Kalifikasyon maçlarının Çarşamba günü başlayan 2016 Avustralya Açık’ta, ana tablo maçları ise 18 Ocak Pazartesi oynanmaya başlayacak.
Turnuvaya son şampiyon Novak Djokovic sürdirekt favori olarak geliyor. Bence Melbourne’u kazanma şansı, Nadal’ın toprak kortu domine ettiği yıllarda Roland Garros’u kazanma şansından bile yüksek.
Kısaca favorileri ve şanslarını inceleyelim.
NOVAK DJOKOVİC
Bir numaralı seri başı ve dünya bir numarası Nole oyununu inanılmaz noktalara taşıdı. Geçen hafta Doha finalinde 6-1 ve 6-2’lik setlerle Nadal’ı yendikten sonraki basın toplantısında İspanyol tenisçi Djokovic’in oyunun artık kusursuz olduğunu ve kusursuz kelimesini oyunun bir yönü için değil, tamamı için kullandığını belirtti.
Tarihin gördüğü en komple raket olan Novak, artık rakiplerine hiç göz açtırmıyor, maçlarda geri bile düşse oyununu hemen bir tık yukarı taşıyarak skoru hemen kendi lehine çeviriyor. Dünyanın en iyi servisini de atsanız, eğer ace yapamadıysanız top mutlaka ayaklarınızın dibine gelecek, ne kısa ne de yüksek kalacak. Bu da rakibin sürekli baskı altında olmasını sağlıyor ve eninde sonunda basit hatalar geliyor.
Geçen yıl takvim Grand Slam’inin kıyısından dönen, seneyi 3 Slam ve ATP World Tour finalini kazanarak, toplamda 82 galibiyet, 6 yenilgiyle kapatan Sırp tenisçinin bu turnuvayı kazanamaması büyük sürpriz olur.
Stan Wawrinka
4 numaralı seri başı olmasına rağmen ben Wawrinka’yı, Federer, Murray ve Nadal’ın önüne koyuyorum. Yıllardır konuştuğumuz büyük 4’lü ismini de büyük 5’li olarak değiştirmemiz lazım. Sonuçta son iki yılda, 2 Grand Slam kazanan İsviçre’li, diğer 3 rakibinin toplamından daha fazla Slam kazanmış oldu.
Ritmini bulduğu ve backhandini oturttuğu zaman herkesi yenebilecek olan Stan, Paris’te Djokovic karşısında aldığı galibiyetin psikolojik avantajıyla benim gözümde 2 numaralı favori.
Andy Murray
Geçen yılın finalisti, 2 numaralı seri başı Andy Murray, geçen yıl ahım şahım bir sezon geçirmemesine rağmen, bir şekilde dünya ikinciliğine tutunmayı başardı. Neredeyse 80 yıl sonra İngiltere’ye kazandırdığı Davis Cup’ın ve doğacak çocuğunun moraliyle yine yarı final görecektir. Sakatlık ve kronik yorgunluk kendisi için belirleyici olacak.
Roger Federer
Federer’in Queensland finalinde Milos Raonic’e kaybetmesini pek ölçü olarak kabul etmiyorum. Hem o gün Raonic müthiş oynadı, hem de Roger’ın bu turnuvayı oyununa ayar yaptığı bir turnuva olarak görüyorum. 34’ü devirmesine rağmen hala yavaşlama ibaresi göstermeyen Ekselansları, vatandaşı Wawrinka ile beraber Djokovic’in en önemli rakibidir.
Rafael Nadal
Sakatlığını atlatan Nadal tekrar yükselişe geçti ve Dünya sıralamasında 5. sırada. Eski özgüveninin de bir parça geri geldiği söylenebilir ama dizleri Avustralya sıcağındaki uzun maçlara ne kadar dayanacak hep beraber göreceğiz. Kura belirleyici olacaktır ama ben Rafa’nın çeyrek finalden ötesini görebileceğini sanmıyorum. Çünkü artık oyun biraz daha gelişti ve rakipleri üzerindeki psikolojik avantajını da kaybetti.
Genç Silahlar
Yıllardır yazıp çiziyoruz, teniste alttan bir türlü oyuncu gelmiyor. 80’lerde ve 90’larda oyuncular 30 yaşını aştıkları zaman tenisi birakırdı, oysa ki şimdi tenis Dünya sıralamasının ilk 10 isminin yaş ortalaması 30,3. Genç raketler bu dominasyonu bir türlü kıramıyorlar.
Bu turnuva özelinde benim şans verdiğim isimler, biraz aklını başına almış gibi gözüken Kyrgios, en az 10 Grand Slam kazanırım, yıllarca bir numara olurum gibi abuk sabuk konuşmaları bırakıp, backhandini düzeltmeye odaklanarak ilk defa ilk 20’ye giren Bernard Tomic ve genç Avrupalılar Borna Coric ve Dominic Thiem.
Diğer olağan şüpheliler, Berdych, Nishikori, Dimitrov ve Raonic arasında ise, benim en çok güvendiğim isim Kanada’lı raket.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : emrah.seber@abcspor.com
