Fenerbahçe şampiyonluk potasındayken, bir anda Kayseri maçı ile başlayan düşüş, 4 maçta kaybedilen 9 puan zirve yarışından geriye düşürdü ve camiada içindeki neredeyse tüm umutları bitirdi. Sonrasında oynanan 5 karşılaşmadan 4’ü kazanılmış da olsa, maçlardan daha da önemlisi ve bence asıl acı olanı, bu stadda 40-50binlere oynayan ülkenin en büyük Spor Kulübü, son 3 karşılaşmadır 10.000’leri (Osmanlıspor-Konya-Akhisar) bulamadı bile. Sizce nedenleri ve bu böyle devam mı edecek, yoksa bir çözüm bulunacak mı?
Fenerbahçe’nin geçmişinde, lige havlu attığı sezonlarda taraftar erozyonu çok olmuştur ama bu kadar kronik olanını ben hatırlamıyorum.
Çözüm bulunmak zorunda ve herkes özeleştirisini yapmalı. Fenerbahçe Kulübü de, maça gelmeyen taraftar da… Kim kimi cezalandırıyor, kim haklı, zerre önemli değil. Doğru olan nedir, ona bakmak şart. O da Kadıköy’ün Fenerbahçe tutkusuyla dolmasıdır.
Camiada maalesef lig bitti havası var ama, önümüzde “en azından” ligi 2.bitirip Şampiyonlar Ligi ön eleme oynama şansı ve kazanılmasının yanında, Avrupa Ligine direkt gitmeyi sağlayacak bir Kupa Şampiyonluğu var. Yani önümüzde tabii ki FB için tek başarı şampiyonluktur ama hala “iyi kötü” 2 ayrı hedef bulunurken, bu pes etmişlik niye?
Türkiye liginde 2.lik başarısızlık değildir ama Fenerbahçe gibi büyük kulüpleri mutlu etmez.
Klopp Dortmund macerasını anlatırken 2014-15’de küme düşme hattına indikleri sezon için, “işler düzelince hedefi 5.lik olarak koymuştuk” diyor. Fenerbahçe kupa alışkanlığı olarak daha da büyük kulüp.
İkincilik lezzetli bir menü olarak Fenerbahçe’nin önüne konamaz, konsa konsa asker yemekhanesindeki karavana gibi olur.
Hedef ikincilik demek, realist olsa da camiada kimseyi heyecanlandırmaz. Yani sezonu ikinci bitirirsen, sahada kutlama yapan oyuncu bulamazsın…
Kalan 7 haftadaki maçları kazanmak bir hedef olabilir. Nerede bitireceğine o zaman bakarsın…
Kupa ise seni çok rahatlatır. Eylül’e kadar vakit kazandırabilir…Kupa demişken Fenerbahçe’nin rakibi Başakşehir ve sonrasında muhtemelen Konya. Her ikisini de “çantada keklik” görmek doğru değil.
Ligde kupayı alan, iki derbiden iyi sonuçlarla çıkacak bir Fenerbahçe, telafi değil ama teselli verir.
Seneye Fenerbahçe “futbol özelinde” ne yapmalı, ne yapmamalı. Camiada giden şampiyonluktan çok (matematiksel olarak şans devam etse de), bir bıkkınlık, umutsuzluk hakim gibi. Bu nasıl dağılacak? Çünkü hepimiz biliyoruz ki Fenerbahçe’nin seyircisi olmadan Fenerbahçe olması imkansız..!
Fenerbahçe’de tek beklenti, şartlar ne olursa olsun şampiyonluktur. Hele ki müzesini 3 sene şampiyonluk kupası ile beslememişse “bu yıl mütevazı hedefler, yatırım, umut vaat eden kadrolar” kulağa hoş gelir, akla gelmez…
İştahlı kadro ve Samandıra’da tek patron olabilecek bir hoca, ilk hedef olmalıdır. Oyuncu satış ve alışlarında tribün beklentilerine gerekirse kulak tıkanmalı, Ağustos’ta adı bilinmeyen, Eylül’de “vay be” denilebilecek oyuncular seçilmelidir. “Gelsin Robben, gitsin Tevez” mantığı seyirciyi çekebilir, kombine sattırır ama FFP varken çıkmaz sokağa sokar…
Fenerbahçe’nin başarılı olması için en önemli şart ise ligin adil olmasıdır. Antalya maçında Cüneyt Çakır ‘a takılmasa belki de Fenerbahçe hala menzil içinde veya liderdi…
Euroleague F4 öncesi son durak ve rakip Panathinaikos. Hepimizi ürküten durum rakip kadar, hatta belki daha da çok OAKA atmosferi ve son 1 ayda art arta kaybedilen maçlarla verilen home-court avantajı. Sizce Fenerbahçe’nin Final Four sansı?
Elimde bol rakam var ama gel detaylarla kimseyi sıkmayalım.
Bu takım imkansız sözünü sevmeyen bir takım.
Bu takım ilkleri başarmış bir takım.
Fenerbahçe Sinan Erdem’de oynayacaktır ! Yeter ki tam kadro ve motivasyonla çıkabilelim…
Önümüzde ülke için belki de en önemli seçimlerden biri olan Referandum, sonrasında da ülkenin en büyük derbisi GS-FB maçı var. 23 Nisan Akşamı Seyrantepe’de nasıl bir maç bekliyorsunuz?
Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında özgüven çok önemlidir. Onun dozu da… Maç öncesi FBTV röportajına çıkan bir çocuk maç sonucu için 10-0 alırız gibi sürreal bir tahmin yaparken, GSTV’de bir çocuk 1-0 alırız veya 1-1 der…
Fenerbahçe’de Advocaat o maça özel bir “icat” çıkarmazsa ve Kasım-Aralık aylarındaki özgüvenli Advocaat gibi hareket ederse Fenerbahçe kazanır.
Ligde son düzlüğe yaklaşıyoruz ve siyah beyazlıların 5 puanlık bir avantajı var. Sizce Beşiktaş bu saatten sonra avucunun içine kadar gelen şampiyonluğu bırakır mı? Ve de akabinde Lyon eşleşmesinde yarı final şansları?
Başakşehir’in Akihsar’a kaybetmesi Beşiktaş’ı zirvede yalnız bırakmıştı. Beşiktaş’ın bu yalnızlıktan şikayeti yoktur…
Hasar görebilecekleri geçen haftada Beşiktaş ve Başakşehir çok değerli ve zor maçları kazandılar.
30 Nisan’da oynanacak Başakşehir-Beşiktaş maçından sonra da Beşiktaş yalnız kalırsa işi bitirir. Yoksa son haftaya kadar çekişme sürer.
Lyon da şampiyonlar liginden Avrupa ligine düştü. Beşiktaş’ın aksine oldukça zor iki rakibi, Alkmaar ve Roma’yı eleme başarısını gösterdi.
Beşiktaş “Barcelona gibi oynuyor” diyen yazarlarına inanırsa işi çok zor, inanmazsa zor.
Bugün bir anket yapılsa, özellikle yaşı 40 ve üstü olanlar için İslam Çupi FB camiası için fenomendir. O’nun birbirinden mükemmel yazılarını tek bir çatı altında toplamak dahiyane bir fikir. Bu fikir ilk aklınıza nerden geldi ve bu köşe yazısı demenin çok hafif, hatta ayıp kaçacağı İslam Çupi yapıtları içinde sizin TOP 3 listeniz..
İslam Çupi’nin seçme yazıları 3 cilt halinde İletişim yayınlarından çıktığında en güzel Fenerbahçe yazılarının olmadığını görmüş ve bu yazıları toplayıp bir kitap haline getirmek istemiştim. Başladım ama araya zaman ve bir çok iş girdi…
Elimdeki mevcut yazılar ve toplayacaklarım ile bir site hazırlayayım diye düşündüm. WEB sitesi hazırlamak benim için hiç bilmediğim ve önümde dağ gibi duran bir işti. O işi sağolsun Fenerbahçeliler Derneği başkanı İlyas Bulcay ve bu işlerin Alex’i Seyfi Dertli çözünce bana da golü atmak kaldı 🙂
Siteyi açtığım gün 251 yazı vardı. Hepsini tek tek okudum, etiketledim.
Masalsı bir futbol anlatımı, büyüklüğün tanımı… Ne dersen anlatmaya yetmez ama okuyunca herkesin “işte bende bunu anlatmak istiyordum” diyeceği yazılar…
Okurken ‘acaba bu cümle hatalı mı?’ dediğim ama üçüncü veya dördüncü de değilmiş diyebildiğim bir edebi üslup karşısında hayranlık duyduğum çok oldu.
Her bir yazısı başyapıt olur, seçemem. Çok bilinenlerin aksine Fenerbahçelilerin gözlerini yaşartacak müthiş yazıları daha var. Türk sporundan, futbolundan yolu geçenlere en büyük övgüler de, en matrak yergilerde var
www.islamcupi.org 251 yazıyla açıldı ve hala birkaç gönüllü arkadaşımın yardımı ile yazı girişi sürüyor.
Birinin bunu yapması gerekiyordu, ben oldum. Mutluyum…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bozkurt.yilmaz@abcspor.com
twitter: @_bky