Sabretmek ve beklemek temelde aynı eylemsizlik halini ifade ediyor gibi görünse de farklı şeylerdir çünkü SABIR EMEKTİR, emek de eylem gerektirir.
Nasıl bir eylem? Mesela tahammül etmek bile başlı başına eylemdir ve emektir. Önyargılı olmamaya çalışmak bile bir eylemdir. Takımına destek olacaksın, çeneni tutacaksın, fikirlerini söyleme hakkını kimse elinden alamaz ama negatif enerji yaymayacaksın, ben dahil yapmakta en zorlandığımız şeyler işte. Bekleyerek hiç bir şey ayağınıza gelmez ama sabrederek gelebilir.
Her dakikası aksiyon içeren maçlar izlenmeyecek, duruma ve gidişata göre vites artıran ve düşüren bir Fenerbahçe izleyeceğiz ama kritik virajların hemen hiç birini de kaybetmeyecek takım, bu gerçeği kabul edenlerin sayısı artarsa başarı büyük ölçüde gelecektir.
Mourinho takımı ve ligi en kısa zamanda çözecektir, takımın eksikleri tamamlanabilirse başarı şansı daha da yükselecektir, saha dışı faktörler konusunu hiç bir hoca aşamaz, onun da vebali 16463 saftiriğin boynundadır.
Fenerbahçe taraftarı futbolun analitik yapısıyla fazla ilgilidir, elinden kağıt kalem düşmez, aynı 11’i sahada görmek ister, beğenmediği oyuncuyu sahada görmek istemez, saha içi rotasyon konusunda da muhafazakardır ama bu takıntılarından kurtulmak zorunda. Ben de sorguluyorum bunları, fikrimi de limitler içerisinde belirteceğim ama Lugano’yla yapılan ilk maçın ardından “gördünüz, alın size Mourinho, İsmail Kartal olsa şimdi 3 atmıştık, 5 atmıştık” tipi yorumları okuyunca da sezon sonu tespiti olabilecek bir öngörümü paylaşıp hemen maça gireceğim:
Mourinho’ya biz yeniden kıymet biçemeyiz, dünya onu almış bir yere koymuş. Hemen başarılı olur veya olamaz çünkü bambaşka bir ülke ama şu bir gerçek ki Mourinho Fenerbahçe Spor kulübüne layık bir hoca ama Fenerbahçe taraftarı Mourinho’ya layık mı ? Daha dün kahvaltıda lor peyniri yiyorduk, Rokfor koymuşlar önümüze. Yemezsen yeme kardeşim ama ukalalık yapma, kıyaslama iki peyniri, en azından çeneni tut ki mal olduğun anlaşılmasın..
Mourinho denemelere devam ediyor, Jesus da aynını yapmıştı.
Bugün ne gördüm ilk 11’de? Mourinho stoperde Osterwolde’nin partnerini arıyor. Taraftarın Krunic sesine de kulak vermiş. Szymanski’yi de 8’de görmek istemiş, bence güzel kadroydu..
Fenerbahçe geçen sezondan alışkın olduğumuz şekilde önde pres yaparak başladı maça ama bu baskı 5 dakika sürdü. Karşı tarafta oyun oynamak istemeyen, vakit geçirmeye çalışan bir takım ve buna göz yuman bir hakem vardı. Oyunun temposunu düşürdüler.
Fenerbahçe geçen sezonki temposundan da uzaktı. Kondisyon olarak da fizik olarak da uzaktı, özellikle kompakt olamadı ama bunda en önemli etken bence pas kalitesinin noksanlığıydı. O kadar fazla basit pas hatası ve basit top kaybı oldu ki bu da Adana Demirspor’un ekmeğine yağ sürdü..
Fenerbahçe aradığı golü de Maximin’in bireysel katkısıyla getirdiği pozisyonda Dzeko ile buldu, soyunma odasına önde gitti ama organizasyon anlamında da pek tatmin edici bir ilk yarı olmadı..
Szymanski’yi 8 olarak kullanmış, hücum pres dışında hiç bir katkı veremedi. Tadić de yerini yadırgadı ilk yarıda. Ferdi de etkisizdi hücumda, Maximin’le uyum problemi var şimdilik. Sanki Ferdi’nin önünü tıkadı.
İkinci yarıda Fenerbahçe vitesi biraz daha yükseltti ama arzu edilen pozisyonları da bulamadı, atakları da geliştiremedi hatta rakip bir şans golü bile bulabilirdi, maçı 1-0’la bitirdi..
İkinci yarı adına bir kaç bir şey söylemek gerekirse Mourinho adına, yorulan oyuncularını değiştirdi, takımına sürekli talimatlar verdi ama takımında bazı sıkıntılar var.
Mourinho’dan tempolu futbol zaten beklenmiyor, en azından şimdilik ama takımın koşu temposunda ciddi sorun var. Eksik yükleme mi, fazla yükleme mi bilmiyorum şimdilik.
Ön tarafta oynayan 3 oyuncu da pres yapamıyor. Arkadaki Tadić de pres yapmıyor zaten. Bu önemli faktör. Orta sahada İsmail hariç top kapan adam yok, Szymanski zaten malum, orta saha acil transfer istiyor..
Fenerbahçe’nin pas kalitesi de kötüydü, ağır oynamanın da etkisi var.
Bu takım toparlar, her geçen hafta daha iyi olur, Lille maçını da görelim..
Bir de şu Maximin gerçekten çok yetenekli bir oyuncu, Allah nazardan saklasın..
Olumsuz bir şey konuşmaya gerek yok, hava sıcak. Ne dedik, sabır. Sabır emektir..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907