https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BOSMAN BİR AJAN MI ?

Okunması Gerekenler

BULENT BILIRGENBiraz polisiye film başlığı gibi oldu ama komplo teorileri ile birlikte yaşadığımız bu hayat, herşeye başka bir açıdan bakma yeteneğimizi çok geliştirdi. Jean-Marc Bosman, 1964 yılı doğumlu, 80’liyılların sonu 90’lı yılların başındaki gayet sıradan profesyonel Belçikalı futbolcu. Ülkesinin RFC de Liege takımından Fransa’nın Dunkerque takımına transferi sırasında yaşadığı bonservis krizini mahkemelere taşıyarak futbol dünyasının ekonomik yönünü tamemen değiştiren, bir açıdan emekçilerin kahramanı bir açıdan işverenlerin düşmanı bir zat. Yazıyı okuyacak genç arkadaşlara hatırlatma olması için belirtelim ki 90’lı yıllardan once bir sporcunun bağlı bulunduğu kuluple sözleşmesi bitse dahi serbest dolaşım hakkı yoktu. Transfer olması için kulübüne istemiş olduğu bedeli getirmesi gerekiyor idi. Özetle, bonservis sporcunun değil kulubun elinde idi. Yukarıda tanıtmış olduğumuz arkadaşın fitili yakması sonucu bu kural tamamen değişmiş günümüzdeki sözleşme bittiğinde serbest dolaşım hakkını elde eden sporcu topluluğunun önünü açılmıştır.

bosman2Öncelik ile yazımın başlığındaki polisiye sorusunu çok kişisel olarak cevaplamak istiyorum. Evet.. Bana göre Bosman, büyük futbol kartellerinin ya da daha moda bir deyim olan baronların kullandığı bir piyondur. Bence Jean – Marc Bosman’nın birinci dünya savaşını başlattığı söylenen, Avusurya Macaristan Prensini öldüren sırp öğrenciden ya da JohnF.Kennedy suikasti sanığı Lee Harvey Oswald’dan farkı yoktur. Buzdağının görünen yüzüdür. Komplo teorimi Bosman’dan sonra dünya futbolunda değişenler ve değişmeyenler olarak iki ayrı açıdan destekleyeyim.

Ne değişti? 1990 lı yılların başında en önemli lig ne idi diye sorsak Serie A’dan başka bir cevap düşünlebilir mi? Peki Bosman’dan sonra ne oldu ? Hoop bir anda bir lig türedi ‘’Premier Leage’’… alın size değişiklik… Üzerinde güneş batmayan ülke dünya’yı yönetirken, futbol endüstrisini mi yönetemeyecek sanki..

Peki ne değimedi? Arada donen paralar değişmedi.. Eskiden kulüplerin aldığı paraları şu anda mafyatik menajerler ve sporcuların kendisi almakta. Arada dönen haksız komisyonların haddi hesabı yok. Ama paralar kulüp yerine kişilere gittiği için kurumlar çöküyor zenginler artıyor. İtalya, kendisine yapılan ekonomik tecavüzün acısını hala hissetmekte. Juventus,Milan,İnter’in yerini Manchester City, United ve Chelsea almış durumda. Real Madrid , Barcelona hatta Bayern Munih de İtalyan kulupleri ile farkı gitgide açmakta. Tabi bütün bu değişimi Bosman’a yükleyip İtalyan liginin yaratıcılıktan uzak ve defansif anlayışını göz ardı etmiyorum ama konumuz o değil.

bosman3Bosman yerine ne olmalıydı? Evet sporcuların eşya gibi alınıp satılması çok doğru bir anlayış olmasa da , ‘’yine bence’’ sporcuyu bonservisi ile almış ya da alt yapısından yetiştirmiş yani belli bir yatırım yapmış olan kulüplerin sözleşme sonunda bedelsiz kaybetmeleri de çok ama çok haksız bir durum. Düşünsenize 4 Milyon Euro bonservis bedeli verip oyuncu alıyorsunuz 2 sene sonra sözleşme bittiğinde oyuncu bedelsiz transfer yapabiliyor. Peki verilen bonservis? Bu tip durumlarda, en azından geçen yıllara ters amortisman uygulaması yapılıp, oyuncunun yaşlandığı gözönünde bulundurulup, alındığı bedelden belli bir yüzde düşülerek bonservis bedeli konabilir..Aynı şey oyuncuyu yetiştiren kulupler içinde geçerli. Yetiştirme bedeli diye alınan küçük meblağların ya arttırılması ya da sporcu nereye giderse gitsin imzaladığı her sözleşmede bu paraların tekrar ilk kulubune ödenmesi en azından kurumsal yapılar olan kuluplerin yaşaması adına yardımcı olur.

 Son olarak.. Jean-Marc Bosman, İtalya’da çok sıcak karşılanır mı bilmem ama İngiltere Kraliyet ailesi ona Sir unvanı vermekte geç bile kaldı!

bulent.bilirgen@abcspor.com

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular