https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ELDE VAR SEKİZ…

Okunması Gerekenler

efeTBL’de play-off vakti geldi çattı. İlginçtir ki, takımların hemen hepsi şu tarih itibariyle sakatlık belasından âri biçimde play-off’lara katılabiliyor. Pek çok çetin sinir harbinin ve fiziksel mücadelenin yaşanacağı bir silsile başlarken, sakatlıkların henüz baş göstermemesi herkesi gülümsetiyordur elbet; fakat acaba sadece temiz bir sağlık durumu şampiyonluğu elde etmeye yetecek mi? Eşleşmeleri birazcık daha eşeleyemeye başlayım ki, sorulara bir cevap bulunsun:

 

Fenerbahçe Ülker (1) – Galatasaray Liv Hospital (8): Galatasaray’ın vaziyetinde değişen bir şey yok. Dar ve kısır rotasyonun kaliteli isimlerden oluşması onları buraya kadar taşıdı belki; fakat nefesleri, tam kadro çıkabilen ve rotasyonu en dip köşesine dek eşit miktarda kullanmayı âdet edinen bir rakibe ne denli yetebilecek? Üstelik de o rakibin kadro kalitesi en az Galatasaray kadar muteberken? Genç oyuncular Ege Arar, Göktürk Ural, Şuacan Pişkin ve Nikolov’dan azami ve en azından asgari ölçüde faydalanmadıkça, 7-8 kişi ile arka arkaya 2-3 maçı nasıl istediği gibi oynayabilir ki Ergin Ataman’ın ekibi? Cevap: Oynayamaz. Kondisyon öyle bir hadise ki, GS mucizeler yaratarak bu turu bir şekilde aşmayı başarsa bile, bir sonraki safhada rakipleri karşısında derbeder hale gelip, döküleceklerdir. Fenerbahçe’nin Final – Four’da yaşadıklarından sonra burada güç gösterisi yapacağına kuşku yok.

gs fb 1İki tarafın da oyun kurucu yönünden yüzü gülmedi, fakat en azından FB Ülker’deki 1 numaralar, oyun kurucu oynatılınca verimi düşmeyen türden isimler. Galatasaray’da ise Justin Carter, çok yönlülüğünün ceremesini oyun kurucu görevinde oynatılmakla çekiyor. Erceg – Kerem Gönlüm ikilisi, Bjelica – Vesely – Oğuz – Zoric türünden bir rotasyon karşısında bir maç boyunca ayakta kalabilir, ama ikinci maçı kaldıramazlar. Benzer bir durum, Micov – Pocius isimlerine ağırlık veren 2 ve 3 numara mevkileri için de geçerli. Patrick Young, Fenerbahçe’deki uzunların aksine tam bir pivot olabilir, fakat hem erken faul almaya yatkın yapısı, hem de dinlenme imkanını bulamayacak olması sebebiyle verimi düşecektir. Galatasaray’da savunmanın, yani Sinan’ın yedeği kim? Kimse o’nun yerini dolduramaz. Dolayısıyla, Fenerbahçe’nin moralsizliği ve yorgunluğu, Galatasaray’a taş çatlasın 1 maçta avantaj sağlayacaktır. Tahminim, 2 – 1 Fenerbahçe Ülker kazanır.

 

Anadolu Efes  (2) – Türk Telekom (7): Bu serideki en ilginç hadise, Türk Telekom’un istikrar derecesi. Ligin ilk yarısının kapanış maçında şahane bir 3 sayı performansı ile Efes’i yıkmışlardı; üstelik Telekom’un yerli oyunculardan yararlanma anlayışı muazzam, takdire şayan. Efes, gününde değilken şutlarda tökezliyor, orası doğru. Fakat içeriden, yani boyalı alandan oynadıkları oyunlarda Telekom’dan hem taktik hem rotasyon derinliği hem de oyuncu kalitesi olarak iki gömlek daha üstünler. Telekom’un boyalı alanda en büyük sorunu, Rakovic’ten eser miktarda faydalanmalarını sağlayacak formülü üretememeleri.

efes telekomKoç Ercüment Sunter’in tecrübesi her zaman taktik dehasından üstündür; fakat Rakovic’e ilişkin bir çözüm üretmek için tecrübeden çok stratejiye ihtiyaç var. Johnson, Ümit Sonkol ve McCauley, Rakovic olmadan Kristic ve Lasme gibi iki kurdun karşısında uzun süre dayanamaz. Benim için bu serinin kilit ismidir Milovan Rakovic. Diğer pozisyonlara bakarsak, Barış Ermiş, Evren Büker ve Michael Roll gibi kalburüstü oyuncuları var Ankara ekibinin; lakin Valters ve Josh Carter haricinde Telekom’da maçı kopartacak “clutch player” bulunmuyor; oysa Efes’te bu işi Perperoglou, Heurtel, Bjelica ve Kristic üstelenebiliyor. Üstelik, Efes de yerlilerinden en az Telekom kadar iyi verim alıyor. Efes, pas trafiğini ve oyun konsantrasyonunu üst seviyede tutarsa, Ivkovic’in önderliğinde seriyi geçer. Maçlar başa baş gidecektir. Ama tahminim: 2 – 0 Efes alır.

 

Darüşşafaka Doğuş (3) – Trabzonspor Medical Park (6): Böylesi bir eşleşmeyi oynayan takımlar eğer ligin ilk yarısı biterkenki performanslarında olsalardı, Daçka’nın maç kaybedeceğine katiyen ihtimal vermezdim. Velakin ligin ikinci yarısında Trabzonspor şaha kalkarken, Daçka enteresan bir grafik sergiledi. Darüşşafaka’nın özellikle son haftalarda ligin ilk iki sırasındaki Fenerbahçe ve Efes ile yaptığı maçlarda nasıl çuvalladığını görünce, Farmar’ın Daçka’ya hiç de yaramadığını bir kez daha teyit ettim. Artık, oyun kısırlaştıkça, ne Seibutis ne de Gordon eski etkinliklerini sergileyebiliyorlar. Bu da gitgide Taylor Brown’a ve onun düşük yüzdelerine bel bağlar hale getiriyor Daçka’yı. Kağıt üzerinde Darüşşafaka şampiyonluk için bile her türlü silaha sahip. Fakat sahada işler çok değişiyor. Daçka’nın Vidmar – Brown – Shurna – Dudley’den (Ersin Dağlı) oluşan uzun rotasyonu, Trabzonspor’un boyalı alandaki Stipanovic – Velickovic – Ivanov cephesine karşı çok sert bir mücadele vermezse, boyalı alan üstünlüğü tümden Trabzonspor’da olacaktır.

trabzon dackaÇünkü Trabzon’da takım uyumu, switch’ler, uzun – kısa oyuncu iletişimi had safhada verimli. Fakat Daçka bakımından aynı şeyleri dile getirmek zor. Kısalarda Hardy – Bost – Can – Marshall – Nusret – Alper ve Yunus, Daçka’nın Seibutis – Farmar – Greer – Gordon – Göksenin’ine karşı kalitede kaybettiklerini, uyumda ve takım oyununda geri kazanıyor. Dolayısıyla, Daçka, eğer iyi bir takım oyunu ve görev paylaşımı yapamazsa, seriyi ancak canını dişine takıp kıran kırana mücadele vererek geçebilir. Aksi halde, bu serinin favorisi, Trabzonspor’dur. Özellikle Trabzon’da benchten gelecek yerli oyuncuların (başta Can Altıntığ, Nusret ve Alper olmak üzere) serinin kilit unsurları olmasını bekliyorum. Velickovic ve Ivanov, içeride Stipanovic varken, Daçka’nın başını döndürecektir. Zor anlarda da Hardy ve Marshall ağırlık koyacaktır. Unutmayalım ki, Daçka’da zor anların üstatları Seibutis, Gordon ve Farmar inişteler, uyumsuzlar. Tahminim: 2 – 1 Trabzonspor alır bu şartlarda.

 

Pınar Karşıyaka (4) – Bandırma Banvit (5): Geldik en zevkli seriye. İlk turda bu iki takımdan birisinin elenecek olması basketbol adına üzücü, çünkü her iki ekip de basketbolumuzun son 5 – 6 senesinin yükselen değerleri. Onların başarıları artık azımsanamayacak ölçüye vardı. Hem ligde hem de Avrupa’da pek çok tarihi başarı elde ettiler, daha iyilerinin de kapısından döndüler. Gelecek yıllarda iki takımın da çıtayı yükselteceğine kuşku yok. Peki, bugün elimizde neler var? Pınar Karşıyaka, Bobby Dixon gibi bir komutana, Diebler gibi muhteşem bir görev adamına ve Strawberry gibi bir savunma neferine sahip. Pota altında ise hem hareketli, kıvrak isimleri var (Barış Hersek, Kenny Gabriel, Juan Palacios) hem de eski usul kalıplı pivotları (Cemal Nalga). Ayrıca Egemen Güven gibi bir yükselen yıldız adayına sahipler. Yetmedi; Erkan Veyseloğlu ve İnanç Koç gibi duygusal liderlere ve Yunus Emre ve Soner Şentürk gibi savaşçıların dahil olduğu bir bench katkısına da haizler. Spektaküler hareketlerle moral üstünlüğünü elde tutmasını biliyorlar. Seyirci katkısı bakımından Kaf-Kaf’dan geri kalmayan Banvit’te ise, Chuck Davis ve Mejia’nın performansları göz doldururken, Rowland, bir iyi bir kötü oynuyor ve takımı oynatmaktan ziyade kendisini oynatıyor. Yedeği Şafak ve şans bulması halinde yeni Bodiroga adayım Tolga Geçim, Rowland’dan doğan bu eksiği kapatabiliyorlar. Rowland ile Şafak’ı yan yana oynatma taktiği ile Banvit’in basketbolu seviye atlayabiliyor. Peki ya diğer pozisyonlar? Kaf-Kaf için Strawberry ne ise, Banvit için Simmons çok daha fazlası. Baron ve Can Maxim (ki Baron kadrodayken Can’ın verimi çok düşüyor, oysa Can bence daha kaliteli bir oyuncu), tıpkı Erkan ve Strawberry’nin yaptığı gibi sürpriz skorer ve dinamo görevini görebiliyorlar.

ksk banvitBu serinin sırrı, pota altı verimi. Ligdeki maçların ikisinde de, Banvit pota altı rotasyonunun darlığından muzdaripti. Öyle ya, Dragicevic – Veremeenko – Davis üçlüsünden ikisi sürekli yan yana oynatılıyor ve yeterli yedeklenme imkanı bulamıyorlar. Bu da, hem kısa hem de uzun vadede daha çok yıpranma ve yorgunluk demek. Diğer tarafta ise, her türlü sisteme cevap verecek çeşitlilikte Cemal – Gabriel – Palacios – Barış rotasyonu var. Hem içeriden hem de dışarıdan birer skor tehdidi arz ediyor Karşıyaka’nın uzun rotasyonu. Banvit ise, Veremeenko ve Dragicevic ile, hem savunmada hem de hücumda daha bir tek yönlü. Ayrıca Karşıyaka kısaları, Banvit kısalarına nazaran, uzunları oyuna dahil etmekte daha yaratıcı ve iyiler. Eğer Banvit, genç PF Talat Altunbey’e süre vermezse, pota altı üstünlüğü net Karşıyaka’da olur. Anahtar oyuncular, Erkan Veyseloğlu ve Can Mutaf’tır. Kim kazanır? Tahminim: 2 – 1 veya 2 – 0 Pınar Karşıyaka.

 

Herkese şimdiden iyi seyirler. Destansı bir play-off macerası başlıyor. Şimdilik, elde var sekiz…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : efe.ozenc@abcspor.com

twitter : @efe_ozenc

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular