https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BASKETBOL VE GENÇ OYUNCULARIN GELİŞİMİ..

Okunması Gerekenler

derya cerasiGenç Oyuncuların Gelişimi

Liglerin bitmesinden sonra genç milli takımlar düzeyinde turnuvalar düzenlendi. 20 Yaşaltı Avrupa Şampiyonası’nda ve 19 Yaşaltı Dünya Şampiyonası’nda bronz madalya; 18 Yaşaltı Avrupa Şampiyonası’nda ise gümüş madalya kazanan Türkiye; bu turnuvalardaki en başarılı ülke olarak dikkat çekti. Son yıllarda genç milli takımların madalyalar kazanmasına alışkınız ancak bu başarıları A Milli Takım seviyesine yansıtmak için neler yapılmalı?

Geçen sezon Türkiye Basketbol Ligi’nde yabancı oyuncular ile ilgili kuralda değişikliğe gidildi ve kadroda 7 yabancı bulundurulması ile sahada 5 yabancının aynı anda oynatılmasına olanak tanındı. Bu kural Türk oyuncuları ve özellikle genç oyuncuları nasıl etkiler? Özellikle büyük bütçeli ve hedefleri yüksek olan takımlarımız, genç oyunculara şans vermek yerine, yabancı oyuncular transfer etme yoluna gidiyorlar. Örneğin Fenerbahçe Ülker guard pozisyonu için Sloukas, Dixon gibi oyuncuları transfer ederek Kenan’ın durumunu belirsizliğe itiyor ve belki de Kenan’ın takımdan ayrılma durumu söz konusu olacak.

Dünyanın sayılı antrenörlerinden biri olan Bogdan Tanjevic’in 2005 yılında milli takımın başına geçmesi ve o yılki Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur, İbrahim Kutluay, Mirsad Türkcan, Serkan Erdoğan gibi oyuncuların bulunduğu çok iyi bir jenerasyona da sahip olunması nedeniyle, madalya kazanılacağı düşünülüyordu. Ancak 2005 ve 2007 yıllarında gelen büyük başarısızlık, Tanjevic’in 2010 Dünya Şampiyonası için takım oluşturmaya çalıştığı yönlendirmeleri ile yok sayıldı. 2010’da evsahibi avantajı ile gümüş madalya kazanıldı ancak sonrasında yine başarı gelmedi.

Genç milli takımlarda bu kadar başarılı olan ve madalyalar kazanan Türkiye, A Milli Takım düzeyine niye bu başarıları taşıyamıyor?  Her seferinde altın jenerasyon olarak tanıtılan genç milli oyuncular varken, A Milli Takım’da Kerem Tunçeri ve Ender Arslan dışında oyun kurucular uzun yıllardır niye bulunamıyor ve Bobby Dixon devşirme olarak kendine yer buluyor? Yeri gelmişken; devşirme oyuncu konusuna ne olumlu ne olumsuz baktığımı söyleyemem. Yapılan son düzenlemelerle her ülke bir devşirme oyuncuyu kadrosunda barındırabiliyor. Birçok milli takımda devşirme oyuncuların olması nedeniyle, Türk Milli Takımı’nın da bundan yararlanması çok doğal. Ancak ben yine de Dixon yerine, tamamen Türkiye’de doğmuş ve yetişmiş bir oyuncunun kadroda yer almasını tercih ederdim.

Genç oyuncuların hem maç tecrübesi kazanması, hem eksiklerini gidermesi ve sonuçta milli takımda yer bulmaları için aşağıdaki çözümler hayata geçirilmeli:

  • Kiralık Formülü: Özellikle Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker gibi kulüpler kiralık formülüne başvuruyor. Ancak bu noktada gönderilen takımın rolü büyük. Kiralık gönderen kulüpler, ilişkilerinin iyi olduğu kulüpleri seçiyorlar ve maliyetten kaçmak adına anlaşmalar yapıyorlar. Oysa ki oyuncunun kendini geliştirebileceği, dakika alabileceği, koçundan bir şeyler öğrenebileceği, hedefleri olan bir takımla anlaşılması daha doğru bir strateji olacaktır. Koçun oyuncuyu doğru şekilde yönlendirmesi, rekabetçi maçlara çıkması ile oyuncu kendini daha fazla geliştirebilir.
  • Gençlere Güvenilmesi: Euroleague’de oynayan takımlarımızın yabancı transferler yapmalarını normal karşılayabiliriz. Ancak Eurocup’ta mücadele eden ya da play-off’a kalmayı hedefleyen takımlarımızın genç oyunculara daha çok şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Yeni yabancı kuralı ile neredeyse her takımın kadrosunda 7 yabancı oyuncu bulunuyor. Takımlarımız da sanki bu 7 oyuncu mecburiymiş gibi, 7 oyuncu transfer ediyor. Hem bu maliyetleri azaltıp, hem genç oyunculara fırsat verilebilir. Federasyonun da bu kadro yapısına sahip kulüpleri teşvik etmesi sağlanabilir.
  • Oyuncuların Kendini Geliştirmesi: Takımların yabancı oyuncular yerine genç oyunculara şans vermesi için bu genç oyuncuların da kendilerini geliştirmeleri ve bu güveni haketmeleri gerekiyor. Son yıllarda farklı bir ülkede basketbol hayatını sürdüren fazla oyuncumuz olmaması, oyuncuların da kendini geliştirmesi gerektiğini gösteriyor. Yakın zamanda; NBA’deki temsilcilerimiz dışında, Kerem Tunçeri’nin Real Madrid, İbrahim Kutluay’ın Yunan takımlarının ve Mirsad Türkcan’ın çeşitli takımların formasını giymesi haricinde akla başka bir örnek gelmiyor. Bu da gösteriyor ki; Türk oyuncular da yeterince çalışıp, kendilerini göstermeye çalışmıyor ve Real Madrid, Barcelona, Maccabi Tel Aviv, CSKA Moskova gibi elit takımlarda forma giyme şansını yakalayamıyor. Genç oyuncuların da bu doğrultuda eksik oldukları özelliklerini mutlaka geliştirmeleri gerekiyor.
  • Düzenlenebilecek Alt Ligler veya Kamplar: Genç oyuncuların geliştirilmesine yönelik, federasyonun önderliğinde yapılacak organizasyonlar genç oyuncuların daha fazla süre almasına, kendilerini geliştirmesine ve maç tecrübesi kazanmasına olanak sağlayabilir. Bir dönem futbolda uygulanan A2 Ligi gibi bir alt seviye lig, oyuncu gelişimine yönelik kamplar veya sezon ortasında düzenlenebilecek milli takım antrenman kampları gibi organizasyonlar yapılabilir. Basketbol sezonunun Ekim ayında başlaması, Türkiye Kupası, lig, Avrupa maçları derken, takvim oldukça yoğun olsa da; bunun için uygun zaman bulunabilir.

Sonuç olarak; genç milli takımlarımızın kazandığı başarılar önemli olsa da; asıl kritik konu A Milli Takımların kazandığı başarılardır. Bu genç oyuncuların asıl amacı da A Milli Takım için yetişmek olmalı. Sadece evsahipliğini yaptığımız turnuvalarda değil de, tüm Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında belirli bir başarı yakalanması milli takımın bundan sonraki süreçte asıl hedefi olmalı ve bu doğrultuda çalışmalar yapılmalı.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : derya.cerasi@abcspor.com

twitter : @deryacerasi

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular