Yaşı minimum 30’larda olanlar Adile Naşit’in TRT’de çocuklar için yaptığı “Uykudan Önce” programını hatırlarlar. Adile Teyze, akşam yemeği sonrası çocukları uykuya hazırlamak için “sütünüzü içtiniz mi?”, “dişlerinizi fırçaladınız mı?” sorularını sorduktan sonra aklına gelen çocuk isimleriyle ekranda gözlerini fal taşı gibi açmış çocuklara seslenirdi… Uzun zaman, ben de o programı, belki bir gün “Ozan” der diye seyrettim durdum… Aylar, yıllar sonra, sonunda ismimi söylediği zamanki mutluluğumu anlatamam size… Aradan çooook uzun zaman geçti. Benzer bir durumu bana Fenerbahçe teknik direktörü Pereira yaşatıyor sağ olsun. Her maç hayal ettiğim kadronun isimlerini bekliyorum ama bir türlü Şükrü Saraçoğlu’ndaki anonsçu ya da Lig TV’deki spiker beklediğim isimleri söylemiyor ilk 11’de.
Dün gece de Fenerbahçe, Konyaspor karşısında alışılagelmiş 2 ön liberosuyla başladı. Mehmet Topal ve Jozef Souza birbirleri hakkında ne düşünüyorlardır acaba? Büyük ihtimal biri, “Ya kardeşim ben varken bu adam niye Brezilya’dan geldi?”; diğeri de “ya kardeşim, benden zaten bir tane burada varken beni niye ta buralara çağırdınız? Porque? (neden?)” diyodur.
Bu ikili yeterince Fenerbahçe’ye fren olmuyormuş gibi, bir de sağ açıkta “yılların sağ açığı!” Van Persie’yle başlandı! Pereira’ya kulübeyi gösteren Persie, bu formanın sağ açık pozisyonunun kendisine layık görülmesinin ödül mü ceza mı olduğuna kendisi karar versin artık! Tabi burada alkışlar, onu yedek bekletme cesaretini gösteremeyip, sırf forma vermek için ilk 11’de o poizsyonda başlatan Adile Teyze’ye de gelsin!
Bu arada beklenilen isimlerle sahaya çıkılmaması aslında sonucu veriyor bir taraftan. Çünkü hepimiz oynanan futbolla uykuya dalıyoruz. Dün akşam maça gelen tüm taraftarlar maçtan saat 7 civarı çıkmış olmalarına rağmen, eminim en geç 9, 10 gibi mışıl mışıl uyumuşlardır. Çünkü proramın ismi bir defa “Uykudan Önce”…
Koskoca bir 45 dakika Fenerbahçe bu süper dizilişiyle neredeyse, yok yok kesinlikle hiçbirşey yapmadı…Kaç kere esnediğimi hatırlamıyorum seyrederken… İkinci yarı bir mucize yaşandı… Volkan Şen ve Nani, Jezef Souza ve Van Persie’nin yerine oyuna girdiler. Pereira nasıl bir değişiklik yaptı o dakikada inanamadım. Gerçekten o mu yaptı emin değilim aslında… Bu konuda kuşkularım daha önce bu kulüpte şahit olduklarımda saklı…
Bu değişiklikler hemen oyunun akışını değiştirdi. Hem takım hem taraftar uyandı biraz. Gökhan Gönül ve Hasan Ali de top yapabilecekleri oyuncular buldular önlerinde. Böylelikle emeklerinin karşılığını alabildiler bir nebze de olsa.
Burada Hasan Ali’ye ayrı bir parantez açmak lazım. Kimileri onu Hazreti İsa’ya benzetiyor. Ben Fatih’e de benzetiyorum bir parça. Tipi kime benzerse benzesin, ondaki iş disiplinin benzeri yok. Oynasın oynamasın her zaman bu takımın bir parçası. Hep özgüvenli, hep formda… Ve en önemlisi formasının değerini biliyor.
Değişikliklerin de etkisiyle Fenerbahçe tabi ki baskıyı arttırdı ve golünü buldu. O kadroyla bulmaması çok zordu zaten. Sonlara doğru Alper de çıkıp yerine Ozan girince Fenerbahçe başlaması gereken 11’le maçı bitirmiş oldu. Birkaç gol daha gerek beceriksizlikten gerekse laubalilikten kaçtı. Sonunda vasat bir kadroya sahip Konyaspor yenilmiş oldu.
Maalesef bu diziliş ve kadroyla Fenerbahçe’nin Türkiye’de şampiyon olabileceğini düşünmüyorum. Adile Teyze’ye sesimi duyurmam daha kolaydı inanın. En azından ikimiz de Türkçe konuşuyorduk. Pereira malum Portekizce konuşuyor. Kısa süre sonra o konuyu da çözüyorum. Birkaç ayım kaldı. Korkma, titre Pereira!..
Dünkü maça ait bir başka not da seyirci sayısıydı. Malum, Galatasaray maçında yapılan kötü tezahürattan 3 tribüne gelen taraftarlar ceza almıştı. Kendilerine ait koltukları başka pasolig sahiplerine transfer ettiler. Yalnız öyle bir kalabalık vardı ki sanırım ceza almasak tribünler o kadar dolmazdı… Arkasındaki hikayeyi çok merak ediyorum!.. Araştırmaya değer…
(Rahmetli Adile Naşit bu benzetmeler için beni affetsin… Melek gibi bir insandı. Nur içinde yatıyordur eminim).
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : ozan.gulseni@abcspor.com
twitter : @ogulseni