Öyle Gordon Milne, oyuncular falan değil; önce sayın hocam (Fethullah Gülen) ve sonra da Medyum Memiş sayesinde şampiyon (3 sene üst üste) olduk..” İhsan Kalkavan (Günaydın Gazetesi)
Sayın Cumhurbaşkanımız.. 2 dakikada kaç kereydi unuttum.. Şampiyon olan takıma şampiyon takım denir, her zaman büyük denmez.. Beşiktaş’ın içinde bulunduğu duruma bakın, bir de Fenerbahçe’nin…
Saha içi, saha dışı.. Fenerbahçe son 16 yılın en kalitesiz kadrosuyla sahada, Beşiktaş şampiyonluğun bir adım ötesinde. Maç öncesi sosyal medyaya bakıyorum, Beşiktaş camiasında bir endişe.. İki takımında ön liberosu eksik, ama Fenerbahçe’de eksik daha fazla.. İki beki de yok… Hasan Ali sağda, Allahümme İsmail solda… Her iki takım da temkinli başladı maça… Şenol Güneş orta sahayı kalabalık tutup, Fenerbahçe’ye kontra imkanı vermemek istemiş; zira Fenerbahçe’nin kontradan başka bir silahının olmadığını sağır sultan duydu..! Fenerbahçe ise kalabalık Beşiktaş orta sahasında iki pası yapamadı.. 6.dakikada Lens ceza sahasına girerken indirildi, bir de 43 de Alper’in şutu var; Fenerbahçe adına da başka bir şey yok… Beşiktaş özellikle 20.dakikadan sonra ve özellikle İsmail’in kanadından çok etkili ataklar geliştirdi, İsmail tel tel döküldü, Advocaat seyretti ve nihayet ilk yarının son dakikasında da o kanattan gelişen ataktan Fenerbahçe golü yedi… Quaresma biraz ciddi oynasa, Beşiktaş iki üç farklı skor da elde edebilirdi.
Fenerbahçe orta sahada top yapacak bir oyuncuyu çok aradı. Van Persie orta sahaya o anlamda hiç katkı vermedi. Sow da ileride hiç top tutamadı ve durum böyle olunca, bu skor da ilk yarı için normaldi.. İkinci yarıya Advocaat Ozan ve Salih’i alarak başladı maça, doğru ama hamle geç olunca pek bir anlamı da olmuyor. Advocaat topa biraz daha sahip olup baskı kurmak gibi bir şey hedeflemiş, ama Salih Uçan Emenike’ye kaldırdığı top haricinde, iki tane isabetli pası atamadı. Roma’da ne yapmış, merak ettim doğrusu. Beşiktaş orta sahadan kaptığı toparla hızlı ataklarını geliştirdi, pozisyonlar buldu ama golü bulamadı. Son 10 dakikada anlamsızca yine geriye yaslandılar, önce Skretel, ardından da Josef oyundan atıldı. Ve korkulan oldu onlar adına! Marcelo santrası yapılamayacak dakikada, topu kendi ağlarına gönderdi ve Beşiktaş Fenerbahçe’yi yine yenemedi. Fenerbahçe’nin adı yetiyor mu ne? Oyun içerisinde zaman zaman gerginlikler oldu, hakem kanaat hakkını hep Beşiktaş’tan yana kullandı. Tolgay maçı tamamla(ya)mamalıydı, Skretel’in kırmızı kartı doğruydu. Skretel’in kart gördüğü dakikada Gökhan İnler oyuna girdi..
İşte iki takım arasındaki kalite farkı bu. Fenerbahçeliler için çok acı bir tablo bu bence. Sonuçta Fenerbahçe Beşiktaş’tan 1 puan alarak ikincilik şansını “az da olsa” sürdürürken Beşiktaş camiasını da strese soktu.. Maç öncesi BJK tribünlerinde açılan “AKILLI OL” pankartı muhatabını buldu. Akıllı olmazlarsa Başakşehir’e bir şampiyonluk hediye edebilirler. Beşiktaş’ta o potansiyel var. Kötü bir oyundan sonra son dakika golüyle taraftarını bir nebze de olsa sevindirdi Fenerbahçe, ama koca sezon da boşa gitti…
Rakiplere bakarsak; iki nokta atışı takviye ile çok şey değişirmiş, şampiyonluk gelebilirmiş. Mevcut tablo bunu söylüyor. Obradovic, Obradovic, Obraaaaadovic… Evet, çok güzel, ama taraftarı futbolda mutlu etmediğinde, diğer branşlardaki başarıların sevinci de buruk oluyor…
Fenerbahçe Angry Birds’le sponsorluk imzalamış bu arada.Hayırlı olsun… Fenerbahçe taraftarı başarıya aç bir halde, Hungry taraftar, Angry taraftar, başkan şunu bir anlasın artık…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907