Euroleague’de 13.haftanın ilk Türk derbisinde sarı lacivertliler Darüşşafaka Doğuş’u ağırladı Ülker Arena’da. Üst üste deplasman maçları oynayan ve yorgun olan Fenerbahçe’ye karşı Giresun deplasmanından sonra İstanbul’da kalan Darüşşafaka fiziksek anlamda daha avantajlı daha dinlenmiş bir konumdaydı. Ev sahibinde sakatlığı devam eden Bogdanovic ve misafir takımda da Slaughter takımlarında yer alamadılar.
“Fenerbahçe boyalı alanı etkili kullandı”
Her topta alçak posttaki uzunlarını arayan ve onlara pası indiren Fenerbahçe oyunu adeta boyalı alandan kurdu. Özellikle Udoh yardım gelince Sloukas’a verdiği akıllı paslarla fark yaratan isim oldu. Tabii Yunan guard da bu ikramları boş geçmeyerek son maçlardaki yüksek yüzdesini devam ettirdi. Darüşşafaka ise alışılageldiği gibi Clyburn ve Wanamaker’in bireysel yetenekleri ile skora tutundu. Bir kaç pozisyon hariç potaya gitmekte zorlandılar, dış şutlarla ayakta kaldılar. Fenerbahçe ikiz kulelerin de oyunda olmasının etkisiyle boyalı alanı çok iyi savundu, ne Semih ne de Moerman alçak postta varlık gösteremediler.
“Daçka kontrolü aldı”
Çeyreğin son bölümünde forvetten devamlı ikili oyunları organize eden Daçka Clyburn ve Wilbekin’in yakaladığı boş şutları değerlendirmeleri ile öne de geçmeyi başardı. Potadan uzaklaşan ve topu uzunlara indirmek yerine Dixon’ı dış şutları ile skor bulmayan çalışan Fenerbahçe hücumdaki ritmini kaybetti ve oyunun kontrolünü de Darüşşafaka’ya verdi ki bu bölümde 7-0’lık seri yediler.
“Fenerbahçe üçlükler Darüşşafaka ikili oyunlarla”
İkinci çeyrekle beraber Vesely’nin kenarda olmasını iyi değerlendiren ve ikili oyunlar sonrası Antic’in tuttuğu adam üzerinden atlet kısaları ile sürekli potaya giden Daçka skorda önde kalmayı başardı. Kenardan gelen Furkan da Daçka adına savunmayı toparlayan isim oldu, Fenerbahçe uzunlarına sıkıntılı anlar yaşattı. Fenerbahçe’de bench katkısı son maçların formda ismi Nunnally’den geldi. Datome’nin yine hiç oyunun içine giremediği ve daha 2. çeyreğin başında 3. faulünü aldığı bir günde savunmaya enerji getirdiği gibi hücumda da potaya gidişleri ve kendi yarattığı şutlarla etkili oldu. Ama Fenerbahçe’yi skorda tutan hatta öne taşıyan bu sezon çokça tanıdık olduğumuz gibi yine üçlükler oldu, Dixon ve Antic sahnedelerdi.
“Tadımız kaçtı”
Basketbol kalitesi ve mücadele adına hayli üst düzeyde bir maç izlerken ilk yarının bitimine 4 dakika kala Wilbekin ile Dixon arasında yaşanan gerginlik keyfimizi bozdu ve bundan Daçka zararlı çıktı. Değişiklik için bekleyen ama hakemden onay almadan sahaya giren Moerman diskalifiye edildi. Güçlü Fenerbahçe pota altına karşı zaten Slaughter’dan yoksunken bir diğer önemli silahlarını da kaybetmiş oldular. Darüşşafaka maç içerisinde bu duruma resmi olarak itirazını da yazılı olarak iletti. Olayın kahramanları Dixon ve Wilbekin ile sonradan karışan Vesely de teknik faul aldılar. Wilbekin’e kafa atan Dixon da teknik faulle ucuz atlatmış oldu pozisyonu… Bu olaydan sonra tempo ve basketbol kalitesi düştü ama her iki takım da yıldız oyuncularının bireysel yetenekleri ile skorda kalmayı başardılar.
“Fenerbahçe maçtan koptu”
İkinci yarıya misafir takım Darüşşafaka çok iyi başladı. Gerginliğin kahramanlarından olan Wilbekin hücumda takımını sırtlarken Wanamaker da onun en büyük yardımcısıydı. Sloukas ve Dixon’ın savunmada yaşadığı konsantrasyon problemine cezayı kestiler. Koç Obradovic Melih hamlesini de yaparak guardlara baskıyı kurmaya çalışmak istese de takımı reaksiyon göstermekte hayli zorlandı. Bununla beraber savunmayı sertleştiren Daçka karşısında pas trafiğini sağlayamayan ve basit top kayıpları yapan Fenerbahçe hücumda kısır bir döngüye girdi. İşler kötü giderken bir de Vesely’nin ribaund mücadelesinde kendini gereksiz yere atması ile aldığı teknik faul koç Obradovic’in tüm planlarını bozdu, Çek uzunun bu 2. teknik fauluydü ve diskalifiye olarak maçı tamamladı.
