Nerelisin, hangi millettensin gibi sorulara verilebilecek en farklı cevabı buldum, önüne gelene de yapıştırıyorum, ters köşeye yatırıyorum çünkü kafalardaki Türk imajını biliyorum.
-Where Are You from ? -Nobody is perfect, I’m from Turkey.
Herkesin bi kusuru var, ben de Türk’üm diyorum yani.
Türk olmakla utanmakla alakası yok, hemen hemen tüm dünyada bir alerji var Türk’lere karşı, senin de bi alerjin vardır, yüzleş diyorum ön yargınla. Bak itiraf ediyorum diyorum yani.
Sonra yalancıktan bir cevap geliyor, “yoo, ben Türkleri severim”.
Futbolda bu alerjinin faturasını ülkece çok ödedik ama 6 gol yiyip ülkeyi tüm dünyaya rezil etmek başka bir şey, Fenerbahçe’cilik, Galatasaray’cılık oynamaya çalışmak başka bir şey. Feyenoord maçında Fenerbahçe’yi de bekler mi böyle bir hakem diye endişe edenler çoktu ama sahadaki takımın adı Beşiktaş değildi. Fenerbahçe beraberliğin kendisine yeteceğinin bilincinde temkinli ve oyunu kendi yarı sahasında kabul eder bir anlayışta başladı.
Bu tabii ki kontra yapmaya engel değil, 4.dakikada Alper’ le ilk fırsatı yakaladı. 4 dk sonra ise hücum presin mükafatını alan Lens’i ceza sahasında indirdiler, hakem es geçti; pozisyonun devamında ise Sow basit aşırtma vuruşu yapamadı. Feyenoord ise 14.dakikada ilk kez etkili geldi, bu sefer de Volkan inanılmaz çıkardı topu. Zevkli ilk yarıda Fenerbahçe kontralarla sonuca gitmeye çalışırken, Feyenoord özellikle sol kanat oyuncusu Elia ile etkili olmaya çalıştı. Elia Şener’i çok zorladı.
22.dakikada kafayla uzaklaştırılamayan topa Sow ayağını uzattı, röveşatayı bastı ve Feyenoord’a da tersten sapladı ve Fenerbahçe’yi rahatlattı. Kalan dakikalarda ise topa daha fazla sahip olan takım Feyenoord oldu ama ikinci bölgedeki sert orta sahayı aşsalar da gelişen ataklar Fenerbahçe defansında eridi. Bird tek ilk yarının son dakikasında direkten dönen top var. Savunmada iyi iş çıkaran Josef ve Alper biraz daha çabuk olabilseler Fenerbahçe kontradan ikiyi de bulabilirdi bana göre. O yüzden Ozan’ı önemsiyorum ben.
İlk yarıda Elia dışında Advocaat’ın tüm planı tuttu diyebilirim. Fenerbahçe orta alanı çok iyi kapattı, iyi bastı. Feyenoord’u etkisiz hale getirdiler, Feyenoord yalnızca Elia üzerinden oynamak zorunda kaldı. İkinci yarıya Feyenoord tabii ki daha etkili başladı. Van Bronchorst Bilal’i de oyuna alarak başladı ikinci yarıya. O da çok iyi bir oyuncu ve Feyenoord takımına bir ivme kazandırdı.
İkinci yarı Feyenoord Fenerbahçe orta sahasını daha çabuk geçmeye başlayınca orta sahada derin boşluklar oluştu ve maç bir anda tenis maçına döndü bir ara. Bu oyun şablonu Feyenoord’a yarar zira orta sahası daha hızlı ve kanatları etkili ve Fenerbahçe orta sahası oyundan düştü, kontradan da cevap veremedi. Fenerbahçe’de Alper ve Lens var bu özellikte , mesela bi Volkan Şen hamlesi bekledim ikinci yarının hemen başında, Rvp ve Sow ağır kaldı çünkü.
Sow aslında çok bir şey yapmıyor, atıyor. Hala hazır değil. Normalden uzun bir bacak boyu var sanırım, ayağını sokuyor her yere ve mutlu ediyor taraftarını. Ayrıca Şener çok zorlandı, belki bir Van der Wiel ama hoca gerekli görmedi demek ki. Hoca ilk hamlesini Lens -Volkan değişikliği ile 70 de yaptı ve 5 dakika sonra da Emenike- Rvp değişikliği geldi. Emenike de hızlı bir oyuncu, kötü tercih değil tabii ki ama geç kaldı, golü kalesinde görebilirdi zira Fenerbahçe orta sahası epey bi oyundan düşmüştü.
Feyenoord’un bariz etkili olduğu ikinci yarıda Fenerbahçe geri dörtlüsünün dikkatli oyunuyla maçı gol yemeden bitirdi ve yine gruplardan çıkmayı başardı. Fenerbahçe bugün kontra oyununu iyi oynayamadı. Lens’in sakatlıktan yeni çıkmış olması sebebiyle etkisiz kalmasının büyük payı var. Ayrıca orta saha topu ayağından çok geç çıkardı bugün. Savunma sertliği anlamında Josef-Topal tamam ama Ozan lazım.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907