Hatırlarsanız daha evvel de bahsettik. Aziz Baba’nın çiftliğinden ve çiftliğindeki koyunlardan. Koyun meselesine tekrar döneceğim ama Aziz Baba’nın çiftliğindeki yeni gelişmelerden bahsedeceğim biraz.
Hatırlayacağınız üzere bu çiftliğin başarılı kahyası Ersun Kahya son günlerde Aziz Baba’nın otoritesini sarsacak bir takım hareketlerde bulunmaya başlamıştı. Hatta zamparalık yapıyor, antrenmana karı kız getiriyordu.
Aziz Baba’da topladı marabayı. Kahya Ersun’a da dedi ki, “sen bunların hakkından gelemiyorsun, ben şu maraba’nın bi kulağını çekeyim” kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla hesabı.
O günden sonra da çiftlikte hayatının uzun olmayacağını anlayan Ersun Kahya’da bari ben istifa edeyim deyip ayrıldıktan sonra bizim de halimiz döndü kadı hazretlerinin huzurundaki iki er kişiye.
Fıkra aynen şöyle:
Kadı hazretlerinin huzuruna iki suçlu er kişiyi çıkarmışlar:
Kadı hazretleri şahitleri ve suçluları dinledikten sonra kararını beyan etmiş:
– Şunu öldürün. Şunu da şey edin.
Kollarından yakaladığı gibi görevliler infaza götürürken suçluları, şey edilecek olan er kişi de iki de bir hatırlatıyormuş infazcılara:
– ” sakın karıştırmayın ha, onu öldüreceksiniz beni şey edeceksiniz”.
-” Tamam mı, bak unutmayın’ onu öldüreceksiniz beni şey edeceksiniz”
İşte Aykut Kahya ile İsmail Kahya’dan birinin başa geleceğini anlayan aklı selim Fener taraftarı başladı kara kara düşünmeye.
Aziz baba kimi açıklayacak. Zira biri ölüm demek biri şey edilmek demek.
Neyse Aziz Baba en azından İsmail Kahya’yı seçti de hiç değilse ölümden kurtulmuş olduk.
Peki yeni kahya Arap ismail ne yapar?
Fatih Terim’in ben odunu alırım, sahaya sürerim, oyna dersem çıkar oynar mantığıyla Aziz Baba’da önüne geleni alırım teknik direktör yaparım, o da alır takımı şampiyon yapar mantığındaydı.
Kendisi de bunu ifade etti zaten, bu takımı ne Zico, ne Daum ne de Kocaman şampiyon yaptı dedi..
Zaten Chelsea’nin kulüp başkanında da zerre akıl yok, gitmiş MOURINHO’ya dünya para vermiş!
Getir Ziya Doğan’ı. Versin iki tane taktik o iş tamamdır.
O yüzden de İsmail Kartal’dan beklenecek fazla da bir şey olmamalı.
İsmail Kartal bi kere hoca oldu artık. Bir Fenerbahçeli olarak kendisine başarı dilemekten başka söyleyecek bir sözümüz olmamalı ama….
Fenerbahçe’de hoca olmak kolay bir iş değildir. Futbol bilgin çok yüksek olacak, antrenörlük bilgin çok yüksek olacak. İyi bir motivasyon uzmanı olmanı lazım. İyi bir stratejist olman lazım. Liderlik vasıflarının olması lazım. Egoları ve yıldızları yönetebilmen lazım. Yani kısaca baş harflerle kodlamak gerekirse, Fenerbahçe’de hoca olmak:
“G”üven, “Ö”zveri ve “T”ecrübe ister!!!
Bu vasflar İsmail Kartal’da var mıdır, yok mudur bilemeyiz. İnşallah vardır.
Uzun süredir yardımcı antrenörlük yapıyor olmakla, uzun süredir teknik direktörlük yapıyor olmak arasında büyük fark var.
Ismail Kartal fi tarihinde, o da kızken bi aralar Sivasspor’u çalıştırmıştı.
Bizim Kung Fu’cu stoper Can ile beraber Sivasspor’u birinci lige taşımışlardı.
Onun dışında bir takım çalıştırmadı. Yardımcı hocalık yaptı.
Fikir vermekle, karar almak arasında ki uçurum farkı bu sene en yakından kendisi yaşayacaktır. Umarım bize yaşatmaz!
Gelelim şu koyun mevzusuna..
Recep Tayyip Erdoğan asla hata yapmaz. Yapamaz. O nurdan yaradılmış, zemzem suyuyla yunmuş bir varlıktır, ne yapsa doğrudur. Hatta hırsızlık falan asla yapmaz, telefon tapeleri montajdır, evinde öyle bir meblağda döviz olsa bile o para ya bir başkasının parasıdır, ya da kesin hayır amacıyla orda tutulan paradır diye düşünen, başbakanın her dediğine”başımla beraber” diyen seçmenle, Fenerbahçe tarihinin en çok Galatasaray şampiyonluğu görmüş başkanı Aziz Yıldırım’a da aynı sadakatla bağlanan, O yaptıysa muhakkak bir bildiği var diye düşünen insan arasında hiç bir fark yok.
Birine koyun deniyorsa diğeri de koyundur.
Hatta birinin durumu biraz daha farklı.
Şebeke suyu dahi olmayan gecekondusuna hediye çamaşır makinesi gelmiş, bir iki sene de olsa özel hastanede tedavi olmuş, seçim dönemlerinde evine beleş makarna yollamış, kömür göndermişler.
Ya size ne hediye geldi Azizciler?
Sizin izahınız dahi yok !!