Zenginin zinası ile fakirin selası duyulmazmış derler. Ezanı okuyan benim gibi fakir fukara takımından biri olunca hiç duyulmuyor. Haftalardır yazıyoruz, diyoruz ki bu gidişat hayra alamet değil. Bakin bu çekirge sıçrıyor, yavaş oynuyor, yana oynuyor, fizik yok, kondisyon sallantıda!!!
Hazirlık maçlarında duran toplar hariç hiç bir pozisyon üretemeyen Fenerbahçe lige de aynı trendle başladı. Pozisyon sıkıntıları içinde bir şekilde iyi oynamadan kazandı ve nihayet Akhisar maçında ilk kazasını yaptı. Maça gelince, teknik direktör Aziz Yıldırım, Volkan ve Emre’yi Akhisar’a götürmeyerek kendi çapında bir gözdağı vermek istedi ve daha değişik bir dizilişle sahada yer aldı. Alınan duyumlar, Emre ve Volkan’a sizi yedek başlatacağım dediği ve Volkan’ın ben bir hafta daha dinleneyim, Emre’nin de Emenike varsa ben yokum dediği yönünde. Umut ediyorum ki bu haberler doğru değildir!
Teknik direktör Aziz Yıldırım, yavaş oynuyor eleştirilerine ciddiye almış olmalı ki daha dikine ve daha hızlı oynamaya çalışarak başladı. Hem de doğru Webo tercihiyle. Yapılmak istenen şey doğru ve geç kalınmış bir tercihdi ama yine olmadı. Sebebi ise Ersun Yanal’ın bıraktığı fizik ve kondisyon mirasının enkaza dönüşmüş olmasıydı. Hızlı ve dikine oynamaya çalıştıkça fiziksel defolar çıktı ortaya.
Nerden başlayalım.. Hadi defanstan. Bruno Alves pek çok kere olduğu gibi timing hatasıyla rakibini kaçırdı. Akhisar morallendi. Tamam, şimdi tek kaleye dönecek bu iş dedik ama 5 -10 dakika süren yalancı baskının ardından kontrol yine rakibe geçti. Gökhan bal yapmayan arı kimliğindeydi. Caner ise eski formundan uzaktı. Teknik direktör Aziz Yıldırım, serbest atışları Caner kullanacak ve ön direğe kesecek diye talimat vermiş. Bütün maç topu öndireğe kesti, durdu beyhude. Bi Allah’ın kulu da demedi ki yeter be Caner! Senin ne yapacağını öğrendiler, bu topu bir de başkası kullansın.
Alper iyi futbolcu. Bu kadroda her zaman oynar lakin Alper yıpratıcı bir oyuncu. Oyunu yönlendirecek nitelikte değil. Fenerbahçe bugün en çok Emre’yi aradı. Diego, Maldonado’nun 10 numaralı forma giymişi gibi oynuyor. Sisteme adaptasyon sorunu çekiyor. Adam hiç kağnı gibi oynayan takımda forma giymemiş. Topu ayağına alıyor, sağa dönüyor kaçan yok, sola dönüyor kaçan yok, ileri bakıyor etten bir duvar, biraz topu sürüyor, değişen bir şey yok. O da birine veriyor topu. Moussa maça istekli başladı ama dakikalar ilerledikçe hem konsantrasyonu bitti hem de kondisyonu. Aynı şeyi Kuyt içinde söyleyebiliriz.
Biz bugün Aziz Yıldırım’ın ne oynattığını anlayamadık. Daha doğrusu Fenerbahçe bir şey oynamadı da neyi oynamak isteyip de oynayamadığını da anlamadık. Dağınık, şuursuzca atak yapmaya çalışan, geriye koşmakta zorlanan, fizik olarak kötü, sahada lideri olmayan, saha kenarında bir yönlendiricisi olmayan bir ekip gördük. Ne desek boş, ne anlatsak boş! Ben Aziz Yıldırım’ın kurt hoca olduğuna falan inanmıyorum. Kurt Hoca Gekas’a bir önlem almaz mı canım? Maç kötü gidiyor, insan bi çare düşünmez mi ?
Kenny Dalglish vardı Liverpool’da. Hem hoca hem futbolcuydu. Aziz Yıldırım’ın da yapması gereken buydu. 62. Dakikada Selçuk’la beraber oyuna girmiş olsaydı daha değişik durumlar olabilirdi mesela. Yok, yok.. Kesinlikle Kurt hoca falan değil. Gerçekten de renkdaşlar, tıkır tıkır makine gibi işleyen bir sistem nasıl bu hale getirilir anlamak mümkün değil. Huzur yok belli. Takımdaşlık ruhu da yok. Fizik yok. Kondisyon yok. Bu resmen bir sabotaj. Egosu rahat etmiştir umarım Aziz Yıldırım’ın!! Sonuç; zampara, karı kız bece… diye Ersun’u gönder, İsmail gelsin takımı bec….
Devamı salıya. Sürçi lisan ettiysek affola! Umarım en kısa zamanda toparlanırız.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
