Fenerbahçe’nin 1959 öncesi şampiyonlukları konusu tekrardan canlandı. Sizce bir sonuç alınma şansı ne?
Uzun soluklu bir konu olduğunu bir kez daha yazayım ve sonucun çıkması için de ülkede “adil” bir spor iklimin olması şart. Mevcut federasyonla bir sonuç alınmasının çok güç olduğunu düşünenlerdenim.
1959 öncesi şampiyonluklar konusu her açıldığında, acaba karşı argüman ne gelecek, acaba atladığımız bir şey var mı diye merakla beklerim. Fenerbahçe’nin web sitesinden yaptığı çok detaylı bilgilendirme sonrası gelenlere baktım ‘bizim bahçede oynadığımız da sayılsın, bunlar yerel ligler, Türkiye kupası da sayılsın, ama bizim uefa kupamız var’ gibi pırıltısız, bilgisiz laflar. Üzülsek mi sevinsek mi bilmiyorum…
İddia ediyorum yazanlar, hatta bizim camianın çoğunluğu konuyu bilmiyor. Bilmek işine gelmeyenleri ayırarak söylüyorum, mutlaka futbol kamuoyunda bu konun tartışılması gerek. Tartışınca gerçek, hiçbir açıklamaya gerek kalmadan ortaya çıkacaktır.
Sivasspor-Fenerbahçe maçının kısa bir yorumunu rica edeyim. Sizce Cocu’nun tercihleri mi bu beraberliği getirdi ?
Maç kadroları açıklandığında İsmail Köybaşı’nı görenler, Hasan Ali’yi de görünce şaşırdılar ve İsmail’in sol önde oynayacağını varsaydılar ama nedenini anlayamadılar. Hele Sivasspor’un sağ beki Dougles kart cezalısı olduğu için yılların sol beki Ziya oraya mecburi hizmete atanmışken. Evet Ziya’nın önünde, yaşına rağmen bu ligin bir gömlek üstünde bir oyuncu olan Robinho vardı ama onun kitabında da defansa yardım birkaç satırla geçiştirilmişti. Fenerbahçe rakibin sağ kanadındaki hazineyi kullanmalıydı. Orada İsmail oynuyorsa, demek ki oynayabilecek Valbuena, Barış, Alper, Mehmet Ekici onun çok gerisinde demekti veya Robinho’ya önlem alınmıştı.
Maç sonu röportajında İsmail “böyle bir önlem için oynamadığını, hocanın taktiksel seçimi olduğunu” söyledi.
İsmail ile başlarsınız. Hatta bir asistini Frey, bir penaltısını da Halis Özkahya yemiş olabilir ama onunla bitiriyorsanız endişe verici bir durumdur.
Maç sonunda “gol yemedik” övgüsünü yaparsanız bu daha da endişe verici ve çok üzücü bir durumdur. Çünkü rakibin 17 şutu var…
Futbol hayatı boyunca şampiyonluğa oyanmış takımlarda futbolcu ve teknik adam olarak yer almış birisinden duymak daha da üzücüdür.
Halis Özkahya neden 3 yıldır Fenerbahçe maçlarına verilmediğini uygulamalı olarak göstermemiş olsa veya şans bu haftalık Sarı Kanaryalar’ın yanında olsa Fenerbahçe 1-0 ile İstanbul’a döner aradığı özgüvene belki de kavuşurdu.
Tabii, eksik Sivasspor, Robinho ve hücum ekibi doğru tercihleri yapabilseydi 3 puanı alırdı,bu da madalyonun diğer yüzü.
Fenerbahçe ilk 9 haftada 9 puan toplayabildi ve sadece 2 kez kazanabilirken, toplamda da sadece 6 gol bulabildi. Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durumu yorumlamanızı istiyorum .Sizce sorun ya da sorunlar neler? Ve tabii ki çözüm önerileri..
Ligin 9.haftası itibariyle tarihimizin en kötü futbol derecesindeyiz. Peki bunu hak ediyor muyuz ? Hiçbir anlamda hak etmediğimizi düşünüyorum,yapılan onlarca yanlış tercihe rağmen…
Az önce Cocu konusunu anlattım. Ama onun hataları diğer hataları gölgelemesin. Futbol çok katmanlı bir oyun.
Çözüm şu diye bir hap önerim yok. Fenerbahçe kaybetsin isteyen Fenerbahçelilere karşı geçen yıl da bir empatim yoktu bu yıl da yok.
Sizde kadro dışı bırakılanlar affedilecek mi, affedilmeli mi? Özellikle Volkan Demirel konusu epey yankı uyandırdı ve hala da o ateş sönmemiş gibi…
Fenerbahçe veya başka takım, oyuncu kadro dışı bırakmanın o kulübe bir faydası olduğuna bugüne kadar şahit olmadım.
Anderlecht ve Ankaragücü maçları hakkında beklentiniz nedir ?
Anderlecht Avrupa liginde galibiyetsiz, liginde son 1 aydır yenilgisiz. Ligde 23 gol atmışlar ve 16 tanesi iki oyuncudan gelmiş. Nereye önlem alınacağı açık gibi duruyor…Anderlecht bu maçı köprüden önceki son çıkış olarak görecektir zira kaybederse gruptan çıkamaz…İki Anderlecht maçından 4 puan Fenerbahçe için ideali.
Bu kulvarla lig bir değil, kaybedilmiş hiçbir şey yok fikri Samandıra’ya hakimse o 4 puan gelir.
Ankaragücü maçı özgüven için de puan için de önemli.
Yıllardır eski bir Fenerbahçeli’nin Kadıköy’e geldiğinde elinden geleni yaptığına şahit olduk, futbolcu veya teknik adam. İsmail Kartal gerçek Fenerbahçeliler için Arap İsmail’dir ve çok değerlidir. Fenerbahçe’nin başında yaşayacağı şampiyonluk bir kurşuna kurban gitmiştir. Sezon boyu 32 maçta yanındayım İsmail Hoca’nın…
Galatasaray UEFA Men cezası bu haftanın gündem maddelerinden biriydi. Sizce buradan ne sonuç çıkacak?
Galatasaray daha önce neden ceza almadıysa yine aynı sebepten ceza almayacak diye düşünüyorum.
Fenerbahçe camiası moralsiz ama biz güzel birşeyden, Basketboldan bahsedelim. Euroleague başladı ve sarı lacivertliler 3/3 ile yoluna devam ediyor. Nazar değmesin derken değdi ve Tyler Ennis’in hafta sonu oynanan lig maçında ayağı kırıldı. Kısa bir değerlendirme lütfen…
Euroleague’de Khimki maçında Boby Dixon dokunuşu, Zalgris deplasmanında 16 sayıdan geri dönüş galibiyetlere anlamlı hikayeler ekledi . Basketbol bir kez daha Fenerbahçeliler için sığınılabilecek en güvenli liman oldu.
Tyler Ennis’in o pozisyonda ayağı nasıl kırıldı hala anlayamıyorum. Çok üzücü. Uzak bir ülkeye kariyer ve para için gidiyorsunuz ve böylesine bir şanssızlık yaşıyorsunuz…Umarım sağlığına kısa sürede kavuşur ama burada ama başka bir yerde mutlu olur.
Efe Ergi Tırpancı’nın bir gün önce gençler liginde 23 sayı 12 ribound ile oynayıp bir gün sonra ilk resmi maçında Büyükçekmece potasına 7 sayı bırakması da takdire değer. Altyapılarda izlediğim, her pozisyonu oynayabilen bir isim. Yolu açık olsun.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bozkurt.yilmaz@abcspor.com
twitter: @_bky
