GALATASARAY KUPAYI ÇOK İSTİYOR !

Finale giden son engel olan Gran Canaria karşısına çıkan Galatasaray özellikle maçın ilk çeyreğinde deplasmanda oynamanın zorluğunu ve baskısını hiç hissetmedi neredeyse. Las Palmas’ta taraftarlar salonu doldurmuşlardı evet ama Abdi İpekçi Arena’daki atmosferden çok uzaktı yarattıkları atmosfer. İki takımda beklendiği gibi maça tempolu başladı. Yarı sahayı çabuk geçerek bir-iki pas sonrası bire birlerler ya da ikili oyunlarla kolay sayılar buldular.

Sinan ve Schilb ile oynadığımız ikili oyunlarla Lasme’yi iyi besledik, Omic’in ikili oyun savunmasındaki zaafını değerlendirdik ilk dakikalarda.

Onlar da McCollum-Pangos eşleşmesini iyi değerlendirler, üçlüklerle başladı Kanadalı oyuncu.

Sinan hücumda takımını çok iyi organize ederken penetreleri ile de Gran Canaria savunmasını hayli zorladı, dengelerini bozan isim oldu sarı kırmızılılar adına.

Micov da maça oldukça sıcak başladı, üst üste bulduğu isabetlerle ilk bölümde skoru sırtlayan isim oldu.

Gran Canaria topu bol bol Omic’e indirdi. Micov’un yardımları etkili olurken Sloven oyuncunun aldığı topları kötü kullanması ve maça etkisiz başlaması ile ekmeğimize yağ sürdü. Kolay atışları değerlendiremediği gibi basit top kayıpları da yaptı.

Sinan’ın yaptığını onlar da Newley ile yapmaya başladılar ve ilk maçta olduğu gibi savunmamızı sıkıntıya sokan isim oldu, ya çizgiye gitti ya da sayıyla bitirdi güçlü penetrelerini.

3 sayı savunmasında yeteri kadar konsantre olamadık ve ilk maçta devreye sokmadığımız Seeley’nin kenardan gelerek sahne almasına izin verdik.

Galatasaray ise topu iyi çevirdi ve ekstra pasları McCollum ile buluşturarak onun orta mesafe atışları ile skora ulaştı.

Seeley Sinan’ın savunmasına rağmen bu çeyreğe de etkili başlayan isim oldu. Penetreleri çok canımızı yaktı, boyalı alanı da savunmamızı zorlaştırdı.

Pota altında ise Lasme çabukluğu ile avantaj sağlarken Omic de fizik avantajını iyi kullandı, iki uzun da hücumda birbirine üstünlük kurdu.

Sinan’ın 2 faulle kenara gelmesi ile Schilb’e karşı da etkili oldu Seeley. Çabukluğu ile potaya rahat gitti. Bu noktada koç Ataman’ın Göksenin hamlesini yapmaması işimizi zorlaştırırken imdadımıza koç Reneses yetişti ve Seeley’i kenara aldı neyse ki.

İlk çeyreğin aksine Micov bulduğu boş üçlükleri değerlendiremeyince hücumda ritmimizi kaybettik ki Davis ile Lasme’nin birlikte sahada olduğu anlarda da pota altını yeteri kadar kullanmadık ilk 5 dakikada.

Hücumda kısırlaştığımız bu anlarda kenardan gelerek üst üste bulduğu 5 sayı ile takımımıza nefes aldıran isim ise Jerrells oldu, skora tutunduk.

Hücum ribaundlarında üstünlük kuran Omic karşısında Lasme ilk yarının bitimine 4 dakika kala 3.faulünü yaptı, maçın kırılma anlarından biriydi. Her şeyin istediğimiz gibi gittiği bu devrede en can sıkıcı haberdi.

İlk maçın hayal kırıklıklarından Green’in de kenardan gelerek ilk üçlük atışından isabet çıkarması hücumda elimizi daha da güçlendirdi.

Savane’nin pota altında olmasını değerlendiren ve takımı kısaltarak Green’i 5 numara gibi kullanan koç Ataman baskıyı arttırarak savunmayı sertleştirdi, her topu değişerek savunan sarı kırmızılılar Gran Canaria’nın hücum dengesini tamamen bozdu. Tabi bur tercih de Lasme ve Davis’in 3 faullü olmasının da etkisi büyüktü.

Bu beşle hücum etmekte zorlansak da Sinan penetreleri ile imdadımıza yetişen isim oldu yine. İlk yarı hücumda neredeyse tüm silahlarımızı devreye soktuk ve skor bulmakta zorlanmadık. Ancak devrenin tamamında yaşadığımız 3 sayı savunmasındaki zaafımız son topta da canımızı yaktı. Gran Canaria’nın ilk yarıda 7/11 (%64) ile üçlük atmasına izin verdik.

Davis ile boyalı alanı çok iyi savunan temsilcimiz yine McCollum’ın üst üste hataları ile kısa savunmasında zorlandı. Pangos hem rahat üçlükler buldu hem de McCollum’ı çok kolay geçerek potaya gitmeye başladı. İlk dakika geçilirken farkı 7 sayıya çıkardı Gran Canaria.

McCollum’ın aksadığını gören koç Ataman erken bir değişikllik ile Jerrells’i oyuna aldı ama O da çare olamadı Pangos’un penetrelerine. Göksenin kenarda oturmaya devam etti.

Çeyreğin bitimine 5 dakika kala savunmaya dönerken Davis’in topsuz alanda Omic’e yaptığı gereksiz sportmenlik dışı faul hem onun 4.faulünü almasına neden oldu hem de ritmimizin iyice düşmesini sağladı.

Neyseki hücumda zorlandığımız bu bölümde savunmada gösterdiğimiz direnç ve koç Reneses’in bize yardımcı olarak Pangos ve Seeley’i aynı anda kenara çekmesi farkın 7 sayı üzerine çıkmasını engelledi.

Ancak 3 dakika kala üst üste tüm hataları yaptık. Hücumda pas ritmimizi kaybettik ve el üstü zorlama şutlara kaldık. Aldıkları net ribaundlarla rahat hızlı hücum sayıları bulmaya başladılar. Bu da yetmiyormuş gibi ribaund mücadelesinde Lasme gereksiz acemice bir faulle 4’ledi sonrasında da farkı 10 sayıya çıkardılar, seyirciyi de oyunun içine soktular.

Lasme’nin kenara gelmesi ile boyalı alana fazla gömülen Galatasaray’a karşı Aguilar 4 numaradan bulduğu üçlükle farkı çok tehlikeli bir noktaya 12 sayıya getirdi.

Davis’in hücumda sorumluluk alması ile farkı en azından 10 sayıya indirmeyi başardık ki Schilb ve Micov’un sahne almadığı bir çeyrekte farkı bu şekilde muhafaza etmek önemliydi.

Bu çeyreğe akıllı bir şekilde başlayan temsilcimiz McCollum ve Davis ile faul çizgisine giderek hem maçı soğuttu hem de kolay sayılar buldu.

Ancak Lasme’nin kenarda olmasını iyi değerlendiren Gran Canaria Baez ve Omic ile hücum ribaundlarında sorun yaratmaya başladı. Buldukları ikinci şans sayıları ile farkı 10 sayıda tuttular.

Sarı kırmızılılar ise Davis’in Omic karşısındaki yüzü dönük hücumlarını kullanıp orta mesafe atışlarla skora gitmeye çalıştılar. Davis ilk maçta olduğu gibi hücumda en kritik anlardan takımımızı sırtlayan isim oldu.

Son periyotta daha akıllı oynayan ve Pangos’un savunmasında hata yapmayan McCollum Gran Canaria’nın hücumlarını bozan isim oldu.

Koç Reneses tarafından kenarda unutulan Seeley de oyuna girdiği bu kritik dakikalarda yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. Biz Ona sahadayken çözüm bulmakta zorlanırken sağolsun koç Reneses bizim yerimize onu soğuttu kenarda tutarak.

Son 5 dakikada koç Ataman iki 4 faullü uzununu riske ederek sahaya sürünce savunmamız iyice canlandı ve hücumda akıllı, sabırlı oynayarak farkı 6 sayıya kadar indirdik. Ama erken rahatlamamızın cezasını Rabaseda liderliğinde bize ağır kestiler ve tekrar farkı 11 sayıya kadar çıkarmayı başardılar.

Hücumda çok tedirgin oynayan ve potaya bir türlü gidemeyen takımımız basit top kayıpları sonrası Oliver’ın geçiş hücumunda bulduğu üçlüğü de engelleyemedi ki fark 14 sayıya çıktı maalesef.

Ardından Seeley’nin akıllıca Lasme üzerin gitmesi ve Gabonlu oyuncuya 5.faulünü aldırması ile maçın kritik anlarından birini yaşadık.

Topu pota altına indiren Gran Canaria Omic’ten skor bulmaya başladı. Biz de karşılığı McCollum’ın birebirleri ile verdik ki aynı McCollum savunmada da yaptığı kritik hamle ile farkın 14 sayı olduğu bölümde Gran Canaria’nın tekrar havaya girmesini engelledi.

Sarı kırımızılılar hücumda Micov ve Sinan ile ayakta kalırken Seeley’nin devreye girmesine engel olamadılar. Amerikalı skorer üst üste bulduğu 5 sayı ile tek başına savunmamızı deldi geçti. Bu sıralarda Göksenin ise kenardan maçı izliyordu…

Bitime 25 saniye kala sorumluluk alan ve bulduğu orta mesafe şut ile farkı 13 sayıya indiren McCollum’a verilebilecek en kötü cevap ise Aguilar’dan geldi. İspanyol forvet el üstünden bulduğu üçlükle farkı 16 sayıya çıkardı bitime 6 saniye kala.

Son top öncesi koç Ataman’ın molasının ardından Micov aldığı pasla direk potaya giderek bulduğu turnikeyi isabetle tamamladı bitime 2 saniye kala ve ilk maçtaki 14 sayı fark tekrar olunca maç da uzatmaya gitti.

Uzatma bölümünde 5 faullü Lasme ve Rabaseda forma giyemediler.

Seeley Sinan’ın savunmasına karşı maalesef etkili olmaya devam etti penetreleri ile. Sarı kırmızılılar ise McCollum’ın birebirleri üzerinden efektif olmaya çalıştı.

Maçın suskun ve soğuk isimlerinden Schilb bir türlü devreye giremezken hücumda iyice düzenden çıktık. İkili oyunları kullanamadığımız gibi pas vermek yerine topla fazla oynayan McCollum da Gran Canaria savunmasının işini kolaylaştırdı. Topu efektif çevirdiğimiz bir iki pozisyonda da Sinan ile boş üçlükleri değerlendiremedik.

Neyseki hücumda iyice düştüğümüz ve üretemediğimiz bu bölümde savunmadaki direncimiz düşmedi, onların da kolay skor bulmasına izin vermedik.

Bitime 1:30 kala Davis’in ribaund mücadelesinde beşlemesi ile Green’i oyuna sürmekte zorunda kalan sarı kırmızılılar ribaund üstünlüğünü tamamen rakibine verdiler.

Schilb’in denediği zorlama üçlükler maçın bu kritik bölümünde iyice canımızı sıktı. Buna karşılık McCollum sürekli potaya giderek savunmayı zorladı ve çizgiden bulduğu atışlarla bitime 18 saniye kala farkı 13 sayıya indirdi indirmesine ancak son 2 atıştan birini kaçırması çok ama çok kritikti.

Son topu kenardan başlatan Gran Canaria topu Oliver ile buluşturdu ama Jerrells’ın yaptığı harika savunma sonrası pota altında maçın adamı Micov’dan gelen müthiş yardım ve yaptığı blok sarı kırmızılıları Eurocup’da finale taşıdı. Erken final dediğimiz bu önemli eşleşmede geçen senenin finalisti Gran Canaria’yı elemeyi başaran Galatasaray, sezon başındaki en önemli hedeflerinden birine ulaşmak için, Eurocup kupasını kaldırmak için çok ama çok büyük bir adım atmış oldu ve Eurocup’da final oynayacak ilk Türk takımı olmayı başardı. Artık rakip Fransız temsilcisi Strasbourg ve iki ayaklı oynanacak finalde ilk maç 22 Nisan’da Fransa’da oynanacak.

mail : fersu.deniz@abcspor.com

twitter : @fersudeniz