“Sloukas takımını ateşlemeye çalıştı”
Çeyreğin son bölümünde oyuna yeniden giren Datome savunmada neredeyse yok gibiydi, birebirde çabuk yenildi ve yardım savunmalarında hep zamanlama hataları yaptı. Sloukas ise Fenerbahçe’yi ateşleyen isim oldu. Tepeden organize ettiği ikili oyunlarla ya potaya gitti turnikeyi buldu ya da penetre sonrası takım arkadaşlarına boş şutu yarattı. Daçka uzunlarının ikili oyun savunmasındaki zaaflarını çok iyi kullandı. Dixon ile beraber Datome’yi de uyandırdı Yunan guard. Koç Blatt’ın Mehmet’i sahaya sürerek Sloukas’ın bu çıkışına karşı hamle yapmaması kritikti. Koç Obradovic ise Datome’ye sabredip Kalinic’i oyuna almayarak İtalyan forveti de maça sokmayı başardı.
“Wilbekin – Sloukas düellosu”
Son çeyreğe iki takımda savunmada vidaları sıkarak başladılar. Ama hücumda organizasyon, pas temposu ve tercihler konusunda sorun yaşadılar. Erken ve zorlama dış atışlar ile iki takımın da şut yüzdeleri iyice düştü ve skor kitlendi, ilk 3 dakikada sadece 2 sayı çıktı maçta. Çeyreğin ikinci bölümünde ise hücum performansları biraz toparlandı. Özellikle maçın yıldızları Wilbekin ve Sloukas’ın tekrar sahneye çıkmaları, bireysel yetenekleri ile yarattıkları sayılar maça tekrar hareketlilik getirdi. İki takım da maç boyunca 1 numara savunmasında sınıfta kaldı.
“Clyburn x-faktör oldu”
Darüşşafaka’yı öne taşıyan hamle ise ikili oyun savunmasında adam değişmelerde yaptıkları agresiflikti. Sloukas’ın potaya gidiş koridorlarını Clyburn ve Birkan ile kapatmayı başarıp Fenerbahçe’yi top kayıplarına zorladılar ki bunları da Clyburn eşliğinde hızlı hücumlarla skora dönüştürmeyi başardılar. Dixon’ın yay gerisinden çember dövdüğü ve Melih’in hiç potaya bakmadığı bir günde sarı lacivertliler skorda çok kısır kaldılar. İlk yarıda bir dönem etkili olan Nunnally de bir daha devreye giremedi.
“Fenerbahçe’de problemler büyüyor”
Euroleague’deki düşüşe dur diyemeyen sarı lacivertliler, hem mental olarak hem de fiziksel olarak geçen sezonun çok daha gerisinde olduklarını bir kez daha göstermiş oldular. İlk yarıda yaşanan gerginlikten kendi sahalarında olmalarına rağmen negatif etkilenen Fenerbahçeli oyuncular Sloukas ve biraz Udoh dışında tekrar maçın içine girmekte çok zorlandılar. Özellikle Datome ve Vesely beklentilerin çok ama çok altında kaldılar. Bu sezon artık Ülker Arena’nın da büyüsü bozulmuş, psikolojik üstünlüğü kaybettiler. Koç Obradovic’in acil olarak masaya yumruğunu vurması ve takımını toparlaması gerekiyor. Takımdaki konsantrasyon düşüklüğü ve hem mental hem de fiziksel yorgunluk çözülmesi gereken ciddi problemler.
“Koç Blatt ve Wilbekin iyi iş çıkardı”
İlk yarıda yaşanan gerginlikten iyi beslenen ve maça konsantrasyonu en üst seviyeye çıkaran Wilbekin maçın son anlarında, el yakan dakikalarda da yine ön plana çıkan isim oldu. Gönderdiği üçlükler, sıkışan hücumlarda yaptığı penetreler ve yarı sahayı çabuk geçerek takımına kazandırdığı tempo ile Darüşşafaka’ya galibiyeti getiren isim oldu. Clyburn de zaman zaman ortadan kayboldu belki ama özellikle ikinci yarıda oyunun soğuduğu anlarda atletizmi ile takımını ateşledi ve psikolojik savaşın üst seviyede olduğu akşamda galibiyetin mimalarından biri oldu. Koç Blatt da Slaughter ve Moerman’ın yokluğunda Furkan ile Semih’i çok verimli kullandı, savunmada takımının genel anlamda diri kalmasını sağladı ve rakibinin en güçlü olduğu noktayı, boyalı alanı dengeleyerek oyuncularına galibiyet yolunu açtı.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz