GEÇMİŞE RETRO, GELECEĞE BEŞİKTAŞ DERLER
Tabii daha 12 hafta var ve konuşmak için erken. Dünyanın ve futbolun bin türlü hali vardır. Ancak şu da bir gerçek ki Türkiye’de şu anda taraflı – tarafsız herkesin uzlaştığı belki de tek nokta en iyi futbolu Beşiktaş’ın oynadığı. Nitekim bu akşam da her ne kadar takip edenlerin söylediğine göre Galatasaray sezonun en iyi mücadelelerinden birisini sergilemiş bile olsa maç genelde ortada geçti.
Dönem dönem Beşiktaş baskı kurdu, ara sıra da Galatasaray. Beşiktaş deplasmanda yine soğukkanlı, akılcı ve kendisi için yeterli olan beraberliğe razı bir havadaydı. Gelecek bir gol de işin kaymağı olacaktı ki o da süper yetenek Talisca’nın rakibe de çarpan serbest vuruşuyla geldi. Aslında maçla ilgili iki tarafa da verilmeyen birer penaltı dışında hakemin olumsuz bir etkisi olmayınca Beşiktaş için yıllardır hasret kaldığı adil yönetim de nihayet gerçekleşti ve hakem faktörünün damga vurmadığı nadir derbilerden bir tanesi oldu.
Gerçi Yasin’in bana göre penaltı olan poziyonunda ne karar verdiği de uzun süre anlaşılamadı ama onun dışında kötü değildi. Kaleci Fabri yine pek çok futbolcudan daha iyi bir ayağa sahip olduğunu sık sık gösterdi. Marcelo defansın her zamanki gibi belkemiğiydi. Adriano Barcelona menşeili bir futbolcu olduğunu kanıtladı ama pek çok kez olduğu gibi bu takımın olmazsa olmazı yine Atiba’ydı.
Onun dışında herkes görevini en iyi şekilde yaparken Şenol Güneş de Fenerbahçe maçının aksine bu sefer takımı kafa olarak iyi hazırlamıştı ve herhangi bir sürprize meydan vermedi. Galatasaray ise maçın özellikle son bölümünde daha baskılı oynaması beklenirken herhalde yorgunluğun da etkisiyle Podolski’nin bir pozisyonu dışında pek bir fırsat da yaratamadı ve çok da ısırmadı.
Iki sezon önce Muslera-Sneijder ikilisinin olağanüstü çabasının yanında Selçuk İnan ve Burak Yılmaz’ın katkılarıyla yoklukta gelen şampiyonluk ve 4. Yıldız anlaşılan Galatasaray camiasını bu maç öncesinde yersiz bir havaya sokmuştu ki bu ‘retro’ muhabbeti ortaya çıktı. Tabii biz de bu durumda ünlü Türk büyüğü Imperatore’nin dediği gibi ‘I don’t look to the back, I look to the front’ diyelim ve şampiyonluğa giden yoldaki şu an kalan en önemli engel olan Başakşehir’le yaşayacağımız çekişmeye odaklanalım.
Avrupa’da çekilen Olympiakos kurasıyla birlikte çeyrek final için avantajlı olan Beşiktaş matematiksel olarak da lig şampiyonluğunu ne kadar erken güvenceye alırsa muhtemel bir yarı final ve finale rahat bir kafayla ve iyi hazırlanarak çıkabilir. Geçen yılki kadroya göre bu kadar çok değişikliğin kısıtlı bir bütçeyle yapıldığı bir sezonda gelinen nokta ciddi bir başarıdır. Belki Beşiktaş geçen seneki kadar akıcı ve dikine bir futbol oynamıyor ama çok ustaca bir pas trafiğiyle rakibi ambale edip sonuca gidebiliyor.
Geçen yılki Beşiktaş belki göze biraz daha hoş gelse de bu sezonki Beşiktaş daha akıllı, daha ayağı yere sağlam basan bir futbol oynuyor. Sonuç olarak bu akşam önemli bir eşik aşıldı ve şampiyonluk yolundaki önemli rakiplerden bir tanesi safdışı bırakıldı. Önümüzdeki iki ay Avrupa’da da devam edilirse Beşiktaş tarihinin en başarılı sezonu olabilir.
Saha kenarında Şenol hoca ve takımda bu arkadaşlık duygusu ve mücadele ruhu varken yolumuz açık görünüyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @saturnocontro3