Dakika 95..Beşiktaşlı şaşkın.. Gülse mi ağlasa mı bilemiyor..Herhalde koltuklarına yapışıp kalan ve aklına edebileceği küfür bile gelmeyen binlerce Siyah Beyazlı taraftar vardı uzatmaların sonunda..Oysa ne de piknik havasında geçmişti 87 dakika.. Herkes kafasına gore takılmış , topu kontrolüne alan kimseye vermemiş eve götürmüş , kah ortada sıçan kah orta kafa, kah yakartop kah saklambaç oynanmış.. Ne bir heyecan ne bir stress oh ne ala 3 puan gelmiş.. Sanırken, seri katil kılıklı Gekas’a ara pasını kendin atarsan topu da içerden kendin çıkartırsın.. Son top daha da ilginç.. Herhalde Beşiktaşlı taraftarlara son saniyeler öncesinde zamanı durdurup ‘’şuradan orta gelecek ve bu köşeden bir Es Es li futbolcu vole atacak’’ şeklinde pozisyonu anlatıp o oyuncuyu seçme hakkı tanısanız yüzde 101’i Engin’i seçerdi. Futbol, kendisi ile dalga geçildi mi nasıl bir agresif yapıya bürünebileceğini ve nasıl bir tepki verebileceğini ayağına her gelen topu beyazlılara atan bu arkadaşın mucize volesi ile anlattı bizlere.
Dalga geçmeyi biraz açalım.. Baktınız ki rakibinizin bir sıkımlık canı var.. Biraz tempoyu yükselttiniz mi bloklarını parçalayıp boyunu uzatabiliryorsunuz karşı takımın.. Ve böylece arkalara yaptığınız hızlı hücumlar ile bomboş alanlar bulabiliyorsunuz. Bunu ilk yarıda çözdü Beşiktaş’ın uyanık topçuları. Arkasından golü bulup şansının da yardımı ile ikinciyi bulduktan sonra artık emin oldular ki bu iş tamam. Halbuki 2-0 lık bir oyun yoktu ortada.. İnanılmaz bir cana yakınlık , dışa dönüklük hakimdi birçok Beşiktaşlı futbolcuda. Ayağına her topu alan onunla 3-4 saniye muhabbet etme, hal hatır sorma derdindeydi.. Çabuk çabuk pas ile çıkacakları tüm kalabalık yerlerden çalımla çıkmaya çalıştılar ve bunu maçın başından itibaren yaptılar. Ve o uyanık geçinenler, maçın belkide tek, tek pasında ilk golü ve ardından stop pasında da ikinci golü bulmalarına rağmen uyanamadılar işe.. Ve az kalsın, Töre efendinin , Oğuzhan’nın ve tabiki Q17’nin ayağında japon yapıştırıcılı kramponlar oynamaları 2 puanın üstüne soğuk su içiriyordu. Bu noktada sadece Sosa yı ayrı tutmak isterim. Yorulana kadar net ve ne gerekiyorsa onu yaparak oynadı. Bir küçük parantez de geçen sene acımasızca eleştirdiğim Tolga’ya..Müthiş oynuyor , güven veriyor. Tebrikler.
Şenol hocanın yaptığı yoruma kesinlikle katılmıyorum. O takımın motivasyonunu yukarı çekmek için son bir haftadaki 3 maçlık seriden başarılı çıktıklarını söyleyebilir ama işin gerçeği bu 3 maç çok mesaj vermiştir. Öncelik ile Beşiktaş defans oyuncuları bireysel olarak SOS vermekte. Ersan dengesiz ve kırmızı potansiyeli çok yüksek. Rodolfho akıllı ama tempolu rakipler karşısında olağandan çok ağır. Ayrıca tek başına yetmez. Bekler ise Allah’a emanet. Ortasahada Atiba olmaz ise bu takım büyük küçük bakmaz her maç 3 yer.. Kanat oyuncuları tek de kesmeyi beceremediklerinde de yenilen o goller çıkmaz..Bir de bu son maç ders yerine önümüzdeki maçlarda takımda panik psikolojisi yaratır ise yandı gülüm keten helva..
Lider isen líder gibi organize olup rakiplerinin sana saygı duymasını sağlamalısın. Ve kendi kendine sormalısın, Ersan atılsaydı Fener maçı, rakip tam kadro çıksaydı Sporting maçı , o vole gireydi Eskişehir maçı ne olurdu acaba?
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bulent.bilirgen@abcspor.com
twitter : @BlirgenBulent