas_Gudaitis_by_Augustas_DidzgalvisPeki ya 4 numara oynarsa? Post hareketleri, yakın mesafe hook’ları ve orta mesafe şutu âlâ, serbest atışları gayet üst düzeyde. Fakat dış şutu bir Motiejunas değil ne yazık ki. Fakat, gelişir elbet. Bir defa, pick’n roll’larda çok iyi bir pasör ve bitirici. Üstelik, karşısında duracak güçte bir savunmacı bulması pek kolay olmadığı için, delip geçebiliyor da penetreleriyle müdafaayı. Atletizmi deseniz, fiziksel gücüne yakışır ölçüde; sırtına alıp potaya kadar götürdüğü sa
vunmacıların yüzüne smaç vurarak bitirmeyi de, post oyunlarıyla skora gitmeyi de çok seviyor. Birebir savunmacılıkta (blok, yıpratma, ribaunt, vb.) da Draft’teki diğer uzunlardan (ister ABD’li ister Avrupa’lı) geri kalır hiçbir yanı yok. Boban Marjanovic’i ve Sofo’yu ittire kaktıra gayet güzel savunabilen bir biçerdöverden bahsediyoruz. Pick’n roll savunmasında yer tutuşu ve zekasını zamanlama ile birleştirip perdeyi kullanan guardı çok iyi sıkıştırıyor. Potansiyeli kabarık. En az 4-5 yıl ses getirebilir yedek PF olarak bir NBA takımında.

 

7IplHsej_400x400Daniel Diez: Yerinde durmayan, atletik sayılmasa bile çok enerjik, kıpır kıpır, zıpır bir “utility player”. Sahada yeni nesil 2-3 numaralardan görmeyi beklediğimiz çok yönlülük katkısını hiç çekinmeden ortaya koyan bu İspanyol swingman’in tek büyük eksiği, savunmada sert veya etkili olmaması. Sahanın her yerinden ekseriyetle ve yüksek yüzdeyle potayı görebildiği için, savunmadaki eksiklerini bir nevi hücumuyla örtüyor diyebiliriz; fakat orası NBA ve bu işler orada öyle yürümez. Komple olmak ilk hedeftir, önceliktir, hatta ön koşuldur. ACB Yılın En İyi Genç Oyuncusu Ödülü’nü kapmış olmak yetmez oralarda. Fiziksel özellikleri aslında çok büyük bir artı sağlıyor o’na NBA yolunda, ama savunmada istekli ve sert olamazsa işi çok zor. Diez’in penetrelere önem veren bir swingman olması, yeni nesilde sadece dış şut atmayı bilen nice yıldız adayının sayısız basamak önüne geçiriyor kendisini scout’ların gözünde. Milli takıma şimdiden kapağı attı, Eurobasket’te o’nu da Abrines gibi gençlerle beraber izleyebiliriz. NBA’de orta sıra takımlardan birinde 10 küsur sayı ortalaması ve 3-4 asist ve ribaunt ortalaması tutturması mümkün. Fakat savunması düzelmezse, NBA kariyeri Juan Carlos Navarro’nunkinden hallice olur.

 

 

407DD8F8_DEC0_4182_979A_7D0D545227A4flexibleNenad Miljenovic: U-16 ile şampiyonluk yaşayan Sırbistan’ın en mühim yıldız adayıydı. Fakat orta mesafe şutunu genelde Navarro ve Tony Parker’ın ünlü “Gözyaşı Damlası” gibi bir stille atması dışında Miljenovic’i özel kılan pek az şey var. Verimliliği ve pasörlüğü, bencillikten uzak oyun anlayışı hep artı puanlar; fakat artık Miljenovic gibilerden çok var etrafta. Yani bir orjinallik veya müstesnalık yarattığını söylemek zor. Yılmayan, tuhaf bir karakteri var. Onun da Diez gibi, eksiklerinin başında savunma geliyor. Bu yeni nesil Sırp oyun kurucu eğer idolü Drazen Petrovic gibi olmak istiyorsa, önce fiziğini, ardından da savunma gayretini üst düzeye çekmesi icap edecek. Tabi efsane Drazen’deki yıldız parıltısının yüzde birine bile sahip olmadığını, ama inanılmaz çalışkan bir mizaca haiz olduğunu da vurgulayalım. Nedovic bile tutunamamışken, Miljenovic’in NBA’de, üstelik hemen tutunması neredeyse namümkün. En az 2-3 sene pişmesi lazım. Hele de Vasilije Micic ayrıldıktan sonra takımının Adriyatik Ligi’ndeki lokomotifi olmaya başlamışken, şimdi NBA’e giderse kendine ve gelişimine yazık eder.

 


luka-mitrovic_1385922542_670x0Luka Mitrovic:
O’nu bu sezon Kızılyıldız forması altında, başarıdan başarıya koşarken çok seyrettik. En büyük artısı, içeride eski usul dev pivot Marjanovic’in bulunması ve bu sayede Mitrovic’in 4 numara mevkiinde bol bol orta ve dış mesafe şutu kullanabilmesiydi. Mitrovic’in oyun zekası ve fundamentali pek eleştiri kabul edecek türden değil. İstikrarlı bir skorer veya şutör olmasına ise 1-2 sene var diye düşünüyorum. O’nun en büyük eksiği, fiziği ve hızı. Çünkü modern 4 numaraların bile, en azından savunma yaparken kondisyona ve fizik gücüne çok ihtiyaçları oluyor halen daha. Neyse ki, bunlar geliştirilmeyecek şeyler değil. Mitrovic’te o potansiyel var; fakat kendi büyüsüne kapılıp “Benim gelişmeye ihtiyacım yok, herkese yeterim” deme olasılığı da var. Dolayısıyla, bir rota çizmesi lazım. NBA için ben onun yerinde olsam 1 sene daha bekler, Marjanovic gibi bir devle oynamaya (ve NBA uzunlarına da bu sayede yabancılık çekmemeye) gayret gösterirdim. Fiziğimi güçlendirir, takımımın 1 numaralı pas, şut ve skor gücü haline gelmeye uğraşırdım. Çünkü O’nu yaşıtlarından ve NBA 4 numaralarından ayıracak olan şey, bence skorda, daha doğrusu hücumda, bir Nowitzki veya bir Love kadar cesur ve etkili olması. Aksi halde, safi zeka ve fundamental ile tutunması imkansız. Porzingis bile ondan daha şanslı olur öyle bir durumda. Mitrovic’in kaderi bence Avrupa’da lord olmak.

 

800px-Mateusz_PonitkaMateusz Ponitka: Ümitler ve Gençler seviyesinde Polonya’nın yegane skor gücü olarak dikkat çeken Ponitka, yukarıda bahsettiğim “İşi gücü dış şut atmak olan” yeni nesil temsilcilerinden birisi sayılır – tabi eğer atletizmini spektaküler smaçlar veya ters turnikeler için kullandığı penetreleri saymazsanız. Tıpkı, Bulgar süper skorer Vezenkov gibi. Savunmada Belçika ligi gibi bir lige oynarken bile, çok müstesna bir yetisi olan blok koyma kabiliyeti haricinde, çok gönülsüz ve etkisiz. Bu gidişle takımı için önemi, Bayern Münih’li ve eski GS’li Nihad Djedovic kadar olacak. Asseco Prokom ile bir yıllık Euroleague tecrübesi ve 2013 Eurobasket’teki milli takım deneyimi, o’nun hareketliliğine ve hücumda pozisyon alma, boş şutu kovalama kabiliyetine çok şey kattı. Gittikçe daha hızlı ve çabuk oluyor, aynı zamanda da bitiriciliği amansızlaşıyor. Peki bu halde NBA’de ne yapar? Fringe player olur. 12. adam olur. Ötesi için muhakkak üst düzey bir ligin orta ölçekteki bir takımına gitmeli, kendini devlerin arasında kanıtlamalı. Mental olarak liderliğe hazır, ama liderlik sadece güzel bir hükümranlık demek değildir; elini taşın altına sokmaktan çekinmemek gerekir. Özetle, Ponitka’nın birkaç yıl daha yolu var NBA için; ve NBA macerasının uzun olacağını şimdiden iddia edemeyiz.

 

1434568037Shawn Dawson: Dawson’a Avrupalı demek ne denli doğru, orası tartışılır. Zira kendisi Amerika asıllı zenci bir İsraill vatandaşı. Yani basketbol eğitiminin de kültürünün de Avrupa ile pek bir alakası yok. Fakat, Avrupa’ya göç eden her Amerikalı guard gibi, o da atletizminin yanına zeka koyup oyununu sokak basketbolundan evriltmeye uğraşıyor. Ortalama bir rol oyuncusu Dawson; lider değil, yıldız değil. Ligimizdeki Zack Wright’tan pek bir farkı yok mesela. O yüzden, incelemede bahsetmeye değer bir hadise de bulunmuyor. NBA kariyeri olacaksa, taş çatlasın Jannero Pargo veya Jeremy Pargo kadar olabilir. Bunun ne kadarı iyi, ona siz karar verin.

 

Keşke pek çok Avrupa’lı genç oyuncu son aşamada kendini draft listesinden çekmeseydi de, daha fazla potansiyeli değerlendirebilseydik. Fakat bu sene olmayan, elbet seneye olacak ve iyi kötü karşımıza çıkacaktır.

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular