Türk sporunun en centilmen, en beyefendi, en kibar isminin aramızdan ayrılışının 5.yılı…
Onsuz geçen tam 5 sene…
Taraflı tarafsız bütün spor camiasının ayakta alkışladığı sevdiği bir başkandı o.
Galatasaray’a olan sevgisi için canla başla çalıştı. O kadar çalıştı ki doktorlar kendisine sayın başkan dinlenmen gerek dediklerinde ‘Hayır Galatasaray’ım için çalışmam gerek’ diyerek, adeta kendisinden vazgeçmişti.
Türk Telekom Arena’nın bugünlere gelmesinde ki tek aktördü şüphesiz. Canını dişine taktı ve Galatasaray taraftarına bu stadı armağan etti.
2005-2006 sezonunda ezeli rakibi Fenerbahçe’nin Denizli’de 1-1 berabere kalıp, Galatasaray’ın şampiyon olduğu o günkü soyunma odası konuşması halen dinlerim.
‘Çok zorlu bir 4 seneyi geride bıraktık. Hepimiz üzüldük. Sizler de üzüldünüz. Ama Allah bugün bizleri güldürdü. Çok şükür edin, hamd olsun deyin bu işin bereketidir. Bu başarı sizin eserinizidir. Benim ve yönetimimizin iyi niyetidir. Bizi çok yıprattılar. Canı gönülden bana bağıramıyorlar farkındasınız. Olsun bundan sonra bağırırlar. Ben onlara bakacak değilim. Ben bir camianın lideriyim, başkanıyım. Sevenimiz de olacak sevmeyenimiz de. Ama bugün sizler beni sevinen adam pozisyonuna getirdiniz.Onun için teşekkür ediyorum. Borcunuzu ödediniz. Hepinizden Allah razı olsun. Ne muradınız varsa versin..
İşte böyle bir başkan. Galatasaray camiası değil bütün spor kamuoyu böyle bir adamı tanıdığı için çok ama çok şanslı.
Bugün sevgili başkanı anlatmaya çalışırken kendisinin geçmiş dönem konuşmalarına yer vermeyi uygun gördüm. Kendisinin ses tınısını bir kez daha kulaklarımızda nacizane hissetmek için.
Şimdi de sevgili Ali Kırca’nın konuşmalarına yer vermek istiyorum.
Herkesin yüreğinde ortak duygular uyandı. Bir kerede yaşandı geçti vakit. Bir kederin bir acının ortak olabilmesi için kaybedilen şeyin de ortak olması gerekirdi. Hepimiz aynı kaybı yaşadığımız zaman aynı acıyı duyardık ancak.
Neydi Özhan Canaydın ile kaybettiğimiz. Bir yaşam tarzı, spora insani bir bakış, bir duruş.
İtiraf edilmeli ki sağlında herkesin gerekli desteği veremediği bir duruş. Hangi takımdan olursa olsun tarafsızlık kimliği bu duruşa destek vermeye engeldi sanki. Oysa erken gidişi ile anlaşıldı ki asıl ihtiyacımız olan da oydu.
Taraftarlık kimliği ile bastırdığımız o insani duruşun o asaletin içimizden bir parça kopmuş gibi hepimizi yaralaması ondandı.
Biz mahalle baskısı ile saklamış, o ise cesaretle dışa vurmuştu.
Ama yaşarken hiç kimsenin yüzüne söylenmezdi bu hasretler. Esirgenirdi nedense.
Ne demişti bir şampiyonluk kutlamasında ‘Allah razı olsun beni sevinen bir adam konumuna getirdiniz’. Her ölenin ardından olduğu gibi pek çok şey söylenecekti Özhan bey için. Söyleniyor da ancak onu hatırlamak için söylenen sözlerin başkanlığındaki başarı ya da başarısızlıklarına indirgenmesi muhasebenin başkanlık döneminden yapılması herhalde onu hiç anlamamak olur. O tartışmanın ne bugün de yeri olmalı ne de yarında. Öyle değerlendirmeler için ne büyük talihsizlik..
Ne büyük talihsizlik ki birine sevdiğini söyleyip hem de zerrece anlamamış olmak!
Dün gece kapandı o ömrün muhasebe sayfası. Özhan Canaydın yalnızca bir dönemin Galatasaray başkanı olduğu için değil ondan öte bir dönemin spordaki asil duruşun simgesi olduğu için değerliydi. Bir ömrü noktalayan herkes hayatın içindeki hasretleri ile hatırlanır son tahlilde. O saate gelindiğinde hayat temize çeker her şeyi. Ve sıradan olmayan insanlar içinde öyle.
Kimler ne goller bırakmadılar ki hayatın gollerine. Ne muzaffer tahtlar oturdu kimileri saltanat günlerinde. Ama kim Metin Oktay gibi efsane olabildi gönüllerde. Siyah beyaz görüntülerde silinip gitmişken golleri kim unutabilir şimdi o pırlanta yüreği.
Kim şimdi o sarayın asıl ve ASİL KRALI. Evet, hayat temize çeker her şeyi. Her şey unutulacak zamanla. Ama Özhan Canayadın’dan çoğumuz sahip olmak istediğinde olamadığı o asıl duruş kalacak geriye. Ve taraftarın tribünlerdeki sesleri sanki onun için söylenen.’BAŞARILAR GELİP GEÇER ASALETİN BİZE YETER’
HERŞEY İÇİN TEŞEKKÜRLER ÖZHAN BAŞKAN…
Özhan Canaydın’ın hayatı anlatırken şu mısralara yer vermişti.
Hiç kimse buyur etmedi beni. Bu dünyada hiçbir yere.
Ama açtım bütün kapıları tekmeleyerek.
Bütün engelleri göğüsleyip yıkarak.
Buyurun dediler o zaman incelikle
Ve buyurdum.
Elimden geldiğince görevimi yaptım.
Gülümsedim.
Hıçkırıklarımı boğarak sonun hiç kimsenin yorulmadığı denli yoruldum.
Artık kapılar açık kalsın bundan sonra gireceklere.
Şimdi dinlenmeye gidiyorum.
Hoşça kal güzel dünya..
Sen yoklukla savaştın. Bugün Galatasaray’ın bugünlere gelmesinde o kadar büyük payın var ki hiç kimse inkâr dahi edemez.
Huzur içinde uyu Özhan başkan. Galatasaraylılığın her zaman payidar kalacak…
kaan.ilhan@abcspor.com