Ballon d’Or’u kazanan açıklandı, ama yankıları aradan geçen 48 saate rağmen devam ediyor!..
Tarihte ilk kez, 64 sene sonra bir İspanyol’un kazandığı ödülün, aynı zamanda defansif bir orta saha oyuncusu olan Rodri’ye gitmesi, tartışmaları da beraberinde getirdi.
Sonuçta yazılı bir kuralı olmasa da, bugüne dek tarihte sadece bir kez bir kaleci kazanabilmiş (Lev Yashin-1963), 1976 Beckenbauer’den sonra geçen 48 senede de, sadece bir kez bir defans oyuncusu o ödüle ulaşabilmişti (Carnavaro-2006).
Buna yakın zamanda “kazanamayan” en güzel 2 örnek; 2014 Dünya Şampiyonu Almanya’daki kaleci Neuer performansı ve 2019 senesindeki, insanüstü performansı ile bitirdiği sezona, bir de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu katan, Virgil Van Dijk diyebiliriz.
Yine yazılı olmayan kural; ödülün verileceği yıl içerisinde çok fazla dikkat çeken bir başarı yakalamış bir takım varsa (mesela Şampiyonlar Ligini kazanan), o başarıda bireysel peformansıyla da sivrilen oyuncular, hele de forvetse ödül için doğal olarak öne çıkan aday oluyorlardı.
Geçen sene, Şampiyonlar Ligini hem de O’nun golüyle kazanmış ve almadık kupa bırakmamışken ödülün O’na verilmemesinin, bu sene diyeti ödendi diyen de var.
UEFA ile Real Madrid’in, farklı bir lig kurma teşebbüsünden beri araları papaz olduğu için, cezayı kestiler diyen de…
Rodri nasıl kazandı sorusunun bir diğer cevabı da, Real’li çok aday sayısı ve oyların bölünmesi de ihtimaller dahilinde.. Sonuçta resmi rakamları, kazananla ikinci arasında kaç puan fark olduğunu daha bilmiyoruz ama, 2-3-4’ncü olan 3 futbolcu da Real Madrid’li. Sırasıyla; Vinicius, Bellingham ve Carvajal.
Sonucun altın ayakkabı gibi, belirli bir istatistik üstüne değil, sübjektif oylara dayandığı düşünülürse, Ballon d’Or kişisel performans ödülü de olsa, sadece futbolcuların bireysel performanslarına bakarak değil, sezon içinde oyuncunun takımının neler kazandığı ve oyuncunun saha içi-dışı fair play davranışlarına bakarak da oy veren olmuş olabilir.
Yani sansasyondan uzak bir hayat, rakip oyuncular-takımlar-seyircilerce sevilme, kısaca “rol modele” kimi daha yakın gördülerse, bu da önemli bir etken…
Hemen herkes kararın açıklanacağı 28 Ekim gecesinden önce, Vinicus Junior’ın kazanacağı konusunda hemfikirken, karar gününde ödül törenine gitmeme kararı alan Vinicius ile tüm Real ekibi sayesinde, tüm dünya kazananı aslında öğrenmiş oldu!..
İşin ilginci, ödülü bir İspanyol futbolcu kazanırken, “öz hakiki İspanyol olan” Kralın takımının bu boykotu, başka bir tartışmayı da alevlendirdi.
Sonuçta Real, bir Katalan ya da Bask takımı değil, ödülü kazanan da Bask ya da Katalan bir futbolcu değil!.. Real kadar İspanyol olan Rodri’ye gitmişti ödül.
Düşünün ki; mesela Hakan Çalhanoğlu ya da Arda Güler veya Kenan Yıldız bu ödülü kazanacak ve 2’nci olan Fenerbahçe veya Galatasaray buna çok sert tepki gösterecek!.. Verdikleri tepkinin fazlası, ülkece boomerang misali, faiziyle üstlerine geri gelirdi sanki.
** OYLAMA NASIL YAPILIYOR ?
Bu konuya da açıklık getirmek lazım.
France Football 30 kişilik ana listeyi belirliyor.
FIFA sıralamasında ilk 100 ülkeden 1’er, toplamda 100 gazeteci, 5 tercih yapıyorlar. Puanlama, 1’nciden 5’nciye; 6-4-3-2-1 puan olarak yapılıyor.
Yani bir futbolcunun alabileceği maximum puan 600.
Fazla uzatmadan; kim kime oy verdi biz de merakla, tek tek, isim isim açıklanacak 9 Kasım France Football haberini bekliyoruz!..
** Bugüne dek oyu resmi anlamda belli olan tek isim; İspanyol gazeteci. Sırasıyla Vinicius / Rodri / Bellingham demiş AS’tan Alfredo Relano.
ABC SPOR
photo : getty images