Evet, Nazım Hikmet’in meşhur şiirindeki gibi Beşiktaş yıllardır derbi maçlarda, kritik maçlarda, dönüm noktalarında ya akrep gibi korkak bir karanlığın içinde kalıyor veya o karanlık güçlerin kendisini çekmesine izin veriyor.Ben herşeye rağmen yine iğneyi önce kendimize batırıp takımı bu derbiye hazırlamayan, sol ayaklı İsmail’in bile o kanatta Necip’ten daha iyi iş yapacağını gören binlerce taraftarın gördüğünü yine göremeyen Bilic’i, bir sağbek transferi yapamayan yönetimi, adeta uyurgezer gibi sahaya çıkıp 3. dakikada yediği golle bile uyanamayan ve olgunlaşmayı beceremeyen takımı ve bu Passolig rezilliğini getiren hükümeti eleştirdikten sonra sıra geldi çuvaldıza…
Futbolun hiçbir şeyinden nasibini almamış klasik berbat bir Türk hakemi. Beşiktaş’a kırmızı kart çıkarmak da en önde gelen geleneksel hakem eğlence ve etkinliklerinden bir tanesi olduğu için zaten bir türlü tempo yakalayamayan maçta her faulde yaklaşık 3 dakika yerde yatan kötü niyetli FB’li futbolcuların gayet uyanık bir şekilde oyunu soğutma manevralarına alet olan hakem ayrıca pek çok aklı başında FB taraftarının da hazzetmediği Emre’yi aynı küfrü eden Gökhan Töre gibi atamadığı için ve yine Demba Ba’yla güreşe tutuşan Mehmet Topal’a da kırmızı kart gösterip penaltı veremediği için tabii ki maçın sonucuna direkt etki etmiştir.Bütün bunlara rağmen Necip artık bu takımda yeri olmadığını kanıtlamış, Bilic derbi başarısızlıklarına bir yenisini eklemiş, Beşiktaş heyecan ve ruhla verdiği mücadelenin içine yine akıl ve soğukkanlılığı katamamış, kadronun darlığı ortaya çıkmış, kağıt üzerindeki değerin ve kaliteli ayakların oyunu nasıl değiştirdiği ve takımı lehine çevirdiği gün gibi belli olmuştur.
Beşiktaş’ın en büyük cezası olan Olimpiyat sürgününde bir çileli akşam daha biterken yönetim ve hoca ellerindeki takımla sürekli olağanüstü bir mücadele vermek durumunda olduklarını anlamak zorundadırlar. Çok iyi oynadığı maçları bile bazen kazanabilen Beşiktaş rakiplerinin kötü oynadığı zaman bile kazanmasını bildikleri bir ligde hele ki bu hakemler ve federasyonla sürekli şapkadan tavşan çıkarmak zorundadır.Daha devreleri yakıp girdabın içinde sürüklenmek için çok erken. Nasıl ki 6. Haftada takımı göklere çıkarmanın anlamı yoktuysa şimdi de hiçbir şey bitmiş değildir ama GS ve FB’ye göre daha kısıtlı olanaklarla mücadele eden Beşiktaş, artık önceki iki sezonun hatalarından da ders alıp üzerine birşeyler katmak zorundadır. Yoksa hepimizin çok sevdiği Bilic’in ve destek verdiği yönetimin de kredisi hızla azalacaktır.
