https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KEENLEMYEKÜN

Okunması Gerekenler

KEENLEMYEKUN

Hukukta yokluk, hükümsüzlük anlamında kullanılan bu söz Arapçada yok hükmünde, var değil gibi (yok) anlamına gelir.
Sadece siyasette değil, günlük hayatın içindeki tüm parametrelerin yönetiminde köşeye sıkışanların ya da işe başlamadan evvel daha baştan hamasete sığınacak herkesin çok sık başvurduğu bir yöntemdir de diyebiliriz.

İnsan gibi hafıza üzerine kurgulanmış bir varlığın öncesini yok sayması, içine düşülen hangi psikolojik girdabın sonucudur, onu da tartışmak gerekir.
Siyasetin doğasında olduğundan bu alanda yaşanacak yok saymalara aşinayızdır ve bu sebepten pek şaşırmayız. Aktörlerin bireysel ve kurumsal hafızalarını hem yok sayıp hem de yok saydırıp hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmesini rahatlıkla siyasetin iş tanımı olarak açıklayabiliriz.

Toplumun, bu durumla karşılaştığında sesini yükseltmek yerine kafasını çevirmesi, kulağının üzerine yatması ya da ölü taklidi yapmaya başlaması bu yöntemi normalleştirir ve hayatın olağan akışının bir parçası haline getirir.

Ses çıkarmaya niyet edenler ise erk tarafından kendilerinin de yok sayılacağından endişe ettikleri için külliyen susmayı uygun bulurlar.
Genel çerçevesi ile bu şekilde akıp giden sosyal hayatın önemli bir parçası olan spor dünyasının da bundan pay almamış olması zaten imkânsızdır.
Özellikle sosyal medyanın hayatımızın direksiyonuna, tahminimizin de ötesinde, geçmesinden sonra keenlemyekün kafa yapısını genel düstur haline getirmek moda oldu diyebiliriz.

Yönetici, sporcu, taraftar, teknik sorumlu ya da medya mensubu fark etmeksizin geçmişi yok saymak ve nabza göre şerbet vermek hayatın olağan akışının bir parçası oldu dersek yanılmış olmayız.

Seçilmek için bir dolu vaat verip koltuğa gelince 180 derece tersini yapıp kendini yok sayan yöneticiler, kurumsal hafızayı bir kalemde silip kendinden önce yapılan tüm işleri bir kalemde silen yönetimler var mıdır? Vardır…
Yorumcu iken radikal yorumlar yapıp taraftara şirin gözükmeye çalışan ve iş bulmak için kulüplere yanlayan teknik direktörlerin iş bulunca arşivdeki tüm söylemlerini yok sayması, sahada yorumcuyken söylediklerine birebir zıt kararlar vermesi var mıdır? Vardır…
Çıkarları çatıştığında sosyal ya da konvansiyonel medya fark etmeksizin, genelde ilintili olduğu kendi kulübü hariç, camialar ve şahıslar hakkında ağzına geleni söyleyen, 3 tane içecek sponsoru daha çekmek için zıvanadan çıkan medya mensupları var mıdır? Vardır….
Bileğini kessen akacak kanın rengi üzerinden metaforlar yaparak bir camiaya kendini kabul ettirmeye çalışan, halbuki parasını versen senin mahallendeki halı saha takımında bile sahaya çıkacak tiynette olduğunu sahadaki ve dışarıdaki hal ve gidişinden çok net anlayabileceğimiz sporcular var mıdır? Vardır…

Ve gelelim taraftara… Daha dün sana ağza alınmayacak laflar söyleyen, bu yukarıda saydığım insanları, sırf senin desteklediğin kulübü yıkayıp yağlıyor diye sineye çeken, dün dündür diyen, renklere ve armaya olan aidiyetini sırf gönül bu, sevda bu, aşk bu gibi ne idüğü belirsiz ve ölçülemeyen parametreler üzerinden yorumlama gafletinde bulunan taraftarlar var mıdır ve hatta çoğunlukta mıdır? Vardır…

Bütün bu paydaşların en önemli ortak noktası keenlemyekün demesidir. Neden bunu yapmaktadırlar?
İnsanoğlunun balık hafızalı olduğundan emindirler ve bunu koz olarak kullanırlar ama bence ülkemiz özelinde en büyük motif toplumdaki analitik düşünce yapısının son dönemlerde iyice yara almış olması ve hatta sıfır yaklaşmış olmasıdır.
Gerek ekonomik şartlar gerekse sosyolojik ortam insanlara idareyi maslahatı geçerli akçe olarak kabul ettirdiği için “işimiz görülsün abi” cumhuriyetine dönüşmekten kimse gocunmuyor. Herkes o anda işine ne geliyorsa o fikirde oluyor, o tarafa yanlıyor ve alması gerekenden az tepki alıyor zira tepki koyması gerekenler de o yolun yolcusu oluyor.

Yine de belirtmek gerekir ki yukarıda saydığım paydaşlar arasında beni en çok şaşırtan taraftarlar oluyor. Diğerlerinin hepsi maddi olarak bir beklenti içindeyken ağırlıklı olarak manevi tarafta yer alan taraftarların geçmişi yok saymasını ben pek anlamıyorum.
Taraftarlığı aşk ile tarif eden zihniyet kalbini ne kadar kaptırırsa aşk acısının o kadar büyüyeceğini biliyor olmalıdır. Bugün sineye çektiğin ve üzerini örttüğün geçmişin yarın tekrar seni vurup vurmayacağını asla bilemezsin. Sana yanlamak için senin hoşuna giden laflar söyleyenler yarın çıkarı değiştiğinde senin camian için “zaten orada da” diye başlayan cümleler kurmaya başlarlar. İşte o zaman daha çok üzülürsün…

Sen burada özne yerine ister sporcuyu koy ister hocayı ister medya mensubu istersen de yöneticiyi, hepsi aynı kapıya çıkmaktadır.
Bu sebepten akıllı olmak, durumu analiz edip bir sonuç çıkarmak ana düstur olmalıdır. Ancak o zaman dostunu da bilirsin dostun olmayanı da…

Keenlemyekün demeye meraklıysan da zaferlerden sonra demeni tavsiye ederim. Çünkü hayat uzun ve meşakkatli bir yol, geçmişe takılıp yaşayamayız. Gerekli dersleri çıkarıp onu unutup yenileri için önümüze bakmamız zaruridir.

Herkese sıhhat, akıl, spor ve huzur dolu günler dilerim…

mail: osman.cetin@abcspor.com

twitter: @msdoc78

Son Haberler

KÜÇÜCÜK PASİFİK ÜLKESİNİN SPOR YOLCULUĞU, NAURU

Pasifik’teki sadece 21 km² yüzölçümüne sahip küçük bir ada ülkesi olan Nauru ve Spor dendiğinde, açık ara en popüleri...

Benzer Konular