https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

TARİHİN EN İYİ BARCELONA’SI, BELKİ DE TARİHİN EN İYİ-BAŞARILI TAKIMI

Okunması Gerekenler

Frank Reejkard’lı kabus gibi geçen sezon sonrası, ezeli rakipleri Real Madrid’in tam 13 puan gerisinde ve kupasız kapatmışlardı sezonu.

Hollandalı’nın gideceği malumun ilanıydı ama yerine kim gelecekti. Mourinho başta, listede Arsene Wenger, Alex Ferguson, Laurent Blanc gibi birçok önemli teknik adam vardı ama bu isimlerle beklenen anlaşma sağlanamayınca, direksiyona B takımını çalıştıran, kulüp içinde yetişmiş Guardiola getirildi ve Pep efsanesi de bu şekilde başladı.

Ve sonrası belki de tarihin en iyi Barcelona’sı… Hatta birçoklarına göre belki de tarihin en iyi takımı.. LaMasia’nın yaratıcısı ve Katalan devinde adeta çığır açan Cruyff’un öğrencisi Pep, “boynuz kulağı geçer” sözünü tekrar ettirmişti bizlere..

Guardiola, futbolculuğu döneminde Barcelona’da neredeyse her şeyi yaşamıştı ve +30 kişilik dev ekibiyle beraber hem mental hem tecrübe olarak aslında bu göreve çoktan hazırdı. 12 kişilik bir kondisyoner ordusu, Cruyff’tan miras taktiksel kültürü geliştirecek teknik yardımcılar, rakipleri izleyip raporlayacak scoutlar ve aralarında sağ kolu “beyin” Tito Vilanova’nın da yer aldığı birçok yardımcı hoca.

10 numarasız, sol sağ içli 4-3-3 sistemi, akademi çıkışlı 3 orta saha; Busquets çapa, sol ve sağ içlerde de Xavi-Iniesta ile destan yazarken, hem top maçın büyük bölümünde onlarda kalıyor, hem de top rakipteyken “boğucu bir pres ve harika spacing ile” 2-3 pas bile yaptırmadan geri kazanıyorlardı.

Adeta oyun pratiği kusursuza yakın şekilde makineleşmiş, tamamıyla top odaklı, tiki-taka denen robotik bir oluşum izletiyorlardı futbolseverlere…

Kulüp tarihinde ilk kez bu kadar çok sayıda özkaynak mahsulü yıldız oyuncu başrolde oynarken, tabii ki en alfaları Messi olan, sonra da Pique ve Puyol gibi diğer LaMasia ürünleri ile, yanlarındaki kaliteli tamamlayıcı puzzle’ları da unutmamak lazım. Ve bizce Katalan olma torpili ile oynayan, “bu takımdaki en hatta belki de tek vasat halka” Valdes kaleciliğine rağmen!..

Daha ilk sezonda, Lig ve Kral Kupasının yanında, finalde Man United’i 2-0 yenerek Şampiyonlar Ligini de kazandılar ki, tarihte bunu başaran ilk İspanyol kulübü olmuşlardı. Hatta akabindeki Süper Kupa ve Dünya Kulüpler Şampiyonasını da kazanarak, 5’de 5, İspanya Süper Kupası’nı kazanarak 6’da 6 !!

2 Mayıs 2009’da Bernabeu’da 6-2 ile perişan ettikleri Real deplasmanı, sezonun en flaş maçlarından biri olurken, Eto ligde 30, Messi tüm kulvarlarda 35 gol atmış, 105-35 ile de La Liga’yı +70 averajla bitirmişlerdi.

Sonraki sezon, Cristiano Ronaldo, Benzema, Kaka gibi süper yıldızlarla takviye edilmiş Real Madrid engelini bir kez daha geçip ligde şampiyon olmuşlar ama tarihe “Mourinho’nun Otobüsü” olarak geçen meşhur Şampiyonlar Ligi yarı final maçında, %76 topla oynama ve rakibe sadece 67 pas yaptırmalarına rağmen, İtalyan kilidini açamamış, bu 3 senelik Nirvananın tek kötü anısı olmuştu Inter eşleşmesi belki de kulüp için..

3’ncü sezon ise, o acı anıyı yaşatan Mourinho da Real eşrafına katılmış ama o da engel olamamıştı Katalan devinin kusursuza yakın performansına.. Hem La Liga’yı kazandılar, hem de Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Real’ı eleyip, finalde de Man United’i Wembley’de 3-1 ile geçip kupayı.

28 Mayıs gecesi sahne alan maçın sonunda Ferguson bile rakibi “amasız şekilde” tebrik ederken, %68 topla oynama istatistiğine sahipti Barcelona final maçında..

Sonuç olarak; 2008 – 2011 yılları arasına 2 Şampiyonlar Ligi, 1 Avrupa Süper Kupası, 1 FIFA Kulüpler Kupası, 3 Lig Kupası, 2 İspanya Süper Kupası ve 1 de Kral Kupası sıkıştırdı Pep ve talebeleri…

Kısaca tarihin en iyi takımı onlar mıydı yoruma açık tabii ki ama, 2009 senesinde katılınan 6 iç-dış kupanın hepsini sürklase edip kazanmak, bizce “en azından yakın tarihin en başarılı takımı” yapıyor Katalan devini…

** Bayram değil seyran değil, “seneler sonra bugün bu yazıyı niye yazdın” diyecek olanlara da; benim canlı seyrettiğim tarih içindeki en iyi üçlü Xavi-Iniesta ve önlerindeki Messi’dir.

Xavi 2014, Messi de 2015’de terketmişti Katalan topraklarını ve Iniesta da dün gece itibarıyla ayrılacağını açıkladı. Bana da son kalenin de gemiyi terkedişi, bir tarihin kapanışı hüznüyle bu yazıyı kağıda dökmek düştü.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: burak.belgen@abcspor.com

twitter: @BurakBelgen

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

KÜÇÜCÜK PASİFİK ÜLKESİNİN SPOR YOLCULUĞU, NAURU

Pasifik’teki sadece 21 km² yüzölçümüne sahip küçük bir ada ülkesi olan Nauru ve Spor dendiğinde, açık ara en popüleri...

Benzer Konular