ÜLKEMİZDE basketbol gerçek anlamda 7’den 70’e bilinip sevildiyse, bunun iki etkisi vardır.
Birincisi; 80’lerin Salami’li, Coolidge’li, Koç Rivers’li BEYAZ GÖLGE DİZİSİ, diğeri de Aydın Örs önderliğinde, Petar Naumoski, Ufuk Sarıca, Volkan Aydın, Tamer Oyguç, Larry Richard ve 6.oyuncu üçlük makinesi Taner Korucu’lu, aradan çeyrek asır geçmesine rağmen hala ezbere sayabildiğimiz EFES PİLSEN!
Şimdi, karşılarında 5 senedir kupa alamamış bir kulüp gören yeni nesile, bu EFES PİLSEN iki kez Euroleague’de FİNAL FOUR oynadı, bir kez Koraç Kupasını kazandı, 1 kez de Avrupa finalinde, Torino’da son baskette Aris’e kaybederek 2.oldu dersek, büyük olasılık bize inanmayarak, olayı şehir efsanesine çevirdiğimizi düşüneceklerdir.
Kısaca eski adı ile Efes Pilsen, yeni adı ile Anadolu Efes, kuruluş tarihi 1976’dan itibaren Türk basketboluna kazandırdıkları ile efsaneleşmiş bir kulüptü ama ismi değiştikten sonra sanki ruhları da eski isimle beraber buhar oldu gitti!
Bu sene de İNANILMAZ bir bütçeye rağmen, başarısız bir Avrupa sezonu, finalde Pınar Karşıyaka’ya kaybedilen Spor Toto Türkiye Kupası ve son olarak da Beko Basketbol Ligi play-off çeyrek final serisinde Pınar Karşıyaka’ya elenerek bir sezonu daha hüsranla noktaladılar.
Oktay Mahmuti ile başladılar, asi tutmayınca sezon ortası Vangelis Angelou’ya geçtiler ama değişen hiçbirşey olmadı.
Halbuki kadroya baktığınızda, yerli olarak Kerem Gönlüm, Semih Erden, Doğuş Balbay, Birkan Batuk gibi dudak bükülmeyecek isimlere ve hepsi milyon dolar üstü kontratlı, en azından kağıt üstünde isim yapmış, kaliteli yabancı oyunculara sahiptiler.
Kısaca; geçen sene, önceki sene, ondan önceki ve ondan da önceki sene olduğu gibi bu sene de olmadı!
Transfer kulislerinde yüksek ses ile dile getirilmeye başlanan söylentilere göre, Anadolu Efes önümüzdeki sezon için dünyaca ünlü Sırp koç Dusan İvkovic ile anlaştı ve Avrupa’nın en önemli 3 pg’ından biri olan Milos Teodosic de kadroya dahil olacak.
A,B,C,D derken o kadar çok plan denediler ki, artık alfabe son harfine geldi dayandı! IVKOVIC de yaralara merhem olamazsa, Tuncay Özilhan’ın bunun üstünde sıçrayabileceği bir hamle, basamak kalmadı!
Efes Pilsen dendiğinde ilk akla gelen İSTİKRAR kelimesi idi ve 91’den 2007’ye dek sadece 3 antrenörle çalıştılar ve de 3 isim de kulübün içinde senelerini geçirmiş, adeta komuta zinciri şeklinde, Aydın Örs’den, Ergin Ataman’a, ordan da Oktay Mahmudi’ye bayrak teslim edilmişti. Bu sürede 9 Türkiye Ligi şampiyonluğu ve 8 Türkiye Kupası kazandılar.
Ama 2007’den 2014’e geldiğimiz bugüne dek sadece 1 şampiyonlukları var ve her ne hikmetse o da yine Efes Pilsen tedrisatından çıkmış, David Blatt ile çok kötü geçen bir sezonun ardından, kurtarıcı diye geri getirilen Ergin Ataman ileydi.
Ama 2.sezon başarısız olununca yollar yine ayrıldı ve sonrasında x gitti, y geldi, o gitti z geldi ama sonuç değişmedi!
Futbolda başka, basketbol başka, voleybol bambaşka takımları tutanlardan olmadım! Hiçbir zamanda olmayacağım, yani kısaca Efes Pilsen sempatizanı değilim ama bana, bize, yani 35 yaş ve üstü nesile basketbolu sevdiren, Avrupa’da gururumuz olan takıma da ‘ne halleri varsa görsünler’ diye bakamıyorum..
Umarım bu sene doğru hamlelerle geçmişlerine dönerler, çünkü bu serbest düşüş devam ederse, peygamber sabrı olduğuna inandığım Tuncay Özilhan da bir yerde ‘artık yeter’ diyip pes edecek ve bu gidişin sonu, bir zamanlar Efes Pilsen vardı ya kadar uzanıp, tarihe gömülecekler gibi geliyor!
