Yabancı kuralının değişmesi ile beraber son yılların en çekişmeli ligini geride bırakırken play-off’larda özellikle yarı final serileri çok çekişmeli maçlara sahne oldu.
Trabzonspor MP tarihinde ilk kez yarı finallerde oynamanın heyecanı ve rotasyonun yetersizliğine rağmen güçlü Anadolu Efes karşısında her maçta pes etmeden sonuna kadar mücadelesini sürdürdü ama gücü yetmedi.
Fenerbahçe Ülker-Pınar Karşıyaka serisinde ise koç Sarıca ve takımı önce rakibinden ev sahibi avantajını geri aldı sonra da İzmir’de seriyi bitirmeyi başardılar.
Basketbol kalitesi olarak harika bir seri izledik ve Pınar Karşıyaka Final Four’a katılma başarısı gösteren, çok kaliteli bir koça ve kadroya sahip olan rakibini geçerek adını 28 yıl sonra finale yazdırmayı başardı.
Gelin birlikte iki takımın analizini ve karşılaştırmalarını yapalım seri öncesi.
| İSTATİSTİKLER | ANADOLU EFES | PINAR KARŞIYAKA |
| Attığı | 73,7 | 83,3 |
| Yediği | 56,3 | 81,8 |
| Ribaund | 37,0 | 35,3 |
| Asist | 19,7 | 15,8 |
| Top Kaybı | 11,0 | 11,5 |
| 3 sayı | 30% | 36% |
| Serbest Atış | 74% | 71% |
“Tempo”
İşin özünde iki takım da tempo basketbolunu seviyor ve açık alanda daha etkili oluyorlar. Ancak Anadolu Efes, Pınar Karşıyaka gibi set hücumlarında erken top kullanmak yerine daha çok düzen içerisinde kalmayı ve ikili oyunları sonuna kadar oynamayı tercih ediyor. Pınar Karşıyaka Dixon gibi skorer bir oyun kurucu ile oynarken Anadolu Efes genelde Doğuş ya da Draper gibi savunma yönü daha kuvvetli topa baskı yapabilen oyun kurucularla maça başlamayı tercih ediyor ki Draper’in final serisini sakatlığı nedeniyle kaçırması yüksek bir ihtimal. Doğuş oyundayken savunmayı sertleştiren ve savunma odaklı hızlı hücumlarla kolay sayılar bulmaya çalışan Anadolu Efes set hücumlarında ise top çevirip pota altını kullanmayı tercih ediyor. Ancak Heurtel oyuna girince ise biraz daha Karşıyaka gibi oynuyorlar ve kimlik değiştiriyorlar. Fransız guard tempo yapmayı, erken top kullanmayı ve bitirici paslar deneyip direkt sayıya gitmeyi tercih ediyor. Bu nedenle Anadolu Efes’in oyunu iki farklı kimlikte yönetme şansı varken Pınar Karşıyaka’nın tek alternatifi var, tempo tempo tempo…
“Savunma”
Koç Ivkovic’in temel felsefesi önce savunma üzerine kurulu fakat elinde Heurtel-Krstic ikilisi olduğundan bu oyuncuların hücum potansiyelinden de faydalanabilmek için maçın içerisinde bir çok dönemde savunmadan ödün vermek zorunda kalabiliyor. Bu anlarda da iki oyuncunun birden savunma açığını kapatması çok zor olabiliyor. Bu noktada oyunda olan diğer 3 ismin, ki genelde Janning, Perperoglou ve Saric oluyor, ekstra bir savunma katkısı vermeleri gerekiyor. Son maçlarda Saric bu görevine adapte olmaya başlayıp özellikle yardım savunmalarında etkili oldu ve Anadolu Efes’in pota altı sınıf atlamış oldu. Janning ve Perperoglou ise zaten kalbur üstü savunmacılar, ayrıca benchten de Cedi ile gerektiğinde bir enerji katkısı alıyorlar. Pınar Karşıyaka ise net bir 5 numarası olmamasına rağmen bunu koç Sarıca’nın tam saha zone pressi ya da yarı saha sıkıştırmalı adam adama baskısı ile ve dönüşünde alan savunması ile kapatmaya çalışan bir takım. Özellikle Cemal oyunda olduğu zaman savunmayı iyice sertleştiriyorlar ve Gabriel’in uzun kolları artı atletizmi ile beraber her topa müdahele etme şansları oluyor. Ayrıca Fenerbahçe serisinin son maçında yaptıkları gibi uzunların sırtı dönük birebirlerine Dixon ve Straawberry gibi çabuk elli oyuncularla da yardım getirerek rakibin bu etkinliğini devre dışı bırakabiliyorlar. Bu seride de Krstic oyundayken bu yardımları tekrar bolca göreceğiz ve eğer Saric sezon boyunca denediği bol dribblingli sırtı dönük hücumları denemeye devam ederse top kayıpları çok canlarını yakacaktır, Pınar Karşıyaka’nın ekmeğine bolca yağ sürmüş olacaktır.
“Ribaundlar”
Pınar Karşıyaka’nın Fenerbahçe Ülker serisini 3-1 ile geçebilmesinin en önemli sebebi ribaundlarda sağladığı üstünlüktü. Kendilerinden çok daha iyi bir pota altı rotasyonuna sahip olmasına rağmen rakiplerine sağladıkları bu ezici üstünlüğün temel sebebi aslında hücum ribaundlarıydı. Cemal, Palacios ve Gabriel üçlüsü bu konuda büyük bir tehdite sahipler ki öyle zorluyorlar ki alamasalar bile topun mutlaka sekip havuza düşmesini sağlıyorlar ve burada da konsantre olan kısa oyuncular devreye giriyor, ikinci şans sayıları buluyorlar. Bu etkinlikleri sayesinde Fenerbahçe Ülker gibi tempo yapmayı seven bir takımı sürklase etmeyi başardılar ve net savunma ribaundları alınmasını engellediler. Fakat bu sefer karşılarında formda bir Lasme olacak ki tecrübesi ile hem savunmada hem de hücumda Pınar Karşıyaka uzunlarını zorlayacağını düşünüyorum. Saric de son maçlarda ribaundlara ne kadar konsantre olduğunu gösterdi. Bu seride Pınar Karşıyaka’nın ribaundlarda bu kadar üstün olabileceğini düşünmüyorum, denklik olacaktır. Çünkü Anadolu Efes’te Fenerbahçe Ülker’in aksine Cedi ve Perperoglu gibi kısa rotasyonunda yer alan etkili ribaundcular da mevcut. Yine de iki takım adına da hücum ribaundları serinin belirleyicilerinden biri olacaktır.
“Olmazsa olmazlar”
Pınar Karşıyaka hücumlarının temeli Dixon-Palacios arasında oynanan pick&poplar sonrası Kolombiyalı uzunun bulduğu orta mesafe şutlara dayanıyor aslında. Onun bu şutları sokamadığı maçlarda çok zorlanıyorlar. Tabi bir de Dixon faktörü var; Amerikalı guard sert savunmalara karşı problem yaşasa da maçın sürekli içinde kalmak zorunda, onun 3 sayılık atışları ile hücumdaki varlığı İzmir temsilcisinin bir diğer olmazsa olmazı. Krstic ve Lasme’nin pota altı etkinliği ise Anadolu Efes’in olmazsa olmazı. İki oyuncudan en az birinin çift hanelere çıkması ve özellikle Lasme’nin savunmada varlığını göstermesi gerekiyor. Bunun yanında Draper’ın olmayacağını düşündüğümüzde Heurtel’in istikrarlı bir şekilde maçın içinde kalması, sadece uzunları değil kanat oyuncularını da beslemesi ve az top kaybı yapması, lacivert beyazlıların olmazsa olmazlarından.
“X-faktörler”
Janning gününde olduğu zaman ve dış şutları soktuğunda Anadolu Efes farklı bir takım hüviyetine bürünüyor ki hücumda efektif olan Janning savunmada da bir basamak yukarı çıkabiliyor. Pınar Karşıyaka’da ise Fenerbahçe Ülker serisinde gördüğümüz üzere Strawberry bu takımın savunmada da hücumda da “gizli silahı”. Maç içerisinde ne kadar çok gizlenmekten vazgeçerse İzmir temsilcisi o kadar etkili olacaktır.
“Sonuç”
Buraya rahat bir seri sonrası gelen Anadolu Efes ile zorlu Fenerbahçe Ülker serisinden gelen Pınar Karşıyaka finalde kozlarını paylaşacaklar. Dinlenerek gelmek bir avantaj olduğu gibi kimi zamanda daha diri daha daha hazır olarak zorlu bir seriden gelen takım seriye çabuk ısınabiliyor. Kısacası çok keyifli, bol çekişmeli harika bir final serisi bizi bekliyor. Kupaya kim uzanır tahmin etmek zor ama benim gönlümden geçen serinin 4-3 bitmesi.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Mail: fersu77@abcspor.com
twitter: @fersudeniz
