500 PUAN !!
⁃ Fransız kraliçesi “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” demiş. ⁃ Albert Einstein var ya ? İlkokul’da matematikten sınıfta kalmış, öğretmeni bu “çocuk geri zekalı, bunu okuldan alın” demiş velisine. ⁃ Neil Armstrong, Ay’da ezan sesi işitip Müslüman olmuş. ⁃ “Biz de ne madenler var ühüüüü, ama çıkarmamıza izin vermiyorlar, çıkarabilsek dünyanın tek süper gücü biz olacağız”. ⁃ Askerde sancağı çalan ere teskere veriyorlar. Pek çok şehir efsanesi var böyle gerçek sandığımız, derleyip toparlasak kitap olur. Bir de şöyle bir şehir efsanesi vardı bizim zamanımızda.: ⁃ Üniversite giriş sınavında tüm soruları yanlış işaretleyene 500 puan veriyorlarmış (!) O kadar sorunun tamamına yanlış cevap verebilmek de bir başarıdır nihayetinde. Ciddi bir bilgi ister zannımca.
Pereira geldiğinden bu yana onlarca vaatte bulundu. Hızlı futbol oynayacağız, oyunu domine edeceğiz, önde pres yapacağız, rakibi ısıracağız, gole doymak bilmeyeceğiz, dikine oynayacağız, çok koşacağız, çok pozisyon bulacağız, sürekli gol düşüneceğiz…. Yaz yaz bitmez. Bu kadar vaatte bulunduktan sonra hiç birini gerçekleştiremeyip, tam zıttını yapmak da, üniversite sınavında tüm sorulara yanlış cevap verebilmek kadar sıra dışı bir şey, ben de YÖK gibi düşünüyorum ve Vitor Pereira’ya 500 puanı veriyorum, helali hoş olsun. Kalbime bu kadar hızlı giriş yapan ve kalbimden bu kadar hızlı çıkan bir başka Fenerbahçe teknik direktörü de olmadı. Bu konuda da Pereira’yı başarılı buluyorum. İşin şakası bir yana ortada acı bir gerçek var. Fenerbahçe bu hoca ile hiç bir yere gidemez. Tamamen vakit kaybı. Tazminatı kaç paradır, bilmiyorum ama Fenerbahçe’ye kaybettirecekleri, sözleşme fesih bedelinden çok çok daha fazla olduğuna eminim. Fenerbahçe bu saatten sonra Pereira ile bir yere gidemez. İdeal 11’i oluşturamamış, sistemini ortaya koyamamış, oyuncu değişiklikleri ile sahadaki Fenerbahçe’yi sabote etmiş, fizik eksik, kondisyon 60 dakika….. Eyvallah; bunların hepsi doğru tespit ama tüm bunlardan daha tehlikeli durumlar da var ortada. Futbolcu cin gibidir. İşler sarpa sardı mı, nerede durması gerektiğini çok iyi bilir.
Şu an hepsi Pereira’nın beğenilmediğinin ve suyunun ısındığının farkında. Pereira’ya sırt dayamanın vakti değil, Pereira’ya muhalif olmak belki daha doğru bir duruş. Taraftara oynamak her zaman prim yapar ve futbolcular bu yönde bir eğilim içersine girmek üzereler. Pereira ile araları günden güne bozuluyor çünkü. Özellikle dünya starları için durum biraz daha farklı. Çok büyük hocalarla çalışmışlar. Taktik ve antrenman görgüleri çok fazla ve Pereira’nın futbol bilgisini çoktan test edip onayladılar bile. Hocanın futbol bilgisine hürmet etmiyorlar. Kötü skorlarda fatura onlara kesilecek. Hoca ile aralarının açılması an meselesi. RVP, biliyorsunuz ki çok fena bir ayar verdi Pereira’ya. Postayı koydu: “Sen git otur şuraya, kendi işine bak; bana ne yapacağımı anlatma” dedi milyonların gözü önünde. G.Saray maçında futbolcular sahayı terk ederken Pereira Souza’ya “şuncacık boydaki adama kafa vurdurdunuz gibisinden bir şeyler söylüyor; O da “Hadi len” gibisinden bir vücut diliyle cevap veriyor. Yok, Aziz Baba, inat etme; bu iş olmaz. Sabır gösterilecek bir teknik adam değil bu. Bu adam umutsuz vaka. Nereden anlıyorum ? Her maç sonu verdiği beyanattan. G.Saray kalemize bir kez geldi, onda da gol oldu diyor hala. “Saha kenarında tir tir titredim, gol geleceğim diyordu, ben hamle yapamadım” demiyor.
Bence art niyetli bir adam değil Pereira, iyi bir insan ama kafası kalın bir futbol adamı oyun zekası anlamında. Bir şehir efsanesi daha vardır; ekonomi hocası aniden sınav yapacağım der, tek soru sorar; Risk nedir anlatın ? Herkes bir şeyler karalar, bir öğrenci boş kağıdın arkasına “risk budur” yazar ve hocaya verir. Bir tek o öğrenci sınavdan 100 alır. Hoca ikinci sınavda yine aynı soruyu sorar; Risk nedir anlatın ? Tabii ki bütün sınıf boş kağıt verip, arkasına risk budur yazar. İlk sınavda 100 alan öğrenci hariç, bütün sınıf 100 alır. Bunun üzerine ilk sınavdan 100 alan öğrenci hocaya itiraz eder, “hocam, ben de aynı cevabı verdim, ben niye sıfır aldım ? -“Aynı risk iki kez alınmaz oğlum, aptallıktır bu”.
Evet, Aziz Başkan’ım sen de aynı riski iki kez alma. Kapasitesiz bir hocayı göndermedin, risk aldın. İkinci riski alma artık, yeter !! Sonu yok bu maceranın..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907
