Başlık çok negatif oldu değil mi ?
Elbette çok mutluyum.
Deplasman tribününde yıllar sonra gelen İnönü’de Beşiktaş galibiyetinin tadını çıkartıyorum şu anda.
Ama hakikaten bu maçın skoru “böyle olmamalıydı”. Oyunumuz çok daha fazlasını hatta tarihi bir galibiyeti hakediyordu.
Bir defa sahaya çıktığımız andan itibaren takımdaki özgüveni hissettik. Sakatların dönmesi ile beraber sanki sezon başındaki oyuna dönmüştük. Önde baskı, Fred ve Szymanski’nin çalışkanlığı, Osai’nin ama özellikle de Ferdi’nin kanattan verdiği müthis katkıyla rakibi çok zorladık. Ferdi’ye tabii apayrı bir parantez açmak lazım. O nasıl bir enerji arkadaş? Toplu topsuz yaptığı koşuları seyrederken ben yoruldum.
Bir de ikinci yarı Crespo yordu beni çalışkanlığıyla. Maç başında “acaba” dedirtti Hatalı tercih mi diye söylenenler oldu belki. Ancak ikinci devre her topa ayak soktu. Kaç tane atak kesti sayamadım ben. Kaptığı topları da olumlu kullandı.
Büyük usta Dzeko da yine ders verdi. Bambaşka bir santrafor profili izletiyor bize. Tadiç’e de kimse laf etmesin. Ben hala ilk golde asisti yaparken topu nasıl Dzeko’nun ağzının içine attığında kaldım.
Tabii takımı bu kadar övmüşken İsmail Hoca’ya da bir teşekkür etmek lazım. Çok yıpratıldı hoca son haftalarda. Vardı tabii ki onun da hataları ama bugün bu ezici futbolu oynatan da İsmail Hoca. Hakkı verilsin beğenmeğenler tarafından.
Son söz de diger hoca Atilla Karaoğlan’a. Ilk devre faul ve kart kararlariyla bolca tepkimizi çekti. İkinci devre penaltıları nasıl kendi veremedi, iş VAR’a kaldı inanilmaz. Necip kart görmeden maçı tamamladı, o daha da inanılmaz. Neyse ki sanslıydı Fenerbahce maçı kazandı. Şimdi ise Galatasaray maçina kadar eksiksiz gitme sırası. Sonrası… Sonrasına o maçtan sonra bakacağız, yeter ki o gün de böyle oynayalım.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72
