İlk yarısı tümüyle Bursaspor üstünlüğüyle geçen bir maç izledik. Öyle ki, 0-4’lük CL maçında Arsenal takımı bile bu sayıda pozisyon bulamamıştı. Bunda, misafir takım performansındaki Şenol Güneş dokunuşunun etkisi olduğu kadar, Galatasaray’ın orta saha oyuncularının yetersiz oyunlarının da rolü vardı. Melo ve Emre hiç topa basamadıkları gibi, defansif direnci de asla gösteremediler.
Umut Bulut’un Bursaspor stoperi! kıvamında ‘rakip takım ataklarını başlatan adam’ olması ve 3-4 saniye dahi ilerde top tutamaması deplasman takımının total bir oyun dominasyonu kurmasına yolaçtı. Fernandao-Umut mukayesesi gözönüne getirildiğinde ne demek istediğimiz kolayca anlaşılabilir. Bir tarafta her topu indiren, tutan, takımına nefes aldıran ve gerektiğinde duvar olabilen bir santrafor, diğer tarafta Umut Bulut! Galatasaray’ın, ileride Fernandao’nun yaptılarını becerebilecek bir oyuncu bulamadıkça asla başarılı olamayacağı o kadar belli ki… Bu; Sneijder, Emre gibi merkez orta saha oyuncularının ve Bruma, Sinan gibi kanat oyuncularının hücum drillerine katılmalarına da ket vurarak, takımın atak organizasyonlarının çeşitliliğini kısıtlıyor.
Chedjou, Hamzaoğlu’nun kafasını karıştırmış olacak ki, hoca takımın haftalardır tek çalışan ve akan bölgesi olan Telles-Çolak-Sneijder üçlüsünü bozmuştu. Oysa ki; Galatasaray rakip sahaya bu ‘trio’nun paslaşmaları sonucunda yerleşiyor ve oyun üstünlüğünü sol kanat varyasyonları ile sağlıyordu. Bu kurgusu bozulan takım, Selçuk’suz oynama alışkanlığı da olmadığından skor (1-2) olana dek hiçbir varlık gösteremedi. Koray’ın sağbeke geçmesi ise sağ kanattan akın yapma olanağını neredeyse sıfırladığı gibi, Galatasaray’ın gol yemesine de neden oldu: Bursaspor’un ilk golünde, sezon başından beri takımın kanseri olan “kanat beklerinin santrafor bölgesine koşu yapan rakip hücumcuları takip etmemeleri” sendromuna birkez daha tanık olduk. Koray, gözünün önünden Chedjou’nun sırtına depar atan Volkan’ı sadece izledi!
Sneijder her ne kadar birinci golde, adeta ders niteliğindeki, ‘tekte oynadığı’ on-asist pasını yapmış olsa da, oldukça tutuktu. Olcan sadece attırdığı goldeki yaptığı mükemmel ortada gözüktü. Melo ve Emre topla çıkarken riskli oynayarak rakibin direkt cezaalanında soluğu aldığı top kayıpları yaptılar, yakışmadı. Koray’ı nitelikli ve süratli forvetler karşısında test etme şansı bulduk. Sağbek mevkisine geçene kadar stoperde sağlam durdu ve ümit verdi. Muslera ise puanı getiren adamdı.
Sözün özü, kesinlikle Bursa’nın 3 puanı hakettiği ve Galatasaray adına olumsuz bir tablonun apaçık ortaya çıktığı bir oyundu. Bu sezon koşullarında Selçuk-Burak ikilisinin yokluğunun ne ifade ettiğini Galatasaray taraftarı görmüş oldu. Belki Hamza Hoca da işleyen düzene çomak sokmanın bir fayda getirmediğini görmüştür…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
gokhan.hasimzade.com
