Son dört maçta alınan üç mağlubiyet takımın öz güvenini ister istemez etkiler. Çembere giden kararsız adımlardan tutun da, şut seçiminde ki tereddüdlere, ribaundu sert ve etkili çekmek yerine ortaya tokatlamaktan verdiğiniz pasın kalitesi dahi düşer.
James Nunnaly’nin harika smacının sonrası yerde kaldığı o an akıllardan geçenler ise tüm bu yazdıklarımın üzerinde kalır.
Hayat çok ince bir ayrım. Daha dün ya da bir an önce sarıldıklarınız tıpkı Münir Özkul ve Aydın Boysan gibi üstatları da aramızdan sonsuzluğa uğurlar. Ne olduğunu anlamadan Jan Vesely sakatlanıp koca 20 dakika kenarda kalabilir hatta Gigi Datome maçı sıfır sayıyla tamamlayabilir yazınca da son dört satırda yaşananlara haksızlık edilir.
İşte böyle karmaşık duygularla oynanan Baskonia maçının kazanma ateşini kenardan gelip yakan Sinan Güler, Fenerbahçe Doğuş’a hayat verdi. Jason Thompson ve Marko Guduric’in sürüklediği hücumlarda üreten ancak çemberini bir türlü üç çeyrek koruyamayıp yaklaşık on beş defa aynı pozisyondan sayıyı potasında gören sarı lacivertliler, son çeyrekte saha yerleşiminde hata yapmayıp rakibinin karşısında durmayı başarınca bir ara çift hanelere kadar çıkardığı farkı oyununun sonuna kadar korumayı başarıp kazandılar.
Dar rotasyonda özellikle kısa pozisyonu çok önem kazanıyor. Wanamaker ve Sinan’ın katkısı yanında Sloukas’taki durgunluğun artık bir şekilde sonlanarak verimliliğe evrilmesi Obradoviç’in de elini çok rahatlatacak. Zira coach, Bobby Dixon kartını yavaş yavaş parkeye sürüp hem oyun iştahını kabartıyor hem de önümüzdeki kritik süreçte sorumluluk dağıtacağı oyuncuları belirliyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan