Spor kulübüysen arma neredeyse oraya dönersin yüzünü.
Kim terletiyorsa o çubukluyu yalnız bırakmazsın onları.
Fener taraftarı da iş bu sebeple bu yıla göre iyi sayılabilecek bir kitleyle takımına inanarak, son gayretle turu geçmek için Saracoğlu’na koştu.
Kıbrıs’tan bile hatırı sayılır miktarda Fenerbahçe aşığı taraftar uçağa atlayıp Kadıköy’e geldi.
Advocaat elindeki kadronun herkesçe kabul edilen en iyi onbirini sahaya sürmesi de umutları artırmıştı. İlk dakikayla gelen 1-2 etkili atak ve kaleye gönderilen şut skoru değiştirmedi. Sol bekten çıkan İsmail’in şutları ve Sow’la yararlanılamayan karambol toplar döndü Skrtel’in ikramıyla kendi ağlarımızda gol oldu.
İlk 10 dakikada gol bulalım derken hesapsız yenilen gol tüm motivasyonu ve ezberi bozdu. Kaleye verilen geri paslar, Topal ve Josef’in 3. bölgeye geçişlerdeki sıfır etkisi taraftarı çileden çıkardı. İlk yarı bitmeden yine Skrtel ile bulunan gol, ikinci devreye taşınan umut penceresi olsa da; devam eden silik futbol ve üretkenlikten yoksun beceriksiz orta saha turu 8 yıllık takıma altın tepside ikram etti.
Özellikle 70. dakikadan sonra taraftarın protestoları konuşulacak cinstendi. Aziz Yıldırım’ın becerisiyle yıkılıp yeniden yapılan mabette artık istifa sesleri yükseliyor, taraftar “Ali Koç başkan Fenerbahçe şampiyon” diye inletiyordu protokol tribününü. Yazık ve acı verici. Bu raddeye getirmeden bırakmalıydı başkan. Hep birilerini suçlayarak, hep başkalarını kurban ederek bugünlere kadar getirdi. Advocaaat efendideki pişkinlik deseniz artık tavan seviyesinde filan. Yönetimin son noktayı koymasını bekliyor.
Allahtan güzel yürekli kocaman adamlardan kurulmuş bir basket takımı var Fenerbahçe aşıklarının. Her maça ayrı destan, farklı kahraman ve yaşama sevinci veriyorlar da ayakta durabiliyoruz. Dün akşam da öyleydi. Kötü başlayan ilk çeyreği geride bitiren Obradovic’in askerleri devreyi Bogdan Bogdanovic’in basketleriyle 6 sayı farkla önde bitirdi. Sezon başından beri süregelen 3. period sendromunu yine yaşatarak Olympiakos’un 10-11 sayıya kadar öne geçmesine müsade ettiler.
Salonu hınca hınç dolduran taraftarlar da o kadar bilinçli ki, son periodla birlikta 16 bini birden parkedeki askerlerle birlikte üzerine çoktüler yunan temsilcisinin. Kaçacak yer bırakmadılar. Kalinic’in hırsı, Udoh’un boyalı alanı karartması ve Bogdan’ın çemberi sayı manyağına çevirmesi maçı bilindik sonla tamamladı. Salondaki onbinler yine mutlu ayrıldı, Obra ve askerleri sahadan bir kez daha zaferle ayrıldı.
Futbolda aradığını bulamayan kim varsa tarflı tarafsız Ataşehir’deki maçların saatlerine göre düzen alsın!,
Fenerbahçe taraftarı mücadele ister. Sahada, parkede kanının son damlasına kadar savaşılmasını ister. Varsın sonucu mağlubiyet olsun, bu seyirci yine de ayakta alkışlar, ÇUBUKLU’nun hakkını verenlerin hakkını sonuna kadar verir.
Fazla uzatmadan, Çarşamba gecesi stad ve TV karşısından ağlayarak ayrılan Fenerbahçe ahalisi, Perşembe gecesi Ülker Arena’dan muhteşem bir son çeyrek sonrası yine ağlayarak ayrıldı.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: ali.comunoglu@abcspor.com