Belki sadece 4-5 sene seyredebildik onu tepe takımlar ve liglerde, ama yine de öyle büyük bir iz bıraktı ki futbolseverlere…
Rüzgar gibi geçti
Çok ince bir tekniği yoktu, ama hız ve kuvvet bileşimi öyle mükemmel harmanlanmıştı ki, üstüne biri çıksa bile adam hız kesmeden geçmeye, koşmaya devam edebilen, hava toplarına da oldukça hakim, all around bir forvetti.
A Milli Takım kariyerinde 48 maçta 27 gol, 2004 Copa America’da 7 golle gol krallığı ve birçoğu jeneriklik 100’lerce gol.
Adrian Mutu ile Parma’da kurduğu harika ortaklık, Inter’de gördüğü kariyer zirvesi, hemen her hafta jeneriklik vuruşları ile haftanın gollerinde en az 1 kez yer alan, ama sonrasında da Inter’deki son yıllarında gece kulüplerinden çıkmayan, alkol dolu bir kariyer!..
Babasının ölümüyle sadece yeşil sahalara değil hayata da küsen …
Allah vergisi yeteneği ne kadar üst düzey ise, iş ahlakı, etiği de o derece diplerde idi. Ve babasının vefatı üzerine de zaten ince bir ip üstünde gezen kayış, iyice koparak daha da kötü bir hal alıyordu.
Alkol, gece hayatı, antrenman yapmama ve hepsinin sonucunda alınan fazla kilolar belki de çok büyük bir dünya yıldızına, gençlere “ne yapmamanız gerek konusunda” ibret olacak şekilde serbest düşüş yaşayarak, bitirdi kendini yıldız forvet.
Sonra tekrar ayağa kalkar gibi oldu. Flamengo’daki iyi bir sezonundan sonra acaba mı dedirtse de, bir daha ne milli takım görebildi ne de bizlere eski Adriano’yu gösterebildi!..
Rahmetli, Adriano’nun sadece babası değil adeta herşeyi idi. Kendisini sürekli koruyup kollayan ve odaklanmasını sağlayan, psikoloğu, mentörü, sırdaşı, en yakın arkadaşı.
Anatomik özellikleri ile sıradışı bir futbolcuydu.
O fiziki kuvvet ve kalıba rağmen yüksek teknik, uzun ama balans yani dengesi mükemmele yakın, çok güçlü ama kadife bilekli, hem harika frikik kullanan, hem de harika kafa vuran, 100 küsür kg ama çok hızlı…
Şimdi ne mi yapıyor ?
Babasının ölümünün ardından doğduğu topraklara dönüp, yarı sefil şekilde, elde alkol, tabii ki uyuşturucu, çocukluk arkadaşları ile hayatını devam ettiriyor, ettirmek denirse!..
Belki yüzlerce kez soruldu ona, “neden” diye.
Hepsinde de aynı cevabı verdi;
“ben, babam futbolu çok seviyor diye seviyordum bu oyunu. Artık babam yok ve sevemiyorum futbolu.”
Ana resmi özellikle bugün değil geçmişten seçtik. Aklımızda bugünü değil dünü ile kalsın, bu büyük kalite dünya yıldızı diye.
ABC SPOR