Fenerbahçe’nin yenildiği veya puan kaybettiği maçların sonunda eleştri oklarının isabet ettiği oyuncuların başında Kuyt geliyor çoğu zaman.
Yeteneğinin azlığı bir çok sporseverce eleştiriliyor.
Günümüz futbol dünyasında kanat oyuncusu çok önemli. Yetenekli iki kanat oyuncusu hem maçın kazanılmasında, maçın farka gitmesinde çok önemli rol oynuyor hem de futbolun seyir zevkine zevk katıyor.
Mesela bu konuda en şanslı seyirci Bayern München taraftarı. Solda sağda Robben ile Riberry. Daha ne olsun. Birebirde kolay adam geçen, müthiş süratli iki Winger.
Robben ve Riberry gerçekten ekstra örnekler. İkisi de Bayern’de bırakır futbolu. Öylesine oyuncuları bulabilmek çok zor.
Günümüz futbolunda iki tip kanat oyuncusu göze çarpıyor.
Çizgiyi çok iyi kullanan, kolay adam eksilten, süratli, sıfıra inip orta yapmaya çalışan. Gökhan Töre, Volkan Şen, İssiar Dia, Hurşut Meriç, jimmy Durmaz gibi pek çok temsilcisi var bu profilin.
Bir de çizgiye yapışık oynamayan, gol atmayı düşünen, sürekli ceza sahasına çarpraz girişler yapan, gol kovalayan kanat oyuncuları var. Tabii bunlar bir de süratli ve yetenekli olsalar tadından yenmez ama en az 30-40 milyon Euro da bonservis ödersin bunlardan birine sahip olmak için.
İşte Kuyt böyle bir oyuncu. Müthiş profesyonelliğinden bahsetmeye gerek bile yok, herkes çok iyi biliyor bunu. Kuyt santrfordan bozma bir kanat oyuncusu. Hollanda liginde gol krallığı var. Gol atmayı ve pozisyon almayı biliyor zaten.
Kuyt’ın kariyerinin son 6-7 yılı kanat oyuncusu olarak geçti. Sağ kanatta gördük onu.
Kuyt kanatta ileri geri koşan, savunma refleksi güçlü, çalım atamayan ama basit oynayan, sürekli ceza sahasına girip gol arayan ve senede de en az 8-10 gol atabilen özellikte bir oyuncu. Bu da günümüz futbolunda çok önemli.
O kadar önemli ki Hollanda Milli Takım Hocası Van Gaal bile vazgeçemedi ondan yaşı 35’e merdiven dayamış olsa bile.
Dünya Kupası gibi çok önemli bir turunuvada, Hollanda gibi çok önemli bir takımda, çok çok önemli maçlarda sürekli forma şansı buldu Kuyt.
Fizik kalitesinin sürekli tavanda olması, profesyonellik anlayışından hiç bir zaman taviz vermemesi, doksan dakika koşması, liderlik vasfı, takım savunması ile forvet arasında oluşturduğu köprü ve her an sürpriz isim olarak ceza sahasında skor değiştirebilme becerisi ve ihtimali sebebiyle o hala vazgeçilmezdi.
Dünya Kupası’nın ardından Onun niye sürekli ilk 11’de oynatıldığına anlam veremeyip eleştirenler gerçeği idrak etmişlerdir herhalde.
Kuyt lig başladığından bu yana henüz 1 gol atabildi. Nerde O ilk geldiği günlerdeki Kuyt diyenler olabilir. İlk 6-7 maçının tamamında gol atmıştı Kuyt.
Belki biraz şanssız olabilir ama bence Kuyt hala aynı Kuyt.
Çünkü O hiç Kuyt’armıyor. Kaytarmak Onun kitabında yok!
Bu seneki Performansında Fenerbahçe’nin çok kötü olmasının sebebi çok büyük. Bir yaş daha yaşlandı elbet. İnsan hayatından bir yıl çok önemli.
Kuyt’ın niye ilk onbirde oynadığı konusu gerçekten benim adıma yanlış bir durum içermiyor. Ben hoca olsam, ben de her maç Kuyt’ı ilk onbirde sahaya sürerim.
Burdaki sıkıntı Kuyt’ın her maç 90 dakika sahada kalması. Futbolda böyle bir şey yok. Ayrıca Kuyt gibi 35 yaşında çalım atabilme yeteneği olmayan bir kanat oyuncun varsa Onunla farklı meziyet de, daha genç, daha hızlı bir alternatifinin de elinde olması lazım. Bu anlamda Jimmy Durmaz CUK oturacak bir transferdi pasaportu itibariyle.
