2008 Yılının 4 Mart akşamı, Fenerbahçe çok zor bir Sevilla deplasmanına çıkmadan önce ekranların en sevilen polemikçisi Ahmet Çakar Beyefendi, ”Fenerbahçe Sevilla’yı elerse bikini giyerim” diye buyurmuştu.
İddialı laf söylemek peşinde değilim. Daha da ötesi ihtimaller ne olursa olsun milyonların sevgilisi koca bir camia hakkında benzer birşeyi söylemek haddim değil. Gerçi, bence kimsenin de haddi değil ama yukarda da anımsattığım gibi ekranlarımız ve gazete sayfalarımız maalesef sansasyon peşinde böyle çıkışlar yapan meşhur isimler ile dolu. Ben ise ancak şunu söyleyebilirim: ”Ne kadar iyimser olmaya çalışsak da kabul etmeliyiz ki Galatasaray’ın bugün tur atlaması büyük sürpriz olur”
Biz millet olarak çoğunlukla sadece görmek istediğimizi görmekte ustayız. İlk Chelsea maçı hakkında da Galatasaray’ın ikinci yarıdaki müthiş baskısı ve üstün gözükmesine odaklandık, ilk yarıda istediği anda Galatasaray kalesine inebilecek gibi gözüken Chelsea‘yi unutuverdik. Ayrıca, farkında olmadan kendimizi küçümsemekte üstümüze yok, unutmayalım ki artık Avrupa’daki her takım için İstanbul’dan gollü beraberlikle ayrılmak iyi sonuçtur! Yani ilk maçtan istediği, planladığı sonuçla ayrılan takım Chelsea’ydi. İlk yarıda kendisine lazım olan golü bulan, arzuladığı avantajı yakalayan Chelsea karşısında son yarım saatteki baskılı oyunla ümitlenmek ve Stanford Bridge’de oynanacak maçın yorumunu o son yarım saat üzerinden yapmak fazla iyimserlik olur.
”Gol Olur!”
Chelsea, Premier League’deki rakiplerine, özellikle en ciddi rakip olarak gözüken Man. City’ye oranla skor üretmekte sorun yaşıyor gibi gözükse de (Man. City’nin 27 maçta 71 golü varken, Londra ekibi 30 maçta 56 gol bulabildi) ”Mavililer”in Galatasaray defansı karşısında en azından 1 gol bulacağını tahmin etmek için futbol alimi olmaya gerek yok. Araya ve arkaya atılan her topta büyük sıkıntı yaşayan Sarı Kırmızı’lı ekip ayrıca hücum becerisi ile gönülleri fethetse de defansif anlamda henüz pek güven vermeyen Telles’in savunduğu kanattan da büyük gedikler vermeye aday. Yani, eğer varsa ”Bilmem ne olursa bikini giyerim, tanga ile poz veririm, montajlı tapelerimi yayınlattırırım!” falan diye kaşınan bir delikanlı, kendisine ”Chelsea gol atar” bahsi yapmasını tavsiye edebilirim.
Doğal olarak, uzun süredir olduğu gibi zayıf halka defansın yükünü çekmek, öncelikle göbekte Melo’ya, sonra da kalede Muslera’ya düşecek. Özellikle Melo, ligin ikinci yarısında çok net gözüken performans artışı ile ortasahada bir dalga kıran gibi rakibin atakların en az yarısını başlamadan kestiği gibi, ihtiyaç halinde istediği gibi faul alabilen ve rakibe kart gösterebilen bir oyuncu haline geldi. Mücadele gücü de zirve yapmış durumda ve şu an bence Galatasaray’ın en önemli adamı. Bu gece olur da TT Arena’da Anadolu takımlarına karşı sergilediğine yakın bir performans ortaya koyabilirse Galatasaray’a mucizeyi getirecek isim olabilir.
Gol yemeden bitirmenin imkansız gibi olduğu bu maçta doğal olarak Galatasaray mutlaka gol atmak için sahaya çıkacak. Önümüzdeki aylarda Amerika kıtasına gideceği, iki sezon daha top koşturduktan sonra Chelsea teknik kadrosuna katılmak üzere Londra’ya döneceği iyiden iyiye dillendirilmeye başlayan Drogba’nın, özellikle Mancini ile son yaşananlardan sonra nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu. Açıkcası ben, ispat edecek hiçbirşeyi olmayan, kafaca da Galatasaray’dan uzaklaşmış ”Parçalı Fil” yerine Burak ve Sneider ikilisinin iyi performansı için dua etmeyi daha akla yatkın görüyorum.
Chelsea’de Son Durum
Ligde Aralık ayından beri mağlubiyet görmeyen Chelsea, Galatasaray maçı öncesi, geçtiğimiz cumartesi, 2 oyuncusunun ve teknik direktörünün kırmızı kart gördüğü maçta Aston Villa’ya 1-0 yenildi. Maç sonrası kopan gürültü, hakem tartışmaları ve Mourinho’nun ”Bu adam bir daha bizim maçımızı yönetemez!” açıklamaları bizim çok alışık olduğumuz ama Premier League’de bu siddette pek görülmeyen şeyler. Bu son dakika vukuatı Chelsea’nin Galatasaray maçı öncesi konsantrasyonu etkiler mi, etkilerse ne yönde etkiler, kestirmek güç. Sadece bu geceki maç öncesi Chelsea cephesinde böyle bir karışıklığın yaşandığını söylemiş olalım.
Öte yandan Londra ekibinde Ashley Cole’un dizinden, David Luiz’in kasığından ufak sakatlıkları haricinde önemli bir problem yok ve muhtemelen bu iki oyuncu da oynamaya hazır olacak.
Umut…
Özetle bu gece Sarı-Kırmızı oyuncuların çok iyi bir performans ortaya koymalarının yanı sıra şanslarının da yaver gitmesini dilemek lazım ama yine de ”Bu futbol, herşey olur, adama bikini de giydirir jartiyer de” diyelim ve Galatasaray’lıların çok sevdiği bir sözle yazıyı bitirelim:
”Galatasaray’ın adının olduğu her yerde umut vardır”
