*** Kayseri deplasmanından 5-0’lık skorla döndü Fenerbahçe. Maç için kısa bir analiz lütfen.
Hangi Kayseri ? Beşiktaş ve Başakşehir ile sahasında berabere kalan “taş gibi” takım mı ?
Ligin son 13 iç saha maçının 11’inde yenilmeyen, ligin ilk maçında Galatasaray’dan 4 yedikten sonra 4 gol yemeyen Kayseri mi ?
“Ama Kayseri’nin yedek kalecisi sahadaydı” diyerek atılan 5 golü hatası olmayan genç Vedat’a yükleyip Fenerbahçe’nin galibiyetini sıradanlaştırsak mı ?
5-0’lık net galibiyete rağmen Valbuena niye girmedi diye mi konuşup “objektif ve engin” futbol bilgimizi göstersek nasıl olur ?
Soldado’nun ilk goldeki top kontrolünü konuşmak yerine kaç maçta gol attı, sadece İç Anadolu takımlarına gol atıyor diye dalga geçmek daha fazla prim yapmaz mı ? Adam Galatasaray maçında iki penaltı yaptırdı hakem veremedi diyen çıkarsa da gülüp geçeriz.
Fenerbahçe nefretini sahaya cisimler atarak gösteren Kayserisporlular için de “niye başkalarına atmıyorlar da Fenerbahçe ?” dedik mi tamamdır…
Boluspor hazırlık maçında 6 gol yiyen takım için yazıp, lig maçında 5 gol atan takım susmak da bir tercih olabilir mi ?
Hep sen mi soracaksın bu defa da ben sorayım….
*** Kayserispor Teknik Direktörü Sumudica ilk yarıdaki maçtan sonra “Valbuena olsaydı berabere bitmezdi” diye Aykut Hoca’ya bir gönderme yaptı. Bugün bunu nasıl yorumlayalım ?
Mayıs 1989 Ali Sami Yen’de Galatasaray-Fenerbahçe oynuyor. Skor 3-0 Galatasaray lehine. O dönemki Galatasaray’ın alman kondisyoneri tribünlere 5 işareti yapıyor. Bir gün sonraki maç yazısında İslam Çupi şöyle yazıyor:
“Fakat o Galata kulesi dibi eski Yahudi kılıklı eskiciye benzeyen, her maçtan önce güya Galatasaray’ı ısıtan hamamcı görevini üstlenen o Alman kondisyoner pandomimcisi devre biterken, hangi top ilim ve irfanına sığınarak eli ile Fenerbahçe tribünlerine “Beş… Beş…” işareti yapıyordu.
O eli Fenerbahçe lavabona sokar sonra.”
Fenerbahçe bu, bazen o eli dili lavaboya sokuyor. Bazen…
*** Volkan Demirel sütten çıkmış ak kaşık değil belki ama her maçta en küçük bir harekette bulunmamasına rağmen yine sahaya atılan yabancı maddelerden nasibini alması.. Artık bu iş kabak tadı vermedi mi?
Volkan Demirel Galatasaray kalesini koruyor olsaydı hala milli takımdaydı. Turgay Şeren ile mukayese ediliyordu. Buffon neyse o olmuştu. Maçtan sonra 5 gol yiyen kaleci Vedat’ı teselli etmesiyle de Milliyet Gazetesi yılın fair play ödülünü alırdı.
Fenerbahçe’ye karşı nefret kusmanın bir çok nedeni var ama hiçbiri önemli değil. Yaptığın yanına kar kalır. Nasıl olsa Fenerbahçe camiası içinden de birileri çıkıp “ Fenerbahçe eskiden sempatikti böyle olmazdı” diye yapanı aklarlar. Sanki Ali Şen,Metin Aşık, Faruk Ilgaz döneminde olmamış gibi…
Ebru Köksaldı’nın güzel hatta çok güzel bir sözü vardır Fenerbahçe bilinçaltlarındaki en büyük gıptadır” diye. Bol bol kullanırım.
*** Lig yarışında son 7 haftaya girdik ve sarı lacivertlilerin önünde 3 takım var. Fenerbahçe kalan maçların hepsini kazanırsa, sizce şampiyonluk ipini göğüsleyebilir mi?
Alex Ferguson’un futbol anlayışı hep “en önemli maç bir sonraki maçtır” Fenerbahçe böyle düşünüp devam edecek.
Bence göğüsler. Benim gibi düşünen ve düşünmekle kalmayıp kıçını kaldırıp maça gelecek 44.999 kişi daha olursa ihtimali kaç ise 2 ile çarpılır.
Fenerbahçe bu sene de deplasman maçlarında lider, iç sahada beşinci…
*** Fenerbahçe yönetimi 1959 öncesi kazanılan şampiyonluklar için hareket geçmiş durumda. Ben kendi adıma, itirazda %100 haklı bile olsalar (ki bence oyle), bu ülkede FB lehine bir sonuç çıkamayacağı kanaatindeyim.
Ortada çok net bir adaletsizlik var… Ancak merdiven boşlukları için her hafta Fenerbahçe’ye ceza veren “bu” TFF’ye başvuru yapılmayacağını düşünüyorum. Zira iş tahkime gider, tahkim kararları da geri dönülemez nitelikte.
Ülkede adil bir futbol iklimi oluşunca bu başvuru yapılır. Yapılınca da netice kesin olarak alınır !
Ancak kamuoyunda bu konun tartışılması da çok önemlidir. Yalan yanlış bilgilere sahip “bu şampiyonalar mahalli, lig profesyonel değildi” gibi komik yorumlara sarılanların varlığına rağmen.
Konuyu çeşitli platformlarda defalarca anlatanlardanım. En son olarak da mali kongrede anlatmıştım. 7 dakikada özetlenebilecek açıklıkta bir konudur.
*** Euroleague normal sezon sona ermesine 1 hafta kaldı ama 2.sırada bitirmesi kesinleşen Fenerbahçe, 7.sırada yer alacak takımla eşleşecek. Siz hangisini tercih edersiniz, Khimki mi Zalgiris mi Baskonia mı?
Fenerbahçeliler “Onlar düşünsün” rahatlığıyla hareket edebilecek bir takıma sahipler. Yine de Khimki, zorluk olarak diğer iki takımdan bir derece daha altta diye düşünüyorum.
*** Yine bir futbol kitabı tavsiyesi alabilir miyiz ?
Elif Çongur’un spor yazılarını okumayı seviyorum.
İlk kitabı “Senin adamın gol diyo” da yazılarını toplamıştı. İkinci Kitabı “köşe gönderinin bir metre kadar gerisi” de ilki kadar güzel.
‘Dört yaşından beri futbol seyrediyorum,35 senedir Fenerbahçe’de işlerin yolunda gitmesi için ne yapılması gerektiğini bilmiyorum’ dediği yazısında babasından bir yorumu da yazmış, aslında bir cevap: “Fenerbahçe’ye duyulan aşk, tek taraflı aşktır” derdi babam. “Karşılık beklemeyeceksin, olduğu gibi kabul edeceksin”
Kitabı tavsiye ederim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bozkurt.yilmaz@abcspor.com
twitter: @_bky