Tam olarak Douglas Silva Bacelar ama bilinen ismiyle kısaca Douglas..4 Nisan 1990 doğumlu 1.90 boyundaki stoper ilk profesyonel imzasını Juventude ile attı ve sene 2008..
2010 senesinde transfer olduğu Vasco De Gama’da ismini duyurdu ama asıl kariyer patlaması 2013 yazında 5 senelik sözleşmeye imza attığı Ukrayna ekibi Dnipro ile oldu. 25 yaşındaki savunmacının kariyerinde toplamda 129 karşılaşma ve dört gol var.
”ARTILARI”
Dışardan baktığınız zaman, gerek uzun boyu, gerek vücut yapısı ile ilk görüşte tam bir stoper fiziğine sahip. Korakor mücadeleyi seven, rakibe yapışan ve temastan kaçmayan oyun yapısı en önemli artısı. Bir bu kadar önemli olan özelliği de, ilk müdahelelerdeki timing başarısı.
Yatarak değil ayakta kalan oyun şekli, bizlere senelerce Fenerbahçe forması giyen Nijeryalı Uche’yi andırıyor diyebiliriz. Hava toplarında başarılı, defansif anlamda libero sezgisi de güçlü, top kapma ve blokaj konusunda da oldukça etkili istatistiklere sahip bir defans oyuncusu.
Risk almayan oyun yapısı, izleyenlere gösterişsiz bir imaj çizse de, bu onu hata payı çok düşük bir oyuncu yapıyor.
”EKSİLERİ”
Ukrayna gibi zorluk derecesi düşük bir lig ve pozisyonel oyun sistemiyle savunma disiplinini elden bırakmadıkları Avrupa Kupalarında göze batmadı belki ama açık alanda hızlı oyuncularla bire bire yakalandığında ya da savunma arkasına çapraz koşular yapabilen forvetlere karşı ağır yapısı en önemli defosu diyebiliriz.
Uzun bacakları ve fuleli stili onun ağırlığını örtüyor gibi gözükse de, patlama gücü yüksek bir oyuncu değil ve özellikle ani dönüşlerde büyük problem yaşıyor.
Oyun sıkıştığında adrese teslim uzun toplar ya da savunmada oyun kurma konusunda da sıkıntıları var. Yüksek top hakimiyeti su götürmez ama belki çıktığı 10 kafa topundan 9’unda vuran ya da rakibe vurdurmayan bir kapasitede olmasına rağmen, bu vuruşlardaki isabet oranı son derece düşük!
Sonuç olarak, Avrupa’nın üst liglerinde, hele de üst düzey takımlarda oynayabilecek kalitede bir isim değil belki ama Beşiktaş’ın elindeki stoperlerle tartıya koyduğumuzda, en iyisinden daha kötü olmadığı da aşikar! Hatta bugünkü kadrodaki isimler; Ersan, Franco ve Milosevic ile aynı sepete koyduğumuzda, artısı-ekisi ile bakarsak, bence en iyisi..
Avrupa Ligi finalisti takımdan geldiğini de unutmamak lazım ve o takımın direkt 11 oyuncusuydu.
Basında stoper mevkii için 3 kişinin ismi geçiyordu. Gremio’dan Rhodolpho ile iki Douglas’tan Twente’li olanı Texeira ile transfer edilen Silva..
Ben Rhodolpho’nun iki isimden de bir adım önde olduğunu düşünüyordum ama kiralık olarak geldiği için maliyeti de düşük. Genç ve kariyer hedefi olması da başka bir artı.
Önceki satırlarda da belirttiğim gibi eldeki elmalara bakınca doğru bir hamle gibi gözüküyor. Tabii ki kağıt üstünde veriler başka, yeni bir ülke, yeni bir takım, ten uyumu, saha içindeki performans başka..
ABCSPOR