Kuyt’ın kadroaki alternatifi ise Mehmet Topuz. Bazen de Emenike. Her iki oyuncuda çizgide iyi işler yapabilecek oyuncu tipi değil. Kadro zaafiyeti denir bunun adına.
En azından bir kanadında bu tarz bir alternatifin olmalı. Sol kanatta kullanabileceğin böyle bir alternatifin de yok. Mesela Stoch kadroda olmuş olsaydı bir alternatifti.
Bu kadro zaafiyetiyle de her yenilgiden sonra Kuyt eleştirilmeye devam edecek.
Dünya kulübüyüm iddiasıyla yola çıkıyorsan elbette bol alternatifli kadroyu temin etmen lazım. Arada bir transfer yanlışı olabilir. Eksik gedik olabilir. Bunlar dünya devlerinde bile zaman zaman karşımıza çıkıyor dev bütçelerine rağmen.
Bu anlamda Kuyt’ın Kuyt’tan daha farklı özelliklerde bir yedeğinin olmasını belki de hoş görebiliriz bir noktada. Benim hoş göremeyeceğim nokta başka.
Forbes dergisi geçtiğimiz hafta Dirk Kuyt’ın sözleşmesini afişe etti.
İki madde çok vahim. Değil ” ben bir dünya kulübüyüm”diyen takıma, profesyonelim diyen hiç bir spor kulübüne yakışmıyor.
Birinci enterasan madde Kuyt’ın maaşı. Tavan ücret yazıyor karşılığında. Mesela seneye Ibrahimoviç’i alsak ve 10 milyon Euro maaş versek, Kuyt’a da aynısını vereceğiz!
İkinci enterasan madde şu. ‘Doğruysa’ asıl vahim olanı bu:
” Kendi istemedikçe veya sakat olmadıkça ilk 11’de oynar”
Böyle bir anlayışı kabul etmek mümkün değil benim nezdimde.
Hani çok iyi bir profesyonel diye övüyoruz ya Kuyt’ı. Profesyonellik bu mu?
Formayı sözleşmeyle mi garantilemek ?
Böyle dünya kulübü olamazsın. Bu tarz sözleşmelerle ancak para kaybedersin.
Sana da farklı farklı gelir kapıları gerekir.
Ya bu sene olduğu gibi, parasızlıktan transfer yapamazsın ya da bir milyon üye diye yollara dökülürsün, yarın sana bir milyon üye de yetmez.
5 milyon üye de yetmez 10 milyon olsun.
Ver, ver, ver, ver Allah’ım ver!
Yeteneğinin azlığı bir çok sporseverce eleştiriliyor.
Günümüz futbol dünyasında kanat oyuncusu çok önemli. Yetenekli iki kanat oyuncusu hem maçın kazanılmasında, maçın farka gitmesinde çok önemli rol oynuyor hem de futbolun seyir zevkine zevk katıyor.
Mesela bu konuda en şanslı seyirci Bayern München taraftarı. Solda sağda Robben ile Riberry. Daha ne olsun. Birebirde kolay adam geçen, müthiş süratli iki Winger.
Robben ve Riberry gerçekten ekstra örnekler. İkisi de Bayern’de bırakır futbolu. Öylesine oyuncuları bulabilmek çok zor.
Günümüz futbolunda iki tip kanat oyuncusu göze çarpıyor.
Çizgiyi çok iyi kullanan, kolay adam eksilten, süratli, sıfıra inip orta yapmaya çalışan. Gökhan Töre, Volkan Şen, İssiar Dia, Hurşut Meriç, jimmy Durmaz gibi pek çok temsilcisi var bu profilin.
Bir de çizgiye yapışık oynamayan, gol atmayı düşünen, sürekli ceza sahasına çarpraz girişler yapan, gol kovalayan kanat oyuncuları var. Tabii bunlar bir de süratli ve yetenekli olsalar tadından yenmez ama en az 30-40 milyon Euro da bonservis ödersin bunlardan birine sahip olmak için.
İşte Kuyt böyle bir oyuncu. Müthiş profesyonelliğinden bahsetmeye gerek bile yok, herkes çok iyi biliyor bunu. Kuyt santrfordan bozma bir kanat oyuncusu. Hollanda liginde gol krallığı var. Gol atmayı ve pozisyon almayı biliyor zaten.
Kuyt’ın kariyerinin son 6-7 yılı kanat oyuncusu olarak geçti. Sağ kanatta gördük onu.
Kuyt kanatta ileri geri koşan, savunma refleksi güçlü, çalım atamayan ama basit oynayan, sürekli ceza sahasına girip gol arayan ve senede de en az 8-10 gol atabilen özellikte bir oyuncu. Bu da günümüz futbolunda çok önemli.
O kadar önemli ki Hollanda Milli Takım Hocası Van Gaal bile vazgeçemedi ondan yaşı 35’e merdiven dayamış olsa bile.
Dünya Kupası gibi çok önemli bir turunuvada, Hollanda gibi çok önemli bir takımda, çok çok önemli maçlarda sürekli forma şansı buldu Kuyt.
Fizik kalitesinin sürekli tavanda olması, profesyonellik anlayışından hiç bir zaman taviz vermemesi, doksan dakika koşması, liderlik vasfı, takım savunması ile forvet arasında oluşturduğu köprü ve her an sürpriz isim olarak ceza sahasında skor değiştirebilme becerisi ve ihtimali sebebiyle o hala vazgeçilmezdi.
Dünya Kupası’nın ardından Onun niye sürekli ilk 11’de oynatıldığına anlam veremeyip eleştirenler gerçeği idrak etmişlerdir herhalde.
Kuyt lig başladığından bu yana henüz 1 gol atabildi. Nerde O ilk geldiği günlerdeki Kuyt diyenler olabilir. İlk 6-7 maçının tamamında gol atmıştı Kuyt.
Belki biraz şanssız olabilir ama bence Kuyt hala aynı Kuyt.
Çünkü O hiç Kuyt’armıyor. Kaytarmak Onun kitabında yok!
Bu seneki Performansında Fenerbahçe’nin çok kötü olmasının sebebi çok büyük. Bir yaş daha yaşlandı elbet. İnsan hayatından bir yıl çok önemli.
Kuyt’ın niye ilk onbirde oynadığı konusu gerçekten benim adıma yanlış bir durum içermiyor. Ben hoca olsam, ben de her maç Kuyt’ı ilk onbirde sahaya sürerim.
Burdaki sıkıntı Kuyt’ın her maç 90 dakika sahada kalması. Futbolda böyle bir şey yok. Ayrıca Kuyt gibi 35 yaşında çalım atabilme yeteneği olmayan bir kanat oyuncun varsa Onunla farklı meziyet de, daha genç, daha hızlı bir alternatifinin de elinde olması lazım. Bu anlamda Jimmy Durmaz CUK oturacak bir transferdi pasaportu itibariyle.
Kuyt’ın kadroaki alternatifi ise Mehmet Topuz. Bazen de Emenike. Her iki oyuncuda çizgide iyi işler yapabilecek oyuncu tipi değil. Kadro zaafiyeti denir bunun adına.
En azından bir kanadında bu tarz bir alternatifin olmalı. Sol kanatta kullanabileceğin böyle bir alternatifin de yok. Mesela Stoch kadroda olmuş olsaydı bir alternatifti.
Bu kadro zaafiyetiyle de her yenilgiden sonra Kuyt eleştirilmeye devam edecek.
Dünya kulübüyüm iddiasıyla yola çıkıyorsan elbette bol alternatifli kadroyu temin etmen lazım. Arada bir transfer yanlışı olabilir. Eksik gedik olabilir. Bunlar dünya devlerinde bile zaman zaman karşımıza çıkıyor dev bütçelerine rağmen.
Bu anlamda Kuyt’ın Kuyt’tan daha farklı özelliklerde bir yedeğinin olmasını belki de hoş görebiliriz bir noktada. Benim hoş göremeyeceğim nokta başka.
Forbes dergisi geçtiğimiz hafta Dirk Kuyt’ın sözleşmesini afişe etti.
İki madde çok vahim. Değil ” ben bir dünya kulübüyüm”diyen takıma, profesyonelim diyen hiç bir spor kulübüne yakışmıyor.
Birinci enterasan madde Kuyt’ın maaşı. Tavan ücret yazıyor karşılığında. Mesela seneye Ibrahimoviç’i alsak ve 10 milyon Euro maaş versek, Kuyt’a da aynısını vereceğiz!
İkinci enterasan madde şu. ‘Doğruysa’ asıl vahim olanı bu:
” Kendi istemedikçe veya sakat olmadıkça ilk 11’de oynar”
Böyle bir anlayışı kabul etmek mümkün değil benim nezdimde.
Hani çok iyi bir profesyonel diye övüyoruz ya Kuyt’ı. Profesyonellik bu mu?
Formayı sözleşmeyle mi garantilemek ?
Böyle dünya kulübü olamazsın. Bu tarz sözleşmelerle ancak para kaybedersin.
Sana da farklı farklı gelir kapıları gerekir.
Ya bu sene olduğu gibi, parasızlıktan transfer yapamazsın ya da bir milyon üye diye yollara dökülürsün, yarın sana bir milyon üye de yetmez.
5 milyon üye de yetmez 10 milyon olsun.
Ver, ver, ver, ver Allah’ım ver!