https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

AZ KALSIN YAZIK OLACAKTI..!

Okunması Gerekenler

Herkesin bir takım tutma hikayesi vardır, bir yazımda ben de anlatmıştım, denk gelirse yine anlatırım ama şu an mevzu bu değil.

Yaşım 50’yi devirdi, neredeyse 50 senedir Fenerbahçe’liyim, bir dönem tam bir Fenerbahçe yobazı iken bu satırlara emek verdiğim günden bu yana en azından yazarken objektif olmaya zorluyorum kendimi hatta bazen dozu kaçırıp içimden bir Hıncal çıktığı bile doğrudur ama mevzu bu da değil.

Yaklaşık 50 yıldır da futbol sohbeti yaparım, rakip taraftarlarla da çok yaptım, en az 1000 Galatasaray’lı tanımışımdır, bazısı ile futbol yüzünden birbirimizle küstüğümüz de vakidir, mevzu şu ki bugüne kadar “şampiyon olmak istiyorsan hakemi de yeneceksin”diyen bir tane Galatasaray’lı ile karşılaşmadım, içimde ukde kaldı, affınıza sığınarak bir içimi dökeyim sonra maça geçeceğim, el insaf diyorum..

Maça gelirsek klasik beklenen kadroyla sahadaydı Fenerbahçe, Krunic kadroda değildi, Bonucci ise yedekler arasındaydı, Tadiç yerine dönmüş, İsmail Kartal Cengiz’i tercih etmiş, hakkıdır, zor karar..

Gaziantep o kadar boş bir takım değil, kalecilerini çok beğeniyorum ben, Markoviç ve Maxim iyi oyuncular, Djilobodji de iyi adam bence ve koşan takım. Orta sahayı iyi kapatalım, Fred’in pas bağlantılarını kapatalım, Szymañski’ye de yakın markaj uygulayalım, kazandığımız topları derin oynayalım demiş Sumudica, bence maçın başından itibaren de iyi uyguladılar..

Top Fenerbahçe’nin hakimiyetinde olsa da özellikle kontradan etkili olabileceklerinin sinyalini maçın hemen başında verdiler, bir tane Livaković kurtarışı seyrettik..

İlk 20 dakikada Fred’in bir şutu vardı, Cengiz’in bir pozisyonu vardı ayağına dolandırdı etkili olarak, onun dışında Fenerbahçe’nin ceza sahasına gönderdiği çok sayıda top oldu ama Antep defansının kalabalığında eridi..

Topun defanstan biraz geç çıktığını gözlemledim, oradaki 1 saniyelik gecikmenin önemini daha evvel çok konuştuk, hücuma çıkarken de yapılan bazı basit pas hataları gözlemledim ve rakip takım oyuncularının kılı kılına dokunup engellediği pozisyonlar var, bir kaç tanesi oldukça kritikti diyebilirim..

Dakikalar ilerledikçe Fenerbahçe oyuna daha da hükmetmeye başladı, etkili de gelmeye başladı ama golü bulamadı.

Üstün oynanan, özellikle de ceza sahasına kadar rahat gelinen bir maçta gol bulunamıyorsa bilin ki pas ritminde bir sıkıntı var. İsmail Kartal’ın yana yakıla istediği Krunic’in katkısını da merak etmiyor değilim..

Bütün ihaleyi İsmail’e kesmeyelim, Szymanski biraz daha pas istasyonu olabilse rakibi göbekten de zorlarsın. Szymañski yüzünü kaleye dönemediği her maçta Dzeko da oyundan düşüyor, ki bence ilk yarının en kötüsü Dzeko olarak gözüme çarptı..

Bugün kötü bulamadığım Tadić bomboş kaç tane orta açtı saymadım, daha dikkatli olması lazım, bir kaç tane de çok basit ver-kaç pozisyonu gördüm, skor 0-0’ken bu kadar basit hatalar bu seviyedeki oyunculara yakışmıyor..

0-0 biten ilk yarıda maçın hakiminin Fenerbahçe olduğunu ama üstünlüğünü skora yansıtmakta çok zorlandığını ve bunda basit hataların ve biraz da kısmetsizlik faktörünün etkili olduğunu söyleyebilirim..

Cengiz’i fena bulmadım, ısınıyor giderek, sakatlanan Serdar’ın yerine oyuna dahil olan Bonucci’nin de istekli olduğunu söyleyebilirim. Maça çok iyi başlayan Mert de kontra pozisyonundan sonra daha temkinli oynamaya başladı, rahat olsun forma onun, Krunic oynayacaksa en makul tercih kendisi. O bindirmezse Cengiz’i bozar. Ferdi’nin yükü çok ağırdı, Markoviç kolay oyuncu değil, çok iyi marke etti, öyle ki Markoviç maçın son bölümünde çıldırdı artık, hücuma da destek vermeye gayret etti ama etkili olamadı maalesef..

Ikinci yarıya Sumudica takımını tamamen geriye yasladı ve Fenerbahçe’nin işini tamamen zorlaştırmak istedi belli ki, 50.dakikada kazanılan penaltı bu oyunu bozardı bu kez de Dzeko kaçırdı..

Dzeko’nun penaltı başarı oranı yüzde 50 demiştim, benim için sürpriz olmadı.Bu takımın penaltıcısı Tadiç değilse Dzeko hiç değil..

Fenerbahçe’nin sağlı sollu ceza sahasına toplar gönderdiği maçta Gaziantepspor defansını geçemeyince 60.dakikada İsmail Kartal iki değişiklik yaptı. İsmail ve Cengiz’in yerine Batsuhayi ve Kahveci’yi oyuna aldı. Bugün iyi olmasa da ben ön liberomu oyundan almam. Szymañski’yi alırdım, ne olursa olsun orta sahadan eksilmem, saniyelere oynayacağım, pas yaptırmam, kontra imkanı vermem diye düşünürdüm..

Szymañski stili çok farklı bir oyuncu, orta saha meziyetleri az, bazı maçlara veya maçın bazı anlarına uymuyor, ben o yüzden en azından kulübede bir tane 10 numara istiyorum.

Nitekim İsmail oyundan çıktıktan sonra da ikinci yarı Fenerbahçe yarı sahasında hiç görünmeyen Antep bir kaç kez göründü..

İsmail Kartal’ın Tadić-King değişikliği bana göre yerindeydi, Tadiç normalde oyundan çıkmaz ama çok yorulduğu belliydi, ben doğru karar olarak gördüm, özellikle de rakip biraz cesaretlendikten sonra da lazım dı, Ki hareketli olması sebebiyle ofsayta girer gibi yapıp çıktığı pozisyon Antep defansının dengesini bozdu, bu kez de seken top İrfancan Kahveci’nin kafasına doğru gidince Fenerbahçe hakettiği golü bulmuş oldu.

Günün kahramanı elbette İrfancan oldu ama Livaković’i de unutmayalım, çok eleştirdim ama güven vermeye devam ediyor. En az İrfan kadar skora tesir etti..

Fenerbahçe yönetiminin çabasını anlıyorum, İsmail Kartal’ın çabasını da anlıyorum, futbolcular da kazanmak istiyor ama futbolda şanssızlık da var, rakipler de her geçen hafta maça biraz daha asılacak, işi en az şansa bırakacak takviyeler yapılmalı ve çok daha dikkatli olunmalı. Baskılı oynayan takım com penaltı kazanır, Tadić yoksa Dzeko’nun atamayacağını istatistik söylüyor, acil penaltıcı çıkarmak lazım, yazık olacaktı bugün..

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular