ŞAMPİYON OYUNU
Beşiktaş adına ilk yarının son iki haftasına girilirken zorluk derecesi yüksek olarak nitelendirilebilecek son maçtı Karagümrük deplasmanı. Ligin...
İlk devresini 43 puanla ve 8 puan farkla tamamladığımız fakat 5 kırmızı kartla başlayan tuhaf (!) olaylar zinciri sonucunda bir şekilde şampiyon olamadığımız 2003-2004 sezonundan 12 yıl sonra 41 puanla ve 41 golle 2015-2016 sezonunun ilk yarısını önde kapatmayı başardık. Taraflı tarafsız herkesin futbolunun hakkını teslim ettiği bir Beşiktaş var karşımızda. Bir orkestra nizamında herkesin üzerine düşeni yaptığı, akordu biraz bozulanın yerine bekleyen 2-3 kişinin olduğu kusursuz bir makine gibi adeta.
Oysa elektrik kesintisiyle başlayan maçın ilk görüntüsü böylesine bir farkı pek vaadetmiyordu ama oyun ilerledikçe Konya’nın toplamış olduğu 26 puana rağmen yeterince ısırabilen bir takım olmadığını, Beşiktaş’ın da pozisyon vermeme ve alan daraltma konusunda iyi bir performans ortaya koyduğunu söyleyebilirim. Ilk yarıda beklenen gol gelmemesine rağmen bir endişe hissetmiyordum çünkü oynanan futbol olumlu sinyaller veriyordu. Bu takım birlikte oyamaktan keyif alan oyunculardan kurulu ve çok ender maçlar haricinde bu iştahı sahaya yansıtmayı başarıyorlar. Aslında gelinen noktada Oğuzhan’ı ve Olcay’ı takıma kazandıran Samet Aybaba; Gökhan Töre, Sosa, Kerim Frei ve en önemlisi Atiba Hutchinson’ı Beşiktaş’a transfer eden Slaven Bilic ve Cenk Tosun’la 5 yıllık sözleşme yapılmasını sağlayacak kadar vizyon sahibi olan Önder Özen’i de anmamak olmaz. Bu yapıda hepsinin harcı var. Zaten uzun süreli ve sürdürülebilir başarı için sabır ve takım içinde bir jenerasyon oluşması gerekiyor.
Tıpkı 2000 yılında UEFA Kupası’nı kazanan Hagi’nin yönettiği ve milli takımın belkemiği olan Galatasaray, 80’lerin sonundaki BJK, Manchester United’ı 1992-2012 arasında zaferden zafere koşturan o altın kuşak gibi. Burada iki önemli faktör var; takımı kenarda yöneten hoca ve takımı saha içinde yöneten bir veya birkaç lider özellikli futbolcu. Şenol Güneş teknik direktör olarak 2002 Dünya Kupası’nda büyük bir başarı, 1996 ve 2011’de ise iki büyük travma yaşadı. Gördüğüm kadarıyla bunlardan gerekli dersleri çıkardı ve Beşiktaş’ın en büyük sıkıntısı olan soğukkanlılığı ve sabrı takıma aşıladı. Saha içindeki liderlik içinse bu rolün orta vadedeki en büyük adayı Oğuzhan Özyakup’tur. Şu anda ise onun yanında Sosa, Gomez, Rhodolfo ve Atiba gerek yaş, gerekse deneyim olarak hep birlikte bu sorumluluğu alabiliyorlar. Quaresma da kendisine atılan tekmelere ve çıkmayan kartlara rağmen sinirlerine de hakim olmayı başarırsa ilk yarı karne notu benim beklentilerimin üzerinde oldu.
Bugün çok iştahlı olmasına ve olumlu futboluna rağmen gördüğü sarı kart nedeniyle geçmişini bilen hocanın onu kenara alması normaldi. Onun gösterdiği tepki de son derece doğaldı çünkü iyi oynadığını biliyordu ama takımdaki uyumu bozmamak adına bu tepkiyi göstermese daha iyiydi. Kötü oynamasına rağmen sahadaki varlığı rakibe her zaman korku salan Gökhan da attığı mükemmel golle maçın bitmesini sağladı ve takımı rahatlattı. Beşiktaş’ın şampiyonluğa giden yolda iyi bir Gökhan’a çok ihtiyacı olacak. Kaleciyle karşı karşıya topun dibine vurmayı bilmeyen Türk forvetlerinin aksine Gomez’in attığı gol ve yaptığı koşu üst düzeydi.
Yeni yıla mutlu girerken tabii yarışın daha yarısında olduğumuzu ve futbolun pek çok beklenmeyen gelişmelere gebe olduğunu unutmamak lazım. Hele de başta belirttiğim gibi Lucescu gibi değerli bir hocayı Türkiye’den kaçıran ve geri döndürmeyen 2003-2004 sezonu gibi… Ancak Beşiktaş’ın bulunduğu yer tesadüf değil ve önceki üç sezonun bir birikimi. Karşısında ise çok flaş transferler yapan ve yol aldıkça takım kimliğine daha çok bürünen Fenerbahçe var. 2004’teki filmi tersine çevirmek elimizde ve bu sefer stadı olmamasına rağmen çok kolay dağılmayacak bir başkan, teknik direktör ve futbolcu topluluğu var. İyi bir kaleci ve stoper transferiyle o gelen oyuncular da takıma uyum sağlarsa, Beşiktaş’a bu sezonda şampiyonluk çok yakışacak.
ŞAMPİYON OYUNU
Beşiktaş adına ilk yarının son iki haftasına girilirken zorluk derecesi yüksek olarak nitelendirilebilecek son maçtı Karagümrük deplasmanı. Ligin istim üstündeki takımlarından biri olan...
YURTTA 3 CİHANDA 3
Sağda Mahsun, solda Alişan, ileride İbo ve Nihat çift santrfor.
Sanıyorum bugün her Fenerbahçeli bugün maçı izlerken Mesut'u bir yerlere koydu kafasında,...
GENİŞ KADRO SAYESİNDE
Fenerbahçe ligin en geniş, en alternatifli kadrosuna sahip. Her pozisyonda iki oyuncu olacak şekilde sezona girdik. İyi ki de öyle yapmışız. Yoksa...
Faul nedir? Neleri kapsar?
Faul, oyunun kurallarını ihlal eden hareket ve davranışlar bütünüdür. Snooker’da eğer bir vuruş sırasında faul tespit edilirse, oyuncunun sırası sona erer,...
ŞAMPİYON OYUNU
Beşiktaş adına ilk yarının son iki haftasına girilirken zorluk derecesi yüksek olarak nitelendirilebilecek son maçtı Karagümrük deplasmanı. Ligin istim üstündeki takımlarından biri olan...
EMİN ADIMLARLA
Aslında kupa maçından sonra Sergen Yalçın’ın dediği gibi ligin gidişatını etkileyecek bir derbi değildi. Ancak bu maçın zirve mücadelesindeki yakın puan durumunu düşünerek...
ZİRVENİN SAHİBİ
Evinde son 6 maçını kazanan Beşiktaş'ın konuğu, deplasmandaki 8 maçının 5'ini kazanmayı başaran Galatasaray'dı. Hangi takımın başarısının daha tesadüfi olduğunun anlaşılacağı kapışmaya hava...
“KADIN FUTBOLU SEFERBERLİĞİ” KAMPANYASINA HAZIR MIYIZ?
İki haftadır, “KADIN FUTBOLU” üzerine yazıyorum. Bu şimdilik son yazım. Üzerinde çalışmalarım hep devam edecek. Size bu yazımda Türkiye’deki...
Sitemizde temel hizmetler ve işlevleri sağlamak ve ziyaretçilerin sitemizle nasıl etkileşimde bulunduğuna dair verileri toplamak için tanımlama dosyaları gibi araçlar kullanıyoruz. Kabul Et’e tıklayarak, reklamlar, analitik ve destek için bu araçları kullanmamızı kabul edersiniz.
Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Çerez’leri (Cookie) silebilir ya da engelleyebilirsiniz.Kabul EdiyorumKabul EtmiyorumGizlilik ve Çerez Politikası