Spor, yüzyıllardır kişilerin ya da takımların birbirleriyle rekabet ederek başarıya ulaştıkları ve başarının galibiyetle, başarısızlığın ise mağlubiyetle belli olduğu bir mücadeledir. Aynı savaş gibi.. Bir savaşta da başarılı olan taraf galip taraftır, mağlup olan ise başarısız olmuş ve yenilmiştir. Sporun bu kadar çok savaşa benziyor olmasının sebebi; aslında taş devrinden beri savaşan insanın içindeki savaşma arzusunu biraz yumuşatmak, sporun amatör ruhu ile savaşın şiddetini azaltmak için icat edilmiş olmasındandır.
Bunun en güzel örneğini eski Roma’da arenalarda görebiliriz. Gladyatörler sıcak kumlarda birbirleriyle ölümüne dövüşürken aslında o zamanın anlayışına göre spor yapıyorlardı. Roma senatosu, halkın dikkatini dağıtmak, sıkıntılarını unutturmak ve içlerindeki vahşeti boşaltmak için bu oyunları keşfetmişlerdi ve arenada yapılan dövüşler o zamanın sporuydu. Eski Yunan’da da spor karşılaşmaları yapılmış hatta olimpiyatların mucitlerinin Yunanlar olduğu tarihe not olarak düşülmüştür. Anadolu’daki en eski ve en savaşçı uygarlıklardan biri olan Yunan uygarlığının savaşlardan arta kalan zamanlarında bu tür spor karşılaşmalarına yer vermeleri bize yine aynı şeyleri düşündürtüyor. Savaşacak düşman bulamadın mı? E o zaman boş durma spor yap.
Sporun oluşum sebebine ve tarihine kısa bir bakış attıktan sonra diyebiliriz ki; sporcular aslında birer savaşçıdırlar. Tek idealleri galip gelmek ve başarıya ulaşmaktır. Günümüzde sporun çok daha profesyonel bir şekilde yapılıyor olması dahi sporculara içlerindeki savaşçı ruhu kaybettirememiştir. Hiçbir erdemli sporcu yoktur ki, mağlup olmak için sahaya çıksın. Her sporcu yenmek, galip gelmek, başarılı olmak için kendini motive eder ve kendini buna hazırlar. Savaşçılar nasıl kılıç talimi, ok atma talimi ya da günümüzde atış talimi yaparlarsa, sporcularda kendi dallarının talimlerini, antremanlarını yaparak yarış/maç gününe kendilerini hazırlarlar.
Bir savaşçı nasıl silahını temizleyip kurşunlarını şarjöre doldurup muharebeye hazırlanıyorsa, bir sporcu da kendi malzemelerini maçtan önce defalarca gözden geçirir. Bir sporcu gerektiğinde başarı için sakatlanmayı bile göze alır, aynı bir şavaşçının galip gelmek için ölümü bile göze alması gibi.
İşte tam bundan 99 sene önce 18 Mart 1915 de Türk sporcuları, içlerindeki mücadeleci kişiliği, bir sporcunun nasıl savaşacağını, Çanakkale savaşı tarihinin en büyük saldırısında tüm dünyaya gösterdiler. 18 Mart 1915 deki büyük saldırıda Birleşik Donanma’ya çok ağır kayıplar verdirerek işgal kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bıraktılar. Bu saldırıda bir çok sporcu, savaşçı ruhlarıyla vatan topraklarını savundular, içlerinden bazıları zafer için ölümü bile göze aldı ama sonuçta düşmanı mağlup ederek Türk tarihine Çanakkale zaferi adlı başarıyı altın harflerle kazıdılar. Bugün 18 Mart olması sebebiyle bu zaferde şehit düşmüş Türk sporcularını anmak, onları bir kez daha hatırlamak istedim, çünkü ruhları savaşçı olan bu sporcular, ülkelerini düşman işgalinden korumak için son maçlarına çıktılar ve bizlere bugünleri armağan ettiler.
Ülkemizin geriye doğru bakıldığında kaydı en çok ve en doğru olan sporu futbol. O dönemde 8-10 yaşlarında olan futbol takımlarımızın aşağıda Çanakkale savaşında şehit düşmüş futbolcularının isimleri var, belki de ruhlarına bir fatiha okumak, onlara cennetin stadlarında güç verir.
1 – Arif – Fenerbahçe – Bor Ovası, 2 Nurettin Fenerbahçe – Fikirtepe Bataryası, 3 – Halim – Fenerbahçe Fikirtepe Bataryası, 4 – Kemal – Fenerbahçe, 5 – Zeki – Fenerbahçe – Çanakkale Savaşı, 6 – Hüsnü – Fenerbahçe – Çanakkale Savaşı
7 – Neşet – Fenerbahçe – Çanakkale Savaşı, 8 – Refik Bey – Fenerbahçe – Kulüp Binasında, 9 – Mustafa Bey – Fenerbahçe – Kulüp Binasında, 10- Ethem (Bellisan) Fenerbahçe – Erenköy Bataryası, 11- Haldun – Fenerbahçe, 12- Doktor Ali – Beşiktaş – Kafkas Cephesi
13- Asım – Beşiktaş – Kafkas Cephesi, 14- Muallim Sadi – Beşiktaş – Kafkas Cephesi, 15- Kaptan Kazım – Beşiktaş – Çanakkale Savaşı, 16- Doktor Mehmet – Beşiktaş – Kafkas Cephesi, 17- Rıdvan – Beşiktaş – Çanakkale Savaşı, 18- Kürt Celal – Galatasaray – Çanakkale Savaşı
19- Abdurrahman – Galatasaray – Kafkas Cephesi, 20- Halit – Galatasaray – Kafkas Cephesi, 21- Kaleci Hamdi – Galatasaray – Çanakkale Savaşı, 22- Hasnun Galip – Galatasaray – Çanakkale Savaşı, 23- Celal İbrahim – Galatasaray – Irak Cephesi (1917), 24- Neşet – Galatasaray – Çanakkale Savaşı
25- İdris – Galatasaray – Trablusgarp Cephesi, 26- Refik Ata – Galatasaray – Çanakkale Savaşı, 27- Mehmet Ali – Galatasaray – Çanakkale Savaşı,28- Hasip Galatasaray – Çanakkale Savaşı, 29- Cemil Galatasaray – Çanakkale Savaşı, 30- Nazmi Galatasaray – Çanakkale Savaşı
Hepinizin ruhu şad olsun!
