Club Brugge bilindiği üzere Belçika’nın 3 geleneksel büyük takımından biri. 1890’da kurulan kulüp, 1970’li yılların sonuna doğru, Belçika futbolunun da yükselişiyle birlikte, en görkemli zamanlarını yaşadı. 1976’da UEFA, ‘78’de ise Şampiyon Kulüplerde birer kez final oynadı ve ikisinde de Liverpool’a kaybetti. Kendi liginde 13 şampiyonluk, 10 federasyon kupası ve yine 10 adet süper kupayla beraber ülkenin en başarılı 2. kulübü pozisyonunda, hemen Anderlecht’in ardından. Bu yazıda Beşiktaş ile karşılaşacağı son 16 UEFA maçı öncesinde kadrolarını inceleyeceğiz.
Belçika futboluna son 6-7 yılda ortaya çıkan altın jenerasyonları nedeniyle özel bir ilgi duyuyorum ve liglerini oldukça yakından takip ediyorum. Bu nedenle, Club Brugge hakkında epey bilgi sahibi olduğumu söyleyebilirim. Öncelikle şunu belirtmek lazım ki, Club, sanılanın aksine, kadrosunda genç oyunculara yer verme konusunda Anderlecht ve Standard Liege’den pek de farklı bir konumda değil. Belçika Ligi, geleneksel olarak, Hollanda ve Portekiz Ligleri ile beraber, top 5 lige oyuncu yetiştirmesiyle bilinmektedir. Özellikle eski sömürgelerinden DR Congo ve diğer Afrika ülkelerinden gelen genç oyuncuları, akademilerinde oldukça iyi yetiştiriyorlar. Ancak, scouting konusunda da, Avrupa’nın sayılı kulüpleri arasındalar. Güney Amerika, Doğu ve Kuzey Avrupa’daki yerel liglerden getirdikleri genç oyuncuları pişirip, çok geçmeden, genelde de ucuza elden çıkartıyorlar. Bu bakımdan, ülkedeki diğer iki büyük kulüp ile beraber ( bu listeye Genk ve Ghent’i ekleyebilirsiniz), oyuncu satın almak kıtadaki en iyi adreslerden biri.
Kadroya gelirsek, C. Brugge’ün genel olarak ligde hep defansif 4-3-3 formasyonuyla, Avrupa’da ise değişik formatlarda sahaya çıktığı söyleyerek analize başlamak gerekir. Teknik direktör Michel Preud’homme, eski bir milli kaleci ve ülkede oldukça popüler bir figür. Dolayısı ile kredisi çok fazla. Özellikle bu sene takım çok iyi gittiğinden ötürü, sık sık oyuncu rotasyonlarına ve deneysel dizilişlere başvurabiliyor. Beşiktaş’ın en büyük avantajlarından biri de bu! Şu an büyük ihtimalle kadrodaki 2-3 pozisyonda kimin oynayacağı hala kesin değil Preud’homme’un kafasında. Bir yandan genç oyuncuları piyasaya sürmek için risk alıp sahaya sürerek kendini ispatlamak istiyor, diğer yandan da kritik maçlarda daha tecrübeli oyunculara yer verme adına, çok ağır ve düz oyuncuları oynatıyor.
Perşembe akşamki maçta kaleci ve defans hattı büyük ihtimalle Matthew Ryan- Thomas Meunier, Oscar Duarte, Stefano Denswil ve Laurens de Bock’tan oluşacak. Avustralyalı kaleci M. Ryan’ı dünya kupasından herkes tanıyordur. Yetenekli bir kaleci olmasına karşın, oldukça genç (22) ve henüz pişmekte olan bir isim. Sağ bekte sıklıkla görev alan Thomas Meunier ise normalde bir açık oyuncusu ve son 1-1.5 senede sağ beke evrildi. Belçika milli takım düzeyinde bek sorunu yaşadığından, Meunier sağ bek pozsiyonu için oldukça üzerinde durulan bir isim. Epey uzun boylu olmasına rağmen süratli ve çabuk da bir futbolcu. Ancak bazen 33 yaşındaki De Fauw sağ bekte görev alınca, Meunier yine eski yeri olan sağ açığa geçebiliyor.
Sol bekte görev alan L. De Bock da yine aynı jenerasyonun oyuncusu ve milli takıma göz kırpıyor. Şu ana kadar ikisi de 1’er kez milli oldular bile. Ancak De Bock, Meunier’ye göre, daha defansif karakterli ve stoper özellikleri taşıyan bir defans elemanı. Dolayısı ile Brugge’ün dengeli kanatlarının olduğunu söylemek güç. De Bock daha nadiren ileri çıkıyor ve uzaktan deep-crosslar’ının dışında ofansif fazla bir özelliği yok. Dolayısı ile Gökhan Töre için tam aradığı tarzda bir oyuncu diyebiliriz. Meunier’den 10cm daha kısa olmasına karşın, çok daha yavaş bir bek ve Gökhan’ın içeri kat edişlerine karşı koyması zor; özellikle de ters ayakta kalacağı düşünülürse.
Stoper bölgesi Club’ün en güçlü olduğu alanlardan biri. Altyapıdan yetiştirdikleri Brandon Mechele (22)ve Björn Engels (20), henüz daha çok genç olmalarına rağmen, yaşlarına göre büyük tecrübeye sahip, yüksek potansiyelli oyuncular. Ancak stoper hattındaki esas adam, dünya kupasında Kosta Rika formasıyla izlediğimiz Oscar Duarte (25). Bu oyuncuyu Orta Amerika’dan bulup getiren Brugge ekibi, gerçekten scouting konusunda ne derece başarılı olduğunu bir kez daha ispatladı. Duarte hem atletik hem de teknik bir stoper. Topu oyuna sokuşları ve zamanlamalı müdahaleleri çok başarılı. Önümüzdeki sezon stoper arayan takımlarımıza ilaç olabilecek bir eleman. Son olarak, devre arasında Ajax’tan Hollandalı genç yetenek Stefano Denswil’i (21) aldılar ki bu oyuncu da büyük potansiyel taşıyor. Duarte’nin yanında Mechele veya Denswil’den hangisinin oynayacağı şu an belli değil anacak Engels, bu maçta sakat olduğundan kesinlikle yok.
Görüldüğü üzere, Belçika ekibinin çok yetenekli stoperleri olsa da, hiçbiri defansa liderlik edecek, sıfır hatayla oynayacak kadar tecrübeli değil. Duarte’nin de sadece 2 senedir Avrupa’da olduğunu hesapladığımızda, Demba Ba’nın tecrübesi ve atletik yetenekleriyle, bu stoperlerin arasında kaybolmayacağını düşünmek hayalcilik olmaz.
Orta alan ise bence Brugge’ün bence en zayıf noktası ki, bu hatlarına anlamsız bir şekilde çok güveniyorlar. Özellikle de takımın ofansif playmaker’ı sayılan İspanyol oyuncu Victor Vazquez’in sakatlandığı hesaba katılırsa durumları pek parlak değil. Devre arasında FC Copenhagen’dan Brezilyalı ön libero Claudemir’i aldılar, ki bu da hiç fena bir oyuncu değil. Ancak ofansif bir eleman hiç değil!
Takımda ön libero olarak 38 yaşındaki emektar kaptan Timmy Simmons görev alıyor. Simmons, defansif bir çapadan daha çok, geriden oyun kurmakla görevli olarak takımı idare ediyor ve tempoyu belirliyor. Onu çevresinde görev yapacak Claudemir, mücadele ederken bir yandan da Simmons’u koruyacak, çünkü etkili pres karşısında Simmons’un güç duruma düşmesi oldukça muhtemel. Dolayısı ile Beşiktaş’ın bu noktada Tolgay ile Simmons’un üzerine gitmesi gerekiyor. Özellikle de, top Brugge’deyken Tolgay kendi alanına asla gömülmemeli bana kalırsa… Bilakis, ön alanda Simmons’a yapılacak pres, hem bu oyuncunun takımı yönlendirmesine engel olurken, diğer yandan da hataya zorlayacaktır. Simmons’tan kapılacak olası toplar Beşiktaş için maden değeri taşıyor.
Bu ikilinin önünde ise Ruud Vormer görev yapacak. Vormer, sezona korkunç bir fiyaskoyla başlayan ( Beşiktaşa oynadıkları CL ön elemesi) Feyenoord’un elden çıkardığı bir isim. Beşiktaş’ın İstanbul’da 3-1 aldığı karşılaşmada ikinci yarı oyuna girse de genelde yedek olarak kulübede oturuyordu. Preud’homme Vormer’a anlaşılması güç bir şekilde çok güveniyor ve Vazquez’in görevi şu an ona ait. Ancak, bazı maçlarda Claudemir’i kesip, Vormer’i esas yeri olan orta saha merkezine de çekebiliyor.
Bunu yaptığında ise ofansif orta saha olarak görev verdiği isim, takımın yıldızı sayılan İsrailli oyuncu Lior Rafaelov. Rafaelov normalde kanat oyuncusu olsa da, oldukça teknik bir isim ve 10 numara olarak da görev alabiliyor. Çok süratli olmasa da, adam eksiltebilen, uzakta şut atan ve çok kaliteli pasları olan bir oyuncu. Bu sezon 32 maçta 13 gol ve 15 asistle oynuyor. Bu oyuncu genelde sol açık/forvet olarak oynadığı gibi görev alırsa, Serdar Kurtuluş’un çok dikkatli olması gerekir. Boş kaldığı anda cezayı kesebilecek kapasitede bir yeteneği var.
Diğer kanat pozisyonu için ise 3 aday bulunuyor. Sezon başında genç yıldızları Maxime Lestienne’i 10m euro’ya satan C. Brugge, bu oyuncudan gelen paranın yarısıyla, yaz transfer sezonunun son gününde Kolombiya liginden 22 yaşındaki Jose Izquierdo’yu, Uruguay liginden ise, Brezilyalı Felipe Gedoz’u aldı. Bu iki oyuncu da gerçekten büyük potansiyel taşıyorlar. İkisi de dripling kabiliyeti olan, adam geçen, süratli ve çok teknik oyuncular. Aslında ikisi birden oynasa, Beşiktaş için büyük tehlike oluşur ancak, şansa Preud’homme genelde sadece birine görev veriyor, hatta ikisini birden oynatmadığı da oluyor ilk 11’de (ki umarız da bu sefer böyle olur). Çünkü kanat pozisyonu için 3. bir aday olarak Nikola Storm adlı başka bir Belçikalı genç oyuncu daha bulunuyor. Storm fena bir isim değil, ancak bence sadece pasaport torpiliyle bu isimlerin önünde görev alıyor oynadığı zamanlarda. Bal yapmayan arı misali bir açık/forvet oyuncusu ve oynaması kesinlikle Beşiktaş’ın lehine olacaktır.
Santrafor hattındaki ana elemanları ise tecrübeli golcü Tom de Sutter. De Sutter, uzun boylu ancak atik bir oyuncu. Kesinlikle ağır değil. Kafa toplarına çok hakim ve pozisyon bilgisi olan bir isim. Çok uzun boylu olduğundan bir gol makinesi değil ancak, geldiğinde atabilecek kapasiteye sahip. Özellikle kornerlerde ve yandan gelen duran toplarda çok iyi marke edilmeli. Önemli yatırım olarak gördükleri, sezon başından Şili’den getirdikleri Nicolas Castillo’yu anlamsız bir şekilde Ocak ayında Mainz 05’e kiraladıkları için, yedek santrafor olarak ellerinde sadece, eski Fenerbahçeli oyuncu Oulare’nin 19 yaşındaki oğlu Obbi bulunuyor. Obbi Oulare büyük yetenek, ancak henüz daha çok tecrübesiz. Çok uzun olmasına karşın, o boyla alakasız bir şekilde hızlı ve teknik bir santrafor. 2-3 sene sonra Premier League ya da Bundesliga’da oynaması çok muhtemel. Beşiktaş önümüzdeki sezon için bu oyuncuyu düşünmeli bence.
Brugge’de ayrıca sol bek, sol iç ve sol önde görev alabilen Demokratik Kongo asıllı 19 yaşındaki Bolingoli-Mbombo adında başka bir önemli genç yetenek var. Bu oyuncu da önemli bir ‘transfer prospecti’. Kulübelerinde, arada Şili Milli Takımı’nda oynayan eski Osasunalı defansif ön libero Francisco Silva bulunuyor. Gary Medel tarzı, markaj yeteneği çok üst seviyede, kelepçe gibi bir oyuncu. Bunların dışında birkaç tane daha genç oyuncuları var, ancak bunların oynaması oldukça düşük ihtimal.
Sözün sonuna gelirsek, Beşiktaş Liverpool maçlarında oynadığı tempoda ve ciddiyette bir oyun ortaya koyarsa Club Brugge’ü Belçika’daki ilk maçta oldukça zorlayabilir. Özellikle Simmons’tan kapılacak toplar, ani ataklara dönüşerek, rakibi hazırlıksız anda yakalayarak önemli pozisyonlar oluşturabilir. Son gelen haberlerde Atiba’nın oynamayacağı belli oldu. Veli’nin yanında görev alacak olan Necip Uysal’a büyük görev düşüyor. Bu ikili erken kart problemine girmeden, orta sahadaki düelloları kazanmak zorundalar. Aksi takdirde, oyunun temposunu dikte eden bir Brugge takımı Beşiktaş için son derece tehlikeli bir hal alır.
Opare oldukça formda ancak Serdar oldukça ağır bir sağ bek. Kesinlikle çok dikkatli oynaması ve defansif görevini esas alması gerekiyor. Duran toplarda De Sutter’i de iyi marke edebilirsek, ilk maçta avantajlı bir skor almak işten değil. Ancak, takımda bir rahatlama olursa ya da rakibi küçümseme, Brugge kesinlikle Beşiktaş’a hatalarının faturasını kesebilecek güçte bir ekip.
Temsilcimize başarılar diliyoruz…
cem.sipahi@abcspor.com