Bugünkü yazı konumuz olan Bouldering; dağcıların tırmanış tekniklerini ve kondisyonlarını geliştirmek amacıyla 19. yüzyılda başladığı bir spor dalı.
İlk yıllarda, alpin tırmanışa hazırlık olarak kullanılan bu pratik, kaya tırmanışının bir alt disiplini olarak zaman içinde popülerlik kazandı.
Kronolojik sırasıyla 5 önemli basamak var bu sporun popüler olmasında;
Fransa’nın Fontainebleau bölgesi en önemli basamaklardan biri. Çünkü bouldering için bir merkez haline gelen bu bölgede, zamanla tüm teknikler ve stiller, sporun gelişiminde önemli rol oynadı.
1930’larda, Pierre Allain de Fontainbleau sonrası 2’nci önemli basamak. Kendisi de bir tırmanış sporcusu olan Fransız, tasarladığı özel ayakkabılarla ilgiyi fazlasıyla arttırdı.
1960’larda, boulder problemlerinin teknik zorluklarını sınıflandırmak amacıyla bir derecelendirme sistemi geliştirildi. John Gill de 3. basamak, Amerikalı matematikci modern bouldering’in babası olarak kabul edilir.
Daha sonra, 20’nci yüzyılın sonuyla beraber yapılan yapay dağlar (4. basamak), hem halkı kapalı salonlarda daha tehlikesiz olduğu için bu sporun içine çekti, hem de doğal yerler korunmuş oldu.
Yarışmalar ve festivaller gibi etkinliklerle daha da popüler bir hale gelirken, 2020 Tokyo Olimpiyatları’na dahil olmasıyla beraber, tüm dünyaca da tanınır bir spor oldu. Bu da 5. ve son basamak!..