Sezonu 3. bitirebilmek için sahada mücadele veriyorduk bugün.
Üzücü değil mi?
Haftalar önceden şampiyonluk yarışına havlu atmak…
Futbolcuların 8-10 gün daha fazla tatil yapabilmek için çabalamasını seyretmek…
Seneye Fenerbahçe’de forma giymemesi gereken bir sürü oyuncuyu izlemek zorunda kalmak…
Hem üzücü hem de zor.
Ama gerçekçi olmak gerekirse şampiyonluk uzaktı bize bu sezon.
Daha sezon başında hayati önem taşıyan Monaco maçını boş tribünlere oynadığımızda, ilk lig maçı Başakşehir deplasmanında Fenerbahçe seyircisi dört parçaya bölünmüş halde her kafadan ayrı ses çıkardığında alarm zilleri çalıyordu bizim için.
”Seyircisiz şampiyon olunmaz” diye haykırışlar boşa gitti.
Başkan ve yönetim kulağını tıkadı, görmezden geldi bu hayati önemdeki problemi.
Kadro mühendisliğini de yanlış yapmıştık.
Yaratıcı oyuncu eksikliği bas bas bağırıyordu.
Buna rağmen hocamız Advocaat bir şekilde kadroya uygun bir sistem oturtmaya başladı ilk devrenin ortalarına doğru. Tam takım oturmuşken Antalya’da sahneye çıkan Cüneyt Çakır doğramasına rağmen ilk devreyi fena olmayan bir yerde bitirdik.
Ama ne olduysa devre arasında oldu.
Hocanın istediği yaratıcı orta saha transferi yapılamadı.
Hatta üstüne dalga geçer gibi Emenike ve Van der Wiel affedildi.
Advocaat bu duruma bozulmakta haklıydı ama o bozulmayı da geçti.
Resmen küstü yönetime.
Ardından atılmak için bolca uğraştı. Provoke etti açıklamalarıyla yönetimi ama başarılı olamadı. Gerisi ise imam-cemaat hikayesi.
Başlarındaki teknik direktörün atılmak için çabaladığını gören futbolcular da işi serdiler, lige erkenden havlu attılar.
Hocanın yönetime küsmesi sonrası bir daha toparlayamadık.
Zaten küskünler sezonu olarak tarihe geçecek bu sezon Fenerbahçe açısından.
Seyirci başkanına küs.
Başkan protesto edenlere küs.
Advocaat yönetime küs.
Sonuç olarak bomboş tribünler, gelenin geçenin puan çıkardığı bir Kadiköy ve seyircinin ilgisinin futboldan baskete kaydığı bir sezon.
Basket demişken hepimizin taptığı,her demecinden ayrı dersler çıkartmamız gereken Obradoviç her seferinde en çok neye önem veriyor ? Seyirciye değil mi? En büyük hayali olarak tüm kombinelerin satıldığını görmek istediğini söylüyor.
Taraftarın önemine, onları her zaman yanlarında görmek istediklerine sürekli vurgu yapıyor. Bu işleri yalayıp yutmuş Obradoviç te biliyor ki taraftar olmadan böylesine büyük başarılara ulaşmak zor.
O yüzdendir ki sezon başından beri ben de okuyan herkesin baygınlık verecek şekilde bu konuya dikkatini çekmeye çalıştım. Hadi ben Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’yım, beni kim sallasın? Ama Obradoviç’in ağzından çıkanlara da mı kulak vermiyorsunuz? Hiç olmazsa onun söylediklerinden biraz ders çıkarın da aynı hataları gelecek sezon tekrarlamayın.
Bugün mali kongrede adaylıkta ısrarcı olduğunu açıklayarak yüreğimize su serpen Ali Koç ta bu konunun önemine vurgu yaptı konuşmasında. Bir kaç ufak olumlu adım var yönetim tarafında. Yarım ağızla da olsa taraftarı tribüne geri davet ediyorlar. Okul açık tribüne kombine satılacağını da açıkladılar. Ama örneğin Maraton üst H-I bloklar hala yasaklı. Yasaklamalara, kısıtlamalara devam yani. Tüm taraftarı kucaklayacak samimi bir açıklama da yok ortalarda.
Buna rağmen en azından Ali Koç’un çağrısına uyarak taraftarların bir sezonu daha kaybetmemek adına yuvalarına döneceklerini ümit ediyorum. Aziz Yıldırım’ı sevmeyebilirsiniz, eleştirilecek te bir çok yönü olabilir. Ama artık belli ki Mayıs 2018’e kadar kulübün başında o var. Aynı şey gelecek sezonki hocamız Aykut Kocaman için de geçerli. Oynattığı oyun tarzını beğenip beğenmemek herkesin doğal hakkı. Anelka’nın golü sonrası istifası ya da Alex konusu yüzünden ona hala kırgın da olabilirsiniz. Ama Aykut Kocaman gelecek sezon bu takımın teknik direktörü artık. Hem ona hem de takıma destek vermek boynumuzun borcu olmalı şu dakikadan sonra.
Şimdi hepimizin biraz kafa dinlemeye ihtiyacı var bu yıpratıcı sezondan sonra.
Bol bol transfer dedikodusuyla Temmuz’un sonunu buluruz.
Temmuz sonu UEFA Kupası öneleme maçı oynandığında Kadiköy tekrar kendine gelmeye başlamışsa, yönetim Obradoviç’in uyarılarına kulak verip taraftarın önemini kavramışsa, işte o zaman tekrar şampiyonluktan sözetmeye başlayabiliriz. Kimsenin kimseye küsmediği yeni bir sezon dileğiyle, hakemin ilk düdüğü çalana kadar, kalın sağlıcakla…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72