Bir yanda “kupa kupadır, şampiyonluğu, ziraati, tarımı falan olmaz, üstelik de mazisi olan bir kupa”diyenlerin, diğer yandan da “amaaan, altı üstü bir Türkiye Kupası, 30 sene almadık da ne oldu, bir yerimizden bir şeyler mi eksildi”diyenlerin olduğu bir ortamda bol pozisyonlu bir yarı final maçı bizi bekliyor diye tahmin ediyorum maç öncesi…
Gerçekten de küçümsenecek bir kupa değil Ziraat Türkiye Kupası. Efes Cup muamelesi yapmak doğru değil gibi ve Anadolu kulüpleri için de çok önemli, zira Avrupa’nın yolunu açan bir kupa. Bana göre, alınmış her kupa sevindiricidir, Şampiyonlukla beraber gelen Türkiye Kupası çok kıymetli ama şampiyon olunamamışsa beni teselli etmez, ben de Efes Cup muamelesi yaparım. Katılmayabilirsiniz, benim fikrim bu. 15 gün evvel Kadıköy’de oynanan, maçın bitimiyle beraber Recep Başkan’ın kalitesini ortaya koyup şeref tribününden kameralara karşı BİLEK HAREKETİ yaptığı maç seyir zevki açısından oldukça kaliteli geçmişti ve futbolseverlerin belleğine tadı damakta kalmış bir maç olarak kazanmıştı bu anlamda güzel bir rövanş.
Bursaspor Fenerbahçe maçları çok zevki ama olaylı geçmiştir hep Bursa’da. Küçüklüğümden bu yana hatırlarım, bir yanda “Yemyeşil inciler…..” sloganı ile gözdağı vermeye çalışan Bursa tribünü, diğer yanda “Tin Tin Tinimini Hanım”ezgisiyle ” Dünya yerinden oynar Bursa’dan erkek çıksa” diye yanıt veren Fenerbahçe tribünü ve ardından “Bursa Fener el ele, hep beraber Heykel’e” ortak sloganıyla maçın ardından Heykel Semtinde randevu ve taşlı sopalı bir kapışma. Umarım böyle bir maç sonu yaşanmaz. Istanbul’da Fener’i elinden kaçırdığını, şanssız bir şekilde kaybettiğini düşünen Bursa camiası Fener’i 4’leriz 5’leriz gibi bir hava içerisinde müthiş bir hırs yapmış. İsmail Kartal Webo’yu dinlendirmek istemiş, Eskişehir maçının kötülerinden Sow’u ve Caner’i kulübeye çekmiş, ilk onbirin iki değişmezi Egemen ve Kuyt’ı tekrar onbire koymuş, Diego’yu da Topal ve Selçuk’la beraber orta sahada görevlendirmiş.
Bursa maça hızlı başladı. Önde presle başladı ve ilk 10 dakikada etkili de oldu. Selçuk ve Mehmet Topal’ın iki ön libero, Kadlec’in sol bek oynadığı takım doğal olarak çıkmakta zorlandı. Neden Hasan Ali’yi tercih etmedi onu bilmiyorum. Zira son haftalarda İsmail Kartal’ın gözdelerinden biriydi. Fenerbahçe’yi bu dakikalarda orta sahada ayakta tutan, tek top saklayan adam olarak Diego ön plana çıkarken, Emre’nin ve Egemen’in önemini de ortaya çıkaran bir on beş dakika izledik. Dakikalar ilerlemeye başlayınca Fenerbahçe ayağa pas oyununu sahaya yansıtmaya başladı, solda Bakambu ve sağda Volkan’ın etkinliği azaldı. Sağda Kuyt oyuna ağırlığını koymaya başladı, Alper solda etkili koşular yapmaya başladı, Diego yapması gerekenleri yapmaya başladı, haftalar sonra ilk defa istekli gördüğümüz Emenike Bursaspor stoperlerini yıpratmaya başladı önce oyun dengelendi ve daha sonra da Fenerbahçe’nin kontrolüne geçti.
Hem Webo’yu dinlendirmek hem de Emenike’yi kazanmak adına İsmail Kartal Emenike’yi tercih etmiş. Emenike’nin çok zorlandığı bir şey tek santrfor oynamak zira hiç top alamıyor bu pozisyonda ancak Emenike beklediğinizin üstünde oynadı. Nihayet orta sahada kapılan bir topta Topal’ın defans arkasına attığı topu Emenike sağ çarprazdan tıpkı Karabükte yaptığı gibi sağ ayağıyla kalecinin sağından direk dibine plaseleyerek Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçirdi. Bu gol Bursaspor’un moralini bozdu, Fenerbahçe pas oyununu daha rahat oynamaya başladı, maçın en azından ilk yarısının gidişatı belli oldu derken çıkarken Ilk yarının en iyisi Diego’nun kaptırdığı toptan sonra gelişen atakta Bursaspor Belluschi ile beraberliği yakaladı. Ancak iki dakika sonra ceza sahasının köşesinde Diego’ya yapılan faulden kazanılan frikiği Alves muhteşem bir vuruşla kapalı köşeden topu çatala astı ve ilk yarı Fenerbahçe’nin 2-1 üstünlüğü ile bitti.
İkinci yarıya Bursaspor istekli başlarken Fenerbahçe sakin ve ayağa pas futbolunu ısrarla oynayacağının sinyallerini verdi. Diego’nun müthiş pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan Emenike müsait pozisyonu değerlendirse Fenerbahçe ikinci yarının hemen başında turu koparabilirdi. Bursapor çok hızlı hücuma çıkan göze hoş gelen bir futbol oynayan çabuk oyunculardan kurulu bir takım ancak set oyunu onlara göre değil ve Bursaspor’u böyle bir oyuna zorlamak çok akıllıca. Aziz Yıldırım’ı tebrik ediyorum doğru taktik. Gerçekten ikinci yarının ilk 25 dakikası boyunca Bursaspor sadece Fenerbahçeli oyuncuların hücumdayken kaptırdığı toplardan geliştirdiği ataklar sayesinde etkili oldu ancak önemli diyebileceğimiz pozisyonu bulamadı. Derken dakikalar 70’i gösterdiğinde İsmail Kartal maçın iyilerinden Diego’yu oyundan çıkartarak hücumda kalabilme şansını kaybetti. Diego, Caner değişikliğinde Caner sola Alper ortaya geçti. Hemen ardından yorulan Emenike’yi Moussa ile değiştirdi. Diego’nun çıkışı ile beraber Bursaspor baskıyı artırdı. Çünkü orta alanda topu saklayacak, kenarlara ve ayağa atacak kimse kalmamıştı ve Bursalı oyuncular kolaylıkla orta sahada tüm topları kazandılar ve bu dakikadan sonra da etkili oldular.
Ardından çok kritik bir hamle daha geldi İsmail Kartaldan.. Alper çıktı Bekir girdi. İsmail Kartal’ın Eskişehirspor maçından çıkardığı sonuç buymuş: – Lan keşke Alper’i çıkarıp Selçuk’u alıp skorun üstüne yatsaymışım. Aynen bunu yaptı, göbekte 3 stoper, bir diğer stoper solda etti sana 4 stoper, gerektiğinde stoper oynattığın Topal ve Selçuk etti mi sana 7 ? Adeta bir masal gibi son 10 dakikaydı : İsmail Kartal ve 6 stoperler ! Bursa son 10 dakikada pozisyon üstüne pozisyon buldu, 6 stoper 6 tane karambol kafası vurdurdu desek yeri var. Bu baskıda gol getirmeyince Fenerbahçe iki ayaklı eleme maçından çok önemli bir galibiyetle ayrıldı. Sezonun ıslıklanan iki ismi Emenike ve Alves’in golleriyle maçı kazanmak çok güzel 4.yıldız için son düzlüğe girerken. Egemen bu takımın defansının bel kemiği, Kuyt bu takımın balansı. 18’e girebilecek kadar iyilerse sahada olacaklar ve her zaman dediğim şeyi tekrar ediyorum: Şampiyon olmak istiyorsan Diego ve Webo’dan azami faydalanmak zorundasın !
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
bruno.monte@abcspor.com
