Kurt kocayınca kuzuların maskarası olurmuş ya? Sosyal medya Fenerbahçe geyikleriyle dolmuş, taşmış. Küme düşme hattını yakından ilgilendiren maç falan diye alay ediyorlar, sonuna kadar haklılar, 14 haftada 14 puan toplamış ve 14 gol atabilmiş 80 küsur milyon dolarlık bir takım için elbette bu geyikler yapılır, umarım birileri bu geyikleri ciddiye alır, bu gidiş hayra alamet değil çünkü.
Aylardır kafa yoruyoruz, nasıl olur da koskoca Fenerbahçe bu hallerde olur diye. Pek çok sebep var elbette de, asıl sebep şudur diyebileceğimiz net bir şey yok hala, bulamadım. Kadro şampiyon olabilecek kadro değil eyvallah da, bu puanları hak edecek bir kadro hiç değil. Fenerbahçe özgüven sorununu aşamadı bir türlü. Cocu’nun gidişi ve Koeman’ın gelişiyle böyle bir hava yakalar gibi oldu Fenerbahçe ama o hava çok çabuk bozuldu..
Valbuena’nın yokluğunda Koeman orta sahayı Topal- Isla- Ekici yapmış, Elif’i sola atmış, Barış sağda, arkasında Şener, önde Slimani tek başına. Normal yani, pek bir şey diyemezsin, malzeme bu kadar.
Tabii bir hafta boyunca bu maça hazırlanmış oyuncular, istekli de başladılar maça. İlk 10 dakika Ekici oyuna epey ağırlığını koydu, bu süreçte Elif de çok önemli bir pozisyon kaçırdı ama gol gelmedi.
Akhisar bu dakikadan sonra öndeki presini artırdı, defans bloğunu biraz öne çıkardı, Fenerbahçe forvet hattı ile defans bloğu arasındaki bağlantıyı kopardı, topa da sahip oldu, 26.dakikada hak etmiş olduğu golü de buldu.
Topu göğsünden sektiren Harun mutlaka eleştiri alacaktır ama Skretel ve Roman arkalarındaki adamın topa müdahale etmesine engel olmalıydılar..
Pozisyon bulmakta bu kadar zorlanan bir takım deplasmanda yenik duruma düşünce işi çok daha zorlaşıyor haliyle. Çünkü alan çok daralıyor. En azından defansta hata yapmamak çok önemli..
Kasımpaşa maçında her iki oyuncu da birer kez Diagne’yi kaçudı, ikisi de gol oldu.. Bu ikili bu sezon Fenerbahçe’yi çok maçta yaktı. Öndeki adam zaten gol atma özürlü, arkadakiler de böyle olunca bu skorlar kaçınılmaz oluyor..
Golden sonra Fenerbahçe daha kalabalık geldi ama organize diyebileceğimiz bir etkili atak izlemedik. Tek pozisyon var, o da bir duran top, Ekici orta, Slimani kafa, top da dışarı gitti tabii..
İkinci 45 dakika Fenerbahçe baskıyı artırarak başladı ama Akhisar savunması hata yapmadı. Solda Elif etkisiz, sağda Barış hiç yok, her şey Mehmet Ekici’den bekleniyor, o da eski formundan uzak, zor yani.
Koeman Şener-Benzia değişikliği ile orta sahadaki etkinliği artırmak istedi ama Benzia da ritmini bulamamış bir oyuncu.. O da beklentiyi karşılamadı.
Rakip takımın kontra fırsatı beklediği dakikalarda Koeman Topal- İsmail değişikliği bir yardım eli uzattı, birkaç dakika içinde bir top Fenerbahçe kale direğinden döndü, bir top da ağlarla buluştu. 95.dakikada gelen Regatten golü de skoru 3-0 olarak ilan etti. Fenerbahçe takım ruhunu sezon başında kaybetti zaten, onu bir türlü yakalayamadı. Özgüven eksiğini de bir türlü gideremedi. Cezalı oyuncular, zor fikstür vs derken iki maç üst üste kazanamadı, iş bu noktalara kadar geldi.
Ali Koç diyoruz, kredisi büyük diyoruz, Slimani’den daha büyük bir hayal kırıklığı kendisi. Transferde hata yapılır, kabul ediyorum ama krizi yönetememesini kabul edemiyorum. Gemi su alıyor kaptan dedik, 1 ay sonra hocayı gönderdi, gemi batıyor kaptan diyoruz hala bir hamle yok.
Ne yapacağını bilemiyor. Kararlar çok geç alınıyor.
Bu kulübü taraftar yönetiyor dedirtmemek için Ersun Yanal’la anlaşıp anlaşmamak konusunda kararsız kaldığını düşünüyorum.. Ersun Yanal’ın uzun vadeli bir hoca olduğunu düşünmüyorum, çok sıcak baktığım bir isim değil ama acilen gelmeli, el altında başka bir seçenek yok çünkü. Bu hafta gelmeli, fatura daha da ağırlaşacak yoksa. Gel beraber Yanal’ım diyorum artık.
Taraftarın isteği olacaksa da, olacak. Kulübü taraftar yönetiyor diyeceklerse de, diyecekler. Yoksa 111 yıllık camiayı küme düşürdü diyecekler.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907
