DIXON FARKIYLA KARŞIYAKA

Abdi İpekçi belki ağzına kadar dolu değildi ancak hem ateşli Karşıyaka taraftarı, hem de artık basketbolu bilen tecrübeli Anadolu Efes seyircisi finalin adına yakışır bir atmosfer oluşturdular. Koşmayı seven ve tempodan beslenen iki takım maça da çok hızlı başladı. Koç Ivkovic Doğuş ile Dixon üzerine baskı yapmaktan vazgeçmedi. Amerikalı guardı tam sahadan alan ve mümkün mertebe sertliği yukarıda tutmaya çalışan Doğuş ilk bölümde bunu başardı fakat sonrasında Dixon topla buluşmaya başladı ki top kaybı yapma pahasına Doğuş’un üzerine penetre etmeye başladı ve istediğini alarak erken ikinci faul ile rakibini benche yolladı.

Heurtel’in oyuna girmesiyle Lasme’yi pick&pop’larda çok iyi kullandı ki Gabonlu oyuncu da orta mesafe şutların tamamını soktu, Anadolu Efes istediği hücum ritmini buldu. Fransız guardın sahada olduğu bölümlerde yine her topu adam değişerek savunmaya başlayan Anadolu Efes karşısında Pınar Karşıyaka Strawberry’nin dış şutları ve Dixon-Palacios’un ikili oyunları ile skor bularak cevap verdi.

Koç Sarıca Soner-Dixon ikilisine döndüğünde savunmada baskıyı arttırarak etkili oldu belki ancak hücumda da zorlandılar. Çünkü koç Ivkovic de bu bölümlerde Birkan’ı Dixon’ın üzerine verip Soner’i Heurtel ile tutup riske etti biraz da ve hanesine artı yazdırmış oldu. Cedi kenardan gelerek x-faktör olurken bulduğu 2 kritik üçlükle lacivert beyazlıları çok rahatlattı.

Pota altında Saric-Krstic ikilisi ile ribaundlarda etkinliği ele almaya başlayan Anadolu Efes karşısında koç Sarıca her zaman yaptığı gibi savunmayı yükseltip sertliği arttırarak yani Barış-Cemal ikilisini sahaya sürerek karşılık vermek istedi ki Cemal ile Krstic arasında yaşanan tatlı sert mücadele serte doğru biraz kaydı ardından da Sırp oyuncunun psikolojik olarak yenilip teknik faul alması ve kenara gelmesiyle sonuçlandı. Krstic bu ana kadar özellikle hücumda çok fark yaratmıştı, Pınar Karşıyaka onu tutmakta zorlanıyordu.

İlk yarıda iki takım da tüm hücum silahlarını etkili kullandılar ve savunmalar ikinci plandaydı. Fakat ikinci yarıyla beraber savunmalar ön plana çıkmaya, sahadan kemik sesleri gelmeye başladı. Hakemler bu bölümde sertliğe izin vermekte doğru yapıp maça keyif katmış olsalar da zaman zaman sertliğin dozunun kaçmasına ve iki tarafından fazlasıyla gerilmesine neden oldular, maçın kontrolünü kaybettikleri anlar oldu.

Dixon çok az dinlenme fırsatı bulmuş olmasına rağmen ilk yarıda koç Ivkovic’in Doğuş’u kenarda “unutmasının” ardından savunmacısı tarafından yeteri kadar yıpratılamadı ve bu nedenle de ikinci yarıya gayet diri başladı. Hem hücumda takımını sürükledi hem de savunmada pota altına getirdiği yardımlarla Anadolu Efes’in iç dış dengesini bozdu.

İlk yarının suskun isimleri Perperoglou dış şutlarda isabet bulmaya ve Saric pota altında etkili olmaya başlayınca Anadolu Efes biraz toparlansa da Heurtel’in üçlüklerinin girmemesi bir çok pozisyonda onların ritmini bozdu. Ama Fransız oyuncunun hakkını yememek lazım. Yaptığı 12 asistten bir çoğunda ikili oyunlarda alıştığımızın dışında topu pota altına indirmek yerine ters tarafa o kadar net ve keskin paslar attı ki gerek Perperoglou gerek Janning çok rahat şutlar buldular.

İlk maçın aksine ribaundlarda Pınar Karşıyaka üstünlüğü ele geçirdi ikinci yarı ile beraber. Özellikle Lasme’nin etkisiz kalması ve İzmir temsilcisinin kısalarının da müthiş konsantre olması 14 hücum ribaundu ve toplamda da 36-28’lik bir üstünlük getirdi. Özellikle Gabriel kendinden her maç beklenen performansı sergiledi ve her iki pota altında da ribaundları domine etti. Atletik oyuncu bu sayede hem Saric’in etkinliğini azaltmış oldu hem de Heurtel’in net alınan savunma ribaundları sonrası tempo bulmasını engellemiş oldu.

Strawberry, Janning’in oyuna girmesine engel olurken Dixon’ın sahada aktif olarak dinlenmesini sağladı, top getirdi, oyun kurdu ve gerektiğinde yine skor katkısı verdi. Ama maçın Karşıyaka adına x-faktörü Erkan’dı. Diebler’ın etkisiz olduğu bir günde, sadece 14 dakika sahada kalmasına rağmen ribaundları zorlaması ve sürekli potaya gitmesiyle çizgiden 5/5 isabet buldu ve takımına da 11 sayı gibi çok kritik bir katkı getirmiş oldu benchten.

Koç Sarıca yine tam saha 2-1-2 zone pres ile hem Heurtel’i hem de Doğuş’u basit hatalara zorlarken koç Ivkovic Draper’i ve tecrübesini çok aradı. Özellikle Erkan-Gabriel oyundayken uzun kolları ile yaptıkları sıkıştırmalar “öldürücüydü.” Ayrıca Doğuş-Heurtel ikilisini beraber oynatma opsiyonunu denemeyen koç Ivkovic, Pınar Karşıyaka’nın ekmeğine yağ sürmüş oldu. Draper-Heurtel ikilisinden alınan verim ve Heurtel’i iki numara opsiyonu bu ikili ile de denenmeliydi. Krstic tekrar oyuna ağırlığını koyup takımını sırtlamaya başladı ve bu bölümde Barış ya da Cemal’den katkı gelmemesi kırmızı yeşillileri çok zorladı. Dixon’ın liderliğinde yakaladıkları farkın Perperoglou’nun da üçlükleriyle beraber kapatılmasına engel olamadılar.

Maçın son bölümlerinde ise Pınar Karşıyaka tecrübe anlamında ağır basan taraftı, Anadolu Efes hem Dixon’ı durdurabilmek adına hem de hücumda dengeyi sağlayabilecek takımı toparlayacak bir lider olarak Draper’ı ve tecrübesini bir kez daha çok aradı. Doğuş’un beş faul almasından sonra tamamen Heurtel’e emanet olan Anadolu Efes Fransız guardın maçın sonunda önce “yapmadığı” savunma ile tecrübeli Dixon’ın soğukkanlı üçlüğünü seyretmesi sonrasında da yaptığı “inanılmaz” top kaybıyla tecrübeli Dixon’ın ve Karşıyaka’nın maçı alıp götürmesine izin vermiş oldu.

Anadolu Efes son topu Krstic’in orta mesafe şutu ile kullanırken maçın bitmesinin hemen ardından Sırp oyuncu atış esnasında kendisine faul yapıldığını belirterek hakemlerin üzerine yürüdü ve birkaç oyuncu arasında gerginlikler de yaşandı ama neyse ki soğukkanlı oyuncuların araya girmesi sayesinde olaylar büyümeden engellendi ve bu keyif dolu, basketbol dolu maçın sonu da tatsız bitmemiş oldu. Ama hakemlerimizin bir kez daha böyle kritik maçlar için “yeteri” kadar tecrübeli olup olmadığını sorgulamamız gerekti…

Koç Sarıca’nın Pınar Karşıyaka’sı Fenerbahçe’den sonra Anadolu Efes’i de deplasmanda yenerek muazzam bir işe imza atmış oldu. Dixon’ın müthiş performansı ve liderliği ile seri 2 maç için İzmir’e taşınırken kırmızı yeşilliler durumu bu önemli galibiyet ile 1-1’e getirmiş oldular ve Anadolu Efes’in ev sahibi avantajını da kırdılar.