Fenerbahçe–Trabzonspor: Skordan Daha Fazlası
Kadıköy’deki maç, tabelada 1-0 yazsa da sahada konuşulan çok daha fazlasıydı. Hakem kararları, yeni hocanın ilk sınavı, taraftarın beklentisi ve oyuncuların kişisel hikâyeleri… Hepsi tek bir akşamda toplandı.
Maçın Kırılma Anları
Onuachu’nun golü faul gerekçesiyle iptal edildi. Beş dakika sonra Okay’ın Kerem’e müdahalesi kırmızıya döndü. Trabzonspor 20. dakikadan itibaren eksildi, oyunun rengi değişti. Bu dakikadan sonra iki teknik adam da aslında 80’e kadar “zamana oynamayı” kabul etti. Maç, futbol olmaktan çok sabır ve sinir mücadelesine dönüştü.
Szymanski’nin Gerçeği, İrfan’ın Gölgesi
“İrfan neden oynamıyor, Mourinho onu bitirdi” diyenlere cevap sahada verildi. Szymanski, Trabzonspor’un sağ içini ve sağ çizgisini darmadağın ederken; İrfan oyuna girince Fenerbahçe’nin ritmi bozuldu. Bu maç, isim tartışmalarının değil, sahada kimin ritmi kurduğunun önemli olduğunu gösterdi. Artık İrfanın 8 pozisyonunda değerlendirilmesi gerekiyor. Kanat kısmında yapacakları etkin ama limitli.
Tedesco’nun İlk Sözü
Maç sonunda Domenico Tedesco net konuştu:
“Daha hızlı ve çabuk oynamamız gerekiyor. 1 gün savunma, 1 gün ofans, 1,5 gün duran top çalıştık. En önemlisi maçın sonucuydu. İkincisi de oyuncuların gösterdiklerimi sahaya yansıtmasıydı.”
İlk maçında aradığı şey estetik değil, uygulamaydı. Takımın çabası, skorla birleşince bu başlangıç ona zaman kazandırdı.
Çabukluk ve Telaş Arasında
Fenerbahçe’de yeni hoca Tedesco’nun ilk sınavıydı. Ama sahadaki oyun, yeni bir dokunuştan çok Mourinho’dan kalma alışkanlıkların gölgesinde geçti. Takım çabuk oynamak istedi, fakat çabukluk ile telaş birbirine karıştı. Top havaya kalktı, uzun paslarla çözüm aranırken sabır kayboldu. Oysa eksik kalan rakibe karşı yapılması gereken basitti: topu yere indirmek, oyunu kontrol etmek ve ritmi belirlemek.
Yeni transferler Kerem ve Arçi Brown daha yolun başında. Uyum için zamana ihtiyaçları var. Ancak bizim futbol kültürümüzde hâlâ şu inanç güçlü: “Bir oyuncu gelir, her şeyi çözer.” Oysa futbol bireysel kahramanlık değil, takımın ortak bilinciyle oynanan bir oyun.
En Nesyri: Safkan Golcü
En Nesyri’ye yönelik “kilitlendi” eleştirileri boşa. O bir pivot ya da oyun kurucu değil, sırtı dönük servisçi hiç değil. O safkan bir golcü. Gelen iki topun birini gole çeviriyorsa, görevini yapıyor demektir. Bu netlik, Fenerbahçe’nin en değerli silahı.
Mourinho’dan Tedesco’ya Geçişin İzleri
Mourinho döneminden Tedesco’ya geçişte oyunun detayları Fenerbahçe’nin yönünü açıkça ortaya koyuyor. Takım artık daha ofansif bir futbol oynuyor, topu geri kazanma süresi kısalmış durumda. Kadro kalitesi de belirgin şekilde artarken, Asensio formunu bulduğunda bu farkın daha da büyüyeceği kesin. En kritik noktalardan biri ise kaleci Ederson’un varlığı; o güven sorununu çözdü ve savunmanın arkasına sağlam bir temel yerleştirdi. Tüm bu değişiklikler, Fenerbahçe’nin kimliğini yeniden kurma çabasının somut işaretleri olarak dikkat çekiyor.
Sonuç: 3 Puan, Zaman ve Umut
Maçın kalitesi yüksek değildi. 30 şut istatistiği abartılı görünse de asıl mesele buydu: Fenerbahçe oyunu kontrol etti, Trabzonspor duvara yaslandı. Hakem kararları, tribün baskısı ve eksik kalan rakip, senaryoyu belirledi.
Ama sonunda önemli olan üç puandı. Çünkü bu galibiyet, teknik adam için bir güven kredisi, taraftar için bir nefes, yönetim için bir rahatlama oldu. Futbolun büyük resmi hâlâ çizilmeye devam ediyor, ama en azından yol açıldı.
mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com
twitter: @Yborekcioglu