https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

35 METRELİK ÇOMAK

Okunması Gerekenler

Hafta içinde anormal bir hava oluştu geçen haftaki 3-1’lik galibiyetimiz sonrası.
Zorlu buluşması ardından algı operasyonu yapanlar.
Bu düzenin 5 yıldır şampiyon olamayan Fenerbahçe için olduğunu iddaa edenler.
Kulübü karıştırmak için gazetecilik onurlarını satıp bile isteye yalan üstüne yalan haberler yapanlar.
Fenerbahçe-Beşiktaş maçının hakem kadrosunu acil toplantıya çağırıp ibret’-i alem olsun diye fırça çekenler.
Evet bunların hepsi ama hepsi son 1 hafta içinde yaşandı.
Sezon başından beri hakem hatalarından dolayı en çok puan kaybeden takımın açık ara Fenerbahçe olduğu unutuldu.

Neredeyse yıllar önce Anelka’nın golü sonrası ”El değmemiş lig istiyoruz” pankartıyla sahaya çıktıkları gibi topla tüfekle herşeyleriyle Fenerbahçe’nin üzerine geldiler.
Tüm diğer rakiplerin görece kolay maçları olduğu için bu hafta tek beklenti vardı. Herkes kazanacak, sadece Fenerbahçe puan kaybedecek. Tüm Türkiye buna hazırlanmıştı. Bu senaryoya bu plana bir çomak sokmak lazımdı.
İşte o çomağı 35 metreden Jailson soktu.
Oyunu bozdu.

Ben aslında bu oyunu bozmak için Fenerbahçe’nin daha konsantre, daha coşkulu, bir final maçıymışçasına sahaya çıkmasını beklerdim. Haa fena mıydı çocuklar? Değillerdi. İyi mücadele ettiler ama oyun olarak rakibi pek domine demediler. Biraz Denizli deplasmanındaki gibi oynadık. Çok göze hoş gözükmedi oynadığımız oyun ama kompakt durmaya çalıştık sahada en azından. Rakibe çok alan ve ciddi pozisyon vermedik. Fırsat buldukça da kendimiz pozisyona girdik.Sivas deplasmanında da bu şekilde temkinli oynasaydık hiç olmazsa 1 puanı cebe koymuş olurduk. Neyse artık oraları düşünmeyelim ve önümüze bakalım. Üstüste çok önemli 2 galibiyetle tekrardan iddaamızı perçinlemiş olduk. Şimdi bir kaç nokta transfer ve iyi bir kamp dönemiyle ikinci yarıya kuvvetlenerek girmemiz gerekiyor.

En çok kuvvetlenmesi gereken oyuncu tabii ki Kruse. Bugün yine güçsüzdü. Belli ki hem kafa olarak hem de fiziken kendini toparlaması gerekiyor. Hocaya ve idari kadroya bu konuda büyük görev düşüyor. Bugün Tolga’yı da beğenmedim ben, Zanka da el bombası gibiydi her an takımı yakacak vaziyetteydi. Zaten yediğimiz golde hem Ozan hem de Altay ile beraber hatası vardı. Ozan demişken hafta arası sözleşmesini uzatmak moral verir sanmıştım, tam tersi fazla rahatlatmış onu. Ne ikili mücadelelerde ne de pas trafiği içinde geçen haftaki performansına yaklaşamadı. Deniz’in golü güzeldi gerisi vasat. Jailson hem defansta hata yapmadı hem de attığı golle belki de ligin kaderini etkiledi. Bu maç seneler sonra hatırlandığında ”Jailson” ile hatırlanacak. Gustavo ise nerede yangın varsa yine ordaydı , itfaiyeci misali her tarafı söndürdü.

Son olarak ta hakem için iki çift laf edelim.
Hafta arasındaki algı operasyonundan etkilenmemesi mümkün değildi.
Vedat’ın üstüne basarak yükseldiklerinde benim aklıma hemen yıllar önceki Wagenhaus pozisyonu geldi. O pozisyonda Ahmet Çakar penaltıyı vermiş belki de Fenerbahçe’nin muhtemel bir şampiyonluğu gitmişti. Bugün Vedat’a yapılan faul Wagenhaus’unkinden 3 kat daha fazla penaltıydı. Geçen haftaki ”karşılıklı” olan Vida-Serdar pozisyonlarıyla da alakası yoktu. Tamamen tek taraflı bir faul sözkonusuydu. Hakem gördü ama oralı olmadı. Buz gibi penaltıyı vermedi.

Sonuçta Fenerbahçe hakemi de, federasyonu da, MHK’yi de, basının önemli bir bölümünü de yenmiş oldu bugün. Jailson 35 metrelik borusuyla çomağı soktu tüm oyunun içine. Ancak papaz her zaman pilav yemez. Hakem her zaman yenilmez. Başkan Ali Koç ve yönetim kurulu umarım, bırakın lehine olmayı, senelerdir aleyhine olan bu düzenle uğraşmaktan vazgeçmez.

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular