https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KALİTE EKSİĞİ VE ADALET SORUNU

Okunması Gerekenler

KALİTE EKSİĞİ VE ADALET SORUNU

Beşiktaş için zaten Kaf Dağı’nın ardında olan şampiyonluğun bana göre bu sene gelemeyecek olması en başta takımda bu formaya yakışmayan çok sayıda futbolcu olmasından kaynaklanıyor. Evet, Abdullah Avcı aşısı tutmadı çünkü futbolu fazla mekanik ve sistematik oynatmaya çalışıyordu ve bunu yapmak için elinde yeterli malzeme de yoktu zaman da. Kendisi hakkında bana göre Mehmet Demirkol’un yorumu duyduklarım içinde en doğrusuydu: ‘Abdullah Avcı bir winner değil’. Aslında işin en basit özeti bu cümleydi. Yerine gelen ‘winner’ Sergen en azından futbolculara daha fazla özgüven, mücadele isteği ve hırs verdi ama nihayetinde ‘kalite’ olmayınca onun da yapabileceklerinin bir sınırı var.

Maçın 87. Dakikasında sanki frikik ustasıymış gibi topun başına geçip berbat bir vuruş yapan Caner aslında durumu çok güzel özetledi. Yine kendisinin ve Lens’in saçma sapan ortaları, forvetlerin dışında da teoride hücuma dönük oynayan futbolcuların müthiş verimsizliği kalenin de zayıflığıyla birleşince bize de olmayacak duaya amin demek düşüyor. Başakşehir’in sırf kalecisi ve hücumda bir zamanlar adına şarkılar bestelenen forveti Demba Ba pek de bir şey yapmadan üç puan almalarına yetti. Zaten şu anda zirveye oynayan takımların hepsinde başta Trabzonspor kalecisi olmak üzere belli bir seviyenin üzerini gözlemlerken Beşiktaş için maalesef tersi söz konusu ve bu çok ciddi bir dezavantaj. Karius’un da Sergen’in gelişinden sonra performansında bir iyileşme var ama taraftarın güvenini kazanması için harikalar yaratması gerekiyor ki ona da bu saatten sonra pek ihtimal vermiyorum.

Beşiktaş zaten bildim bileli Başakşehir’e karşı çok zorlanıyor ve bugün de istisna olması için ortada fazla bir neden yoktu. Hatta deplasmanda belki de bu kadar pozisyon vermediğimiz, istatistiklerde bu kadar üstün oynadığımız bir maç da şu ana kadar sanırım oynamadık ama hepsi rakip ceza sahasında buhar olup uçtu veya Mert’in ellerinde eridi. Sergen hocanın yapması gereken çok iş var ama geldiğinde de söylediğim gibi bunların hepsi artık gelecek sezon için olmalı. Ben Lucescu’nun gelişine de bu anlamda sıcak bakıyorum ve Sergen’le uyumlu çalışırlarsa çok faydasının olacağını düşünüyorum çünkü futbol bilgisine çok güveniyorum. Bir parantez de taraftara açmak istiyorum. Gerçekten çok iyilerdi ve 90 dakika boyunca takımı ateşlemeye çalıştılar ama maalesef sonuç hüsran oldu. Bence herşeye rağmen enseyi karartmadan bu sezonu olabilecek en iyi yerde bitirip gelecek seneyi en detaylı şekilde planlamalıyız. Planlamanın ilk parçası da kadroda yapılacak kapsamlı bir revizyon ve gençlerin önünün açılması olmalı.

1987 yılında AİHM’e üye olması Türkiye’nin başına gelmiş nadir iyi olaylardan bir tanesidir bana göre. Yargısı ve adaleti her zaman sorunlu olmuş bir ülke için en azından bir dayanak, sığınılacak son bir güvenli liman olarak da düşünülebilir. Tabii futbola gelene kadar yargı ve adalette yaşanan o kadar derin ve kemikleşmiş problemler varken futbol zurnanın son deliği gibi de görülebilir ama bu kadar çok insanın ilgilendiği, çevresinde ciddi bir ekonominin döndüğü ve başarı beklenen bir spor dalında yaşanan skandalların ardı arkası kesilmiyorsa ve istisnasız herkes şikayet ediyorsa Gordiyon’un düğümünü kılıçla kesme vakti çoktan gelmiş de geçiyordur. Bize çok benzetilen Akdeniz kültürünün ve dolayısıyla kayırmacılığın, kuralsızlığın belli alanlarda hakim olduğu İtalya’da bile Juventus ve Milan küme düşürülebiliyorsa bizde de hiçbir zaman bağımsız ve özerk olmayan ama hiçbir zaman da bu derece siyasetin kucağında oturmayan TFF ve MHK’nin acil olarak bağımsızlıklarına kavuşmaları elzemdir.

28 Ocak 2020’de AİHM, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız bir kurum olmadığı ve yapısının değiştirilmesi yönünde bir karar aldı. Malumun ilanı olmakla birlikte ülke futbolunun düştüğü utanç verici durumu göstermesi açısından da bu karar son derece önemlidir. Göztepe maçında yaşanan bariz kural hatasına rağmen 2 haftadan fazla bekleyip tam Başakşehir maçından bir gün önce kural hatası olmadığına hükmeden TFF’nin kararını Tahkim’e götürmek şart olsa da bu durumda ne derece mantıklıdır? Ayrıca ‘Beşiktaş sanki top mu oynuyordu?’, ‘Göztepe maçında kazanmayı hak etti mi?’ tarzı saçma sapan tartışmaların ise benim gözümde değeri sıfırdır. Bir takım kötü olabilir, kötü de oynayabilir ama kuralı uygulaması gerekenler önce adaleti doğru tecelli ettirirse ve hiçbir şüpheye yer bırakmazsa ben ondan sonra futbolu tartışmaya başlarım. Ne yazık ki Türkiye’de herkes ucu kendisine dokununca feryat ettiği ve diğerlerinin başına bir adaletsizlik gelince ses çıkarmadığı gibi mutlu olduğu için gücü elinde tutanlar da sürekli belli dengeleri koruma mücadelesi içinde kaotik ortama zemin hazırlıyorlar ve bu çatışmalardan besleniyorlar. Buna ‘dur’ denilmediği sürece de bile bile, seve seve aynı senaryoyu farklı oyuncularla izlemeye devam edeceğiz.

mail: gorkem.isik@abcspor.com

twitter: @gorkem7305

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular