Sezonun son Grand Slam’ı US Open’da, tek kadınlarda turnuvaya ilgi başlamadan tavan yaptı çünkü bizleri daha birinci turda Serena-Sharapova eşleşmesi bekliyor! Sadece bu rating gücü çok yüksek maç değil Belarus derbisi Sabalenka-Azarenka da kuranın cilvesi ile 1.turun diğer flaş eşleşmesi…
26 Ağustos Pazartesi başlayacak ana tablo maçlarında, öncelikle Serena-Sharapova eşlemesi üzerinde biraz duralım çünkü sanki final maçıymışcasına öyle bir yankı uyandırdı ki, hem Serena annelik, Maria doping skandalı sonrası ilk kapışma olmasının yanında, bu ikilinin karşılaşmadığı tek Grand Slam ile puzzle’ın tamamlanacak olması ve bugüne dek biten 21 maçta 19-2’lik Serena üstünlüğü (en son Sharapova galibiyeti 2004 senesinde) hatta son 7 maçta set dahi alamaması gerek yazılı gerek görsel basınca son 24 saat içinde defalarca dile getirildi.
Hiçbir karşılaşma oynanmadan bitti denemez ama, motive bir Serena maçı set dahi vermeden hatta belki de toplamda sadece 4-5 sayı vererek kazanacaktır demek bence malumun ilanı…
Mavi kort sert zemindeki 1.tur dedikodusunu kenara bırakıp tüm turnuva özeline geçersek; geçen seneki meşhur olaylı finalin kaybedeni Serena ile son şampiyon Osaka, Halep ve Barthy de “otoritelerce” kazanma ihtimali en yüksek olan diğer raketler ve arkalarında da diğer malum olağan şüpheliler…
Ben otoritelerin yazıp çizdiklerini bir kenara atıp, kendimce favori, sürpriz ve başarılı olmayacağını düşündüğüm TOP10 raketlerden kısa bir özet yapayım, tabii ki “herkesin görüşü kendine” klişesini de ekleyerek..!
Öncelikle son şampiyon NAOMI OSAKA… Görece kolay bir eşleşme ağacı çekmiş gibi gözükse de, diz sakatlığı onun ilerlemesine ne kadar müsaade edecek şüphelerim var ve ilk 4 turu geçip çeyrek final vizesi alabilir ama WTA 1 numarası Japon raketin ünvanını koruyamayacağını düşünüyorum.
Özellikle kariyerinde hiçbir büyük turnuvada çeyrek R16 ötesini görememesine bakmayın, gününde olursa çok can yakacak olası bir Bencic eşleşmesi bile, son 8’lere kalamadan son şampiyonu duvara toslatırsa şaşırmam!.
Geçelim son Roland Garros şampiyonu WTA 2 numarası ASLEIGH BARTHY’ye.. Çok sert rakiplerin olmadığı eşleşme ağacından çıkıp çeyrek final vizesi belki alacaktır ama otoritelerce bir başka favori olan Avustralyalı raketin kariyerindeki 2.Grand Slam zaferi, “bu turnuva özelinde” bence çok zor. Kendi section’undan çıktı diyelim, çeyrek finalde karşısına çıkacak raket Serena olacak gibi gözüküyor ve bence o eşiği geçmesi çok az ihtimal.
Kağıt üstündeki bir diğer favori WTA 4 numarası SIMONA HALEP de, form grafiğinde çok net bir var düşüş var ve bence kağıt üstünde kolay bir eşleşme ağacına düşmüş gibi gözükse de çeyrek final vizesi alamaz. Hatta daha da açarsak, Wozniacki de Romen raketle aynı grupta ama buradan son 8 vizesi alacak raket bence o ikisi değil genç Kanadalı Andreescu olacak!
WTA 6 ve 7 numaraları KVITOVA ve KIKI BERTENS’in de kendi eşleşme ağaclarından çıkabilmeleri bence zor.
WTA 10 numarası SLOANE STEPHENS burada 2 sene önce şampiyonluk kazandı belki ama bugünkü form durumu ile değil kupa, 2.haftayı bile görmesi beni çok şaşırtır ve onu da ihtimal dışına alıyorum.
Geçelim TOP10 dışında ama kupaya yakın, son düzlük için ismi geçen raketlere;
Alman kadın tenisinin en öndeki ismi, 3 Grand Slam ve zamanın WTA 1 numarası apoletli raketi ANGELIQUE KERBER için de otoriteler en azından 2.haftayı göreceğinden emin ama ben değilim! Hatta daha da ileri giderek belki iddaalı bir yorum olacak ama, ilk turda gününde bir Mladenovic karşısında bile kaybedip erkenden havlu atma oranını bile az buz görmüyorum.
Kariyerinde 2 Grand Slam zaferi bulunan (RG ve Wimbledon) MUGURUZA da kendi stiline oldukça ters bu sert zeminde, bundan önceki Amerika Açık senelerinde olduğu gibi maximum 3-4.turları görebilecektir.
Kariyerinde 7 tekler Grand Slam apoleti bulunan VENUS WILLIAMS ise turnuva öncesi demeçlerinde oldukça fit olduğunu belirtti ama eşleşme ağacında 2.turda Svitolina ile yolu kesişti ki, bu onun için çok büyük olasılık erkenden veda anlamına geliyor.
SVITOLINA demişken, Ukraynalı raket buraya çok iddaalı gelmiş gözüküyor ama 25 yaşındaki WTA 5 numarası sadece 1 kez o da Wimbledonda Major turnuva finali gördü ve US Open’in ikincisi olma ihtimali bence yok denecek kadar az. Hatta daha sert bir yorumla (Madison Keys’e elenip) maximum 4.turu görecektir.
Otoritelerce favorilere değindik ama sonuç olarak bu isimlerden, son 4 yapabilme ihtimali olarak aklıma sadece 3 raket geliyor ; WTA 8’i SERENA banko ve sonrasında WTA 3 no’su Çek PLISKOVA ile 9.sıradaki MADISON KEYS.
Dikkat diyeceğim isim ise Romen orjin Kanadalı genç yıldız adayı 2000 doğumlu BIANCA ANDREESCU!!
Özellikle birçok turnuvada kortlarda canlı olarak seyrettiğim ve aynı ülkede yaşadığımızdan 13-14 yaşından beri çok yakından takip ettiğim Andreescu turnuvanın flaş ismi olabilir!!
Buraya Toronto Rogers Cup’ta kazanarak geldi ki en iyi performans verdiği sert zemin faktörünü de ekleyerek, şampiyonluk olmasa da en azından son 4’e kadar ilerleyebileceğini düşünüyorum.
İsviçreli efsane Martina Hingins’e benzer stili hatta onun topa daha sert vurabileni Kanadalı, 21.yüzyıl doğumlu kadın raketler içinde “özellikle sert zeminde” bence açık ara en iyisi…
Merakla beklenen bir diğer isim de 2004 doğumlu, Wimbledon’da 4.tura yükselerek spot ışıklarını üzerine çeviren dünya 142 numarası CORI ‘COCO’ GAUFF. Amerika spor fabrikasının piyasaya yeni sürümü genç raket bakalım Londra’da başladığı peri masalına Nyork’da devam edebilecek mi?
Ben genç raketin bu turnuvaya maalesef erkenden veda edeceğini ve maximum 2 tur geçebileceğini düşünüyorum (ilk 2 turu geçerse 3.turda muhtelemen Osaka ile oynayacak). Daha 15 yaşında olduğu unutulmamalı ve ağır bir sakatlık geçirmezse, belki 18’sine bile gelmeden WTA tepelerinde yer alacağını ve “en az 8-10 sene tek kadınlar tenisini domine edebilecek güçte bir kumaşa sahip’ diye belirterek. Ama o gün bugün değil ve o sıçrayış için ‘inşallah yanılırım‘ bu turnuva çok erken.
Geçelim benim en büyük favorim SERENA’ya.. Bu kortlarda ilk şampiyonluğu 20.yüzyılda (1999) daha 18 yasındayken kazanan Amerikalı raket, sonrasında da 5 kez daha zafere ulaşmıştı ve bunların 7.’sini CV’sine yazdırmaması için hiçbir sebep yok.
Bu şampiyonluk ona hem Open Era’da zamanın bir başka efsane raketlerinden, vatandaşı Chris Evert ile paylaştığı 6 kez rekorunun tek başına sahibi olmasını, hem de toplam Grand Slam sayısında 24 diyerek Avustralyalı efsane Margaret Court’un rekorunu egale etmesini sağlayacak.
Bakalım tenis tarihinin toplam 57 milyon dolarla en fazla para ödülü dağıtacak turnuvasında, 7 Eylüldeki tek kadınlar finalinde kazanıp 3,85 milyon doların sahibi kim olacak?
Fazla uzatmadan; favorim Serena, sürpriz adayım ise kariyerinde hiçbir Grand Slam’de 2 tur ötesini bile göremeyen Kanadalı Bianca Andreescu..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen