Daha evvel de belirttiğim gibi yılın en önemli maçıydı Galatasaray Liv Hospital için… Gözümüz adam gibi bir forveti nasıl özlemiş!. Manuchar Markoshvili o kadar aradan sonra , hem de çok yüksek bir yüzde ile ( 2/2 saha ici ve5/8 3 sayı)attığı 19 sayı sezon başından beri aile babası Carlos’un dışında, çok şükür biri daha. evin malulen emekli olması beklenen büyük oğlu asgari ücretle de olsa iş buldu..
Baba Carlos’un da yardımı oldu tabii ki ve 14 sayı da ondan geldi. Geldiğinden beri ha patladı ha patlayacak diye beklediğimiz ‘Kabasakal Malik’ de çift basamağa zor bela ulaşınca(10 sayı,) tadından yenmeyecek bir galibiyet oldu…
Bu arada biraz nankörlük edecek olursam 2 şey söylemeliyim ki, ilki ahhhh o ilk Istanbul’da son saniye kaybettiğimiz maç diyeceğim, digeri şu maçı 2 sayı ile kazansak da lokomotifin simendiferi olsaydık keşke ikili averajda.. Neyse en azından katardan kopmadık, Real Madrid’in uzatmada kör bela ciktigi, Maccabi’nin cikamadigi deplasmanda ac gözlülük etmeyip buna da şükür diyelim!.
Kuban’da ise maç öncesinde belirttiğim en büyük avantaj ve dezavantaj olarak belirttiğim Marcus Williams bu sefer 27 dakika oyunda kalarak sıfır çekti ve makus talihini yenemedi….
Şimdi ipler Cimbomun elinde, kalan 4 maçın 3’unu kazanırlarsa, CSKA Moskova deplasmanı için gitti gözüyle bakıp, bu maclar da Partizan ve Bayern içerde ile Zalgiris deplasmanlari diye dusunuyorum, 4.lük garanti gibi olur ve görev tamamlanır..
Bu servis kırılması çok zor deplasmanda, gruptaki en önemli rakipleri yenerek bizlere güzel bir cuma günü yaşattıkları için teşekkürler Ergin Ataman ve öğrencileri..
alen.osepyan@abcspor.